Suzan R. Hofstede Yayınları

                Ülkemizde son günlerde sıkça konuşulan konulardan biri kuraklık… Çoğumuz gelecek nesillere yetecek kadar su kalmama korkusu içindeyiz. Ancak çok basit önlemlerle bu korkunç sorunun önüne geçebiliriz. [1]             Kuraklık; normal yağış miktarının çok altına düşmesi ve su kaynaklarının tükenmesi anlamına gelmektedir. Bu sonucun ortaya çıkması için çok uzun bir süre boyunca yağış miktarının çok az olması gerekmektedir. Bu sorun aylar, mevsimler ya da yıllar sonucunda oluşmaktadır. Maalesef günümüzde hızla ilerleyen küresel ısınma nedeniyle kuraklık problemleri Dünya çapında artmıştır. [2]             Yandaki haritada Türkiye’nin son bir ayki kuraklık durumu belirtilmiştir. Özellikle Türkiye’nin batısında, İç Anadolu’da ve Doğu Anadolu’nun bir ...

  Gün içerisinde hepimiz işyerlerinde, okullarda, evlerde hatta sokaklarda bile pet şişeden su içiyoruz. Günlük hayatımızda çoğumuz süt, zeytinyağı, deterjan gibi plastik malzemeler kullanıyoruz. Hepimizin elinde aslında onlarca plastik kapak bulunmakta. Peki bu plastik kapakları hiç düşünmeden atmak yerine biriktirerek çevremizdekilere yarar sağlamaya ne dersiniz? Yapılacak tek şey günlük kullanılan ve işi bitmiş plastik kapakları biriktirmek. Hiç kimse bir plastik kapağı, belirli bir kutuya atmak için fazla efor sarf etmez. Küçük çocuklar bile “kapak toplama” kampanyalarını kendi kafalarının içinde bir oyuna dönüştürüp tekerlekli sandalye bağışlama kampanyalarına destek olmakta. Sizce de uygulaması bu kadar basit bir değişikliği hepimiz hayatlarımızda uygulayamaz mıyız? Toplanılan plastik kapakları teslim etmek için pek çok yer bulunmaktadır. Toplanılan kapaklar geri dönüştürülerek bir gelir elde edilir. Bu gelir ile ihtiyaç sahiplerine tekerlekli sandalyeler teslim edilir....

  Her geçen gün gezegenimiz Dünya biraz daha yıpranmış olarak uyanıyor… Hava bir miktar daha kirlenmiş, sular azıcık daha israf edilmiş, plastikler çevreyi biraz daha ele geçirmiş bir hâlde doğa yaşama gözlerini açıyor. Canlıların hepsi atıkların ve plastiklerin arasında boğulmadan güne başlamayı diliyor. Balıklar pet şişelerden kurtulmak isterken kuşlar poşetlerin görüş alanlarını engellemesinden dolayı kendilerine zarar gelmemesini umuyor. Ancak bu gidişle canlıların hepsi daha da zarar görecek ve Dünya’mız kurtulamayacak bir hâl alacak. Bu kötü sonu engellemek ise bizlerin elinde… İnsanoğlu olarak doğal düzeni nasıl bozduysak eski hâline geri döndürmek de bizlere bağlı. Yapılacak işler ise oldukça basit: Çevremizdeki insanları bilinçlendirmek, geri dönüşüm hakkında farkındalık yaratmak, geri dönüşüm kutularının kullanımını artırmak ve çevremizde bilinçlenen insanların da diğer insanları bilinçlendirmesini sağlamak. Oldukça kolay bir çözüm yolu değil mi?   ...

  Rönesans Dönemi, Avrupa için bir “altın çağın” başlangıcıdır. Bu “yeniden doğuş” akımı, ilk önce İtalya’da başlayıp sonradan tüm Avrupa’ya yayılmıştır. Bu dönemde, “cehalet” ortadan kaldırılmaya ve “skolastik düşüncenin” yarattığı kasvetli baskıdan kurtulmaya çalışılmıştır. Bunun için bilime ve en çok da “sanata” önem verilmiştir. [1] Rönesans Dönemi’nin en sevdiğim yanı sanat… Bu sanat kavramını; müzik, resim, moda, mimari ve daha birçok başka estetik eseri kapsamaktadır. Sanatın gelişmesine katkıda bulunan pek çok önemli isim vardır. Bu kişiler hem sanat ile uğraşmışlardır hem de bilimsel faaliyetlere devam etmişlerdir. Bu nedenle, günümüzdeki hem bilimsel hem sanatsal gelişmelerin büyük bir bölümünü onlara borçluyuz.   ·          Resim Dini baskının azalmasıyla birlikte hem bilim hem de sanat alanlarında çalışmalar daha rahat yapılabilmiştir. Bilimde anatominin gelişmesi, resim ve hey...