Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

EDEBİYATTA DİLİN ÇEŞİTLİLİĞİ

    Bir metin yazarken o metni tek etkileyen unsur yazarın üslup ve konusu değildir. Bir yazarın üslubunu ve sözcük seçimini etkileyen en önemi faktör yapıtın yazıldığı dilin çeşitliliği ile ilgilidir. Bir dil yazarlar için yetersiz kalıyorsa elbette eserlerin sözcük seçimi bakımından yetersiz kalacağı açıktır. Bu nedenle, yazarların dili ve sözcük seçimleri eleştirilirken veya incelenirken o dilin özelliklerine ve çeşitliliğine de göz atmak gerekir. Bir dilin çeşitliliği pek çok faktöre bağlıdır. Eğer aynı anlama gelen birçok farklı sözcük seçeneği varsa o dil zengindir. Yabancı sözcükler varsa, her ne kadar ana dilin zayıflamasına neden olduğu düşünülse de dili zenginleştiren bir tarafı olduğunu düşünüyorum. Kullanımda olan sözcük sayısı da dili tanımlayan olgular arasındadır. Kullanımda olmayan sözcükleri dile kazandırmaya çalışmak yerine toplum tarafından kabul görecek ve kolay aşina olunabilecek kelimeler üretilmeli ve türetilmelidir. Eğer “yeni doğan” sözcük sayısı, ...

SANAT ESERİNİN SINIRLARI

Sanat eseri… Sanat eseri deyince aklınıza ne geliyor? Bu soruyu sorduğumuz zaman herkesin aklına farklı alanlarda, farklı türlerde eserler geliyor değil mi? Hepsinin kendi içinde bir güzelliği, estetiği, özgünlüğü ve öznelliği var. Her biri bambaşka duygu ve düşünceleri, bambaşka kişilikleri, bambaşka konuları ele alıyor. Bu durumda insanoğlu hangi eserleri “sanat eseri” olarak, hangi eserleri “estetik kaygısı barındırmayan şey” olarak kabul etmekte? Eğer her eserin kendi içinde bir konusu, duygusu ve öznelliği varsa bu durumda ortaya çıkan tüm yapıtların “sanat eseri” olarak kabul edilmesi gerekmez mi? Bence öncelikle bir çizimin, melodinin ve yazının sanat eseri olması için özgün ve duygu belirten bir şaheser olması gerekmektedir. Sürekli başka sanatçıları taklit eden kişilerin eserleri kesinlikle “şaheser” veya “başyapıt” olarak nitelendirilmemesi gerektiğine inanıyorum. Bu arada şu konuya da değinmek isterim: Sanatçılar elbette doğayı taklit edebilirler. Bir müzisyen kuşların...

HEDEF Mİ, YOLCULUK MU YOKSA İKİSİ BİRDEN Mİ?

    Bazı insanlar ulaşılan hedefe, bazıları ise ulaşılan hedeften ziyade yolculuk sırasında alınan keyfe daha çok önem verirler. Her bireyin bünyesi, hayattaki tercihleri, öncelikleri ve hayatta yaptığı seçimleri farklıdır. Peki, kendimize belirlediğimiz bir hedefe ulaşmak mı yoksa hedefe ulaşmak için çalıştığımız süreç mi daha önemlidir? Belki de bu sorunun cevabı iki şıkka indirilmemeli ve ikisinin harmanlanmış hâli olmalıdır. Günlük hayatta, arada sırada sadece hedefe kitlendiğimi fark ediyorum. Kimi zaman kendimi çalışmaya kaptırıp gençliğimin ellerimden kayıp gittiğini hissediyorum, kimi zaman ise kendime koyduğum oldukça yüksek hedefe ulaşamadığım için içimi kapkara bulutlar kaplayıveriyor. Aynı sorunu bazen birkaç gün, bazen birkaç hafta bazen de birkaç yıl sonra düşündüğümde kendi kendimi boş yere hırpaladığımı anlayıp kendime, çocukluğuma ve gençliğime kızıyorum. Aslında adı üstünde: “Çocukluk”. İnsan deneyim kazanmadan veya bazı şeyleri yitirmeden hayatta öne...