Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

FELSEFE, PSİKOLOJİ VE LOGOTERAPİ

              Felsefe, tüm bilim dallarının temelidir. Sosyal bilimler de, formel bilimler de, pozitif bilimler de felsefe sayesinde oluşmuştur ve gelişmektedir. Hem felsefe ve hem psikoloji; insanın yaşamı, ruhu ve düşünceleri ile ilgilendiğinden pek çok ortak yönleri bulunmaktadır. Ortak noktalarından biri de “logoterapidir”.           Logoterapi, felsefe ve varoluşçu psikoloji tabanlı bir yaklaşımdır. İnsanlar bu yaklaşım sayesinde yaşadıkları ağır travmaları kolaylıkla atlatabilmektedirler. Tedavi yönteminin temel hedefi, insanlara hayata pozitif bakmayı öğretmek ve bu hayatta bir ümitlerinin olduğunu hatırlatmaktır. Bu tedavi yöntemi sayesinde, çok korkunç olaylar yaşamış olan insanlar kolay ve hızlı bir şekilde iyileşip tekrar hayata tutunabilmektedirler. [2]              Bu psi...

SOSYAL MEDYA PLATFORMLARINDA NESİL FARKLILIĞI

              Pek çoğumuz, anne ve babalarımızla aynı sosyal medya platformlarını kullanmıyoruz. Aynı platformu kullansak bile karşımıza çıkan fotoğraflar, videolar ve yazılar bambaşka konularla ilgili oluyor. Örneğin; Instagram’da benim karşıma “çoğu genç kızın ilgiyle izlediği makyaj videoları” [1] çıkarken, annemin karşısına “kendi yaş grubuna hitap eden” giysi fotoğrafları ya da karikatürler çıkmakta. Bence bu nesil farklılığı ile birlikte, toplumdaki insanlar yaş gruplarına göre ayrıştırılmakta. Belki de bu durum “kuşak çatışmalarına” ve “farklı nesillerden insanların iletişimsizliğine” yol açıyor olabilir. Var olan çatışmaları ise giderek arttırıyor olabilir. [2] Jenerasyonlara göre farklı görseller ve bilgiler sunulmasının, elbette bir sebebi var. Her neslin kendine göre ilgi alanları vardır. İnsanlar yaşadıkları olaylar ile, çevresindeki kişiler ile, aslında...

BEN KİMİM SORUSUNA GERÇEKTEN CEVAP VEREBİLİR MİYİZ?

                Binlerce yıldır çoğu insan “ben kimim” sorusuna cevap aramakta. Ancak bu soruya net bir cevap verilemiyor. Bu ilginç soruya cevap bulamamızın bir nedeni olabilir mi? Acaba bunun sebebi kendimizi çok iyi tanımadığımızdan mı, yoksa o soruya cevap verinceye kadar değişmiş olmamızdan mı kaynaklanıyor? [1]             [2] Bana kalırsa, “ben kimim” sorusunu kendimize sorduğumuz an, iç dünyamızı daha iyi tanıyoruz. Bir anlık bir düşünme sayesinde, bakış açımız değişiyor ve gelişiyoruz. Bu nedenle soruyu sorduğumuz kişi ile o anda cevabı bulan kişi tam olarak aynı olmuyor. “Farklı kişiler” diyerek anlatmaya çalıştığım şey; düşünce yapısı, hayata olan bakış açısı ve olaylara karşı tutumu değişmiş bir birey.              ...