Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

GİZEMLİ KİMLİĞİM

  Kendimi bildim bileli hep kim olduğumu sorgulamışımdır. Aslında bakarsanız kim olduğumu sürekli sorguladığıma göre “kendimi bildim bileli" tabirini kullanmam pek de doğru olmuyor, değil mi? Kendimi tek bir kelime ile anlatacak olsam bu kelime kesinlikle “mükemmeliyetçilik" olurdu. Her zaman her konuda en iyi bireyin benim olmam gerektiğine inanırım. Bu nedenle birçok farklı alanda aynı anda “birinci" olmaya çalışırım. Bu “mükemmeliyetçi” tutumum insanlara göre olağanüstü ve muhteşem bir şey olsa da gerçekte çok yıpratıcı ve bezdirici bir durum... Ama elde edilen sonuçlar güzelse buna değer diye düşünüyorum. Küçüklüğümden beri her konuda en mükemmeli başarmak, oynadığım bütün oyunlarda birinci olmak ve kusursuz bir çocuk ya da birey olmaya çalışmak hayatımdaki en önemli hedefler arasında olmuştur. Hedef demişken hayal kurmadan hedeflere ulaşamayacağımız için sık sık hayaller kurar bu dünyadan uçar giderim. Belki gittiğim yer bir paralel evren, belki bir düşler dün...

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE SALGINLAR

  Yaklaşık olarak son bir buçuk yıldır Dünya genelinde evlerimizde oturuyoruz. Daha birkaç yıl öncesine kadar gülerek izlediğimiz “salgın hastalık” filmlerinde ne gördüysek hepsi başımıza geldi. Pandemi an itibariyle hiç bitmeyecekmiş gibi görünse de geçmişte de pek çok pandemi ve endemi olmuş bitmiş. Umudumuzu kaybetmeyip, gerekli kurallara uyup, evlerimizden gerekmediği sürece çıkmazsak bu pandemi de elbette bir gün bitecektir. ·          İSPANYOL GRİBİ (1918-1920) İspanyol gribi, 1918 ve 1920 yılları arasında 1. Dünya Savaşı sıralarında patlak vermiştir.   Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri bu salgından etkilenmiştir. Daha çok Avrupa’yı etkileyen bu salgın, influenza virüsünden kaynaklanmıştır. Bu virüs de günümüzde olduğu gibi hayvanlardan insanlara geçmiştir. Özellikle çocuk ve yaşlı nüfusu kötü bir şekilde etkilenmiştir. Avrupa’yı ciddi anlamda sarsan bu salgının, 1. Dünya Savaşı sırasında Avrupalılara büyük bir zarar verdi...

EMEL İRTEM’İN “VEREĞEN” ŞİİRİ VE MUTLU OLMA BASKISI

              Hayatta her zaman mutlu olamayız, istediğimiz her şeyi elde edemeyiz. Toplumun baskısından kurutularak “özgür” ve “mutlu” yaşamak çoğu insanın isteğidir. Emel İrtem de “Vereğen” adlı şiirinde özgür bir ruha sahip insanın hayattaki mutluluk arayışını okuyucuya sunmuştur. Toplum ve aile baskısı nedeniyle özgür bir biçimde istediğimiz tüm hareketleri yapamamaktayız ve tutumlarımıza dikkat etmek zorundayız. Şiir kişisi, hayatta “mutluluğu” ve “özgürlüğü” elde edememe konusunda toplumun, ailesinin ve dinin baskısını suçlamaktadır. “Annem demişti mukayyet ol ağzına”, “Biraz inanç ile ruhu doğrayıp biçiyoruz” dizeleri ile aile ve din baskısının insan psikolojisi üzerindeki etkileri hissedilmektedir. Bu baskılar sonucunda, insanların “tutku” ile ulaşabileceği “mutluluk” kısıtlanmıştır. Serbest biçimde ve herhangi bir uyak şeması kullanılmadan yazılmış olan bu şiir, şiir kişisi olan “ben”in kişiliğini ortaya koymakta...

GEZEGENİMİZ YOK OLUYOR: KARBON AYAK İZİ VE SU AYAK İZİ

    Son zamanlarda -özellikle sanayi devriminden günümüze kadar olan süreçte- gezegenimiz birçok sorun ile karşı karşıya kalmış durumda. Çevre kirliliği, müsilaj, asit yağmurları, küresel ısınma gibi sorunlar insanların “Dünya’yı yok etme” çalışmalarının birer sonucudur. Bu küresel sorunlar; bizlerin hem bilinçli hem de bilinçsiz hareketlerimizin sonucunda ortaya çıkmaktadır. Dünya’mızın ömrünü uzatmak ve daha kaliteli bir yaşam sürmek için doğa ile barışık bir şekilde hayatlarımızı sürdürmeliyiz. ·          KARBON AYAK İZİ Karbon ayak izi, insanların çevreye verdiği zararın ve ürettiği sera gazının birim karbondioksit cinsinden ölçülmesidir. Tükettiğimiz besinlerden kullandığımız ulaşım araçlarına kadar her şey karbon salınımına neden olmaktadır. Özellikle enerji tüketimi, hayvancılık ve fazla miktarda et tüketimi, sanayileşme, atık madde miktarının fazlalığı ve günlük insan faaliyetleri karbon salınımını en çok etkileyen faktör...