Ana içeriğe atla

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE SALGINLAR

 



Yaklaşık olarak son bir buçuk yıldır Dünya genelinde evlerimizde oturuyoruz. Daha birkaç yıl öncesine kadar gülerek izlediğimiz “salgın hastalık” filmlerinde ne gördüysek hepsi başımıza geldi. Pandemi an itibariyle hiç bitmeyecekmiş gibi görünse de geçmişte de pek çok pandemi ve endemi olmuş bitmiş. Umudumuzu kaybetmeyip, gerekli kurallara uyup, evlerimizden gerekmediği sürece çıkmazsak bu pandemi de elbette bir gün bitecektir.

·         İSPANYOL GRİBİ (1918-1920)

İspanyol gribi, 1918 ve 1920 yılları arasında 1. Dünya Savaşı sıralarında patlak vermiştir.  Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri bu salgından etkilenmiştir. Daha çok Avrupa’yı etkileyen bu salgın, influenza virüsünden kaynaklanmıştır. Bu virüs de günümüzde olduğu gibi hayvanlardan insanlara geçmiştir. Özellikle çocuk ve yaşlı nüfusu kötü bir şekilde etkilenmiştir.

Avrupa’yı ciddi anlamda sarsan bu salgının, 1. Dünya Savaşı sırasında Avrupalılara büyük bir zarar verdiği düşünülmektedir. Bu salgından en çok etkilenen ülkeler arasında İspanya, Fransa, İtalya ve İngiltere bulunmaktadır. İlerleyen zamanlarda bu salgın Kuzey Afrika, Hindistan, Çin ve Avustralya’ya da yayılarak tüm Dünya’yı etkisi altına almıştır.

Toplamda 500 milyona yakın insanın bu hastalığa yakalandığı düşünülmektedir. Yaklaşık 50 milyon insan ise bu salgından dolayı hayatını kaybetmiştir.

·         ASYA GRİBİ (1956-1958)

1968 grip salgınından yaklaşık on yıl önce Asya gribi ortaya çıkmıştı. Çin’de ortaya çıkan bu influenza virüsü, Dünya çapında yaklaşık iki milyon insanın ölümüne neden oldu. İleride mutasyona uğrayarak 1968 grip salgınına neden olmuştur.

·         1968 GRİP SALGINI

Influenza nedeniyle olan ve solunum yollarını etkileyen 1968 grip salgını, bir milyon insanın ölümüne sebep olmuştur. Ölüm oranı yüzde beş olan bu virüs, etkisini en çok Hong Kong, Filipinler, Hindistan, Avustralya, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde göstermiştir. Hong Kong nüfusunun yüzde on beşi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetmiştir.

·         ÜÇÜNCÜ KOLERA SALGINI (1852-1860)

Üçüncü kolera salgınının, yedi kolera salgını arasından en öldürücü olanı olduğu düşünülmektedir. Hindistan’da ortaya çıkan bu salgın, sekiz yıldan uzun bir süre boyunca tüm Dünya’yı etkisi altına almıştır. Bu salgının bir milyondan fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olduğu düşünülmektedir.

·         ALTINCI KOLERA SALGINI

On dokuz ve yirminci yüzyıllar arasında en büyük can kaybına neden olan hastalık koleradır. 1800’lü yıllardan itibaren Dünya çapında farklı zamanlarda farklı kolera salgınları yaşanmıştır ve hepsi insanlığı çok kötü etkilemiştir. Virüs olduğu düşünülen kolera, aslında “vibrio cholerae” adı verilen bir bakteriden kaynaklanmaktadır. Altıncı kolera salgını Hindistan’da ortaya çıkmıştır. Hindistan’da sekiz yüz binden fazla insanın, bu salgın nedeniyle vefat ettiği düşünülüyor. Bu salgın elbette sadece Hindistan’da görülmemiştir. 1910 ve 1911 yıllarında ortaya çıkan bu salgın Anadolu bölgesinde de görülerek Osmanlı’yı ciddi anlamda etkilemiştir.

·         KARA ÖLÜM (VEBA) (1346-1353)

On dördüncü yüzyılın en ciddi sorun yaratan veba salgınına “kara ölüm” de denmektedir. 1346 ve 1353 yılları arasında Dünya’yı etkisi altına alan bu salgın yaklaşık olarak 75 milyon – 200 milyon civarında insanın hayatını kaybetmesine neden olduğu tahmin edilmektedir. Bu salgın Asya’da başlayıp gemiler aracılığıyla Avrupa’ya taşınmıştır. Liman kentleri etkilendiği için, Avrupa’daki şehirli nüfus bu salgından en kötü şekilde etkilenen kesim olmuştur. Floransa’nın nüfusunun üçte birinin bu salgından dolayı öldüğü düşünülmektedir.

·         JUSTINIAN VEBASI (541-542)

Orta Çağın başlangıcında, 541 ve 542 yılları arasında, en başta Bizans İmparatorluğu’nu olmak üzere Akdeniz havzasındaki birçok medeniyeti kötü bir şekilde etkilemiştir. Neredeyse yirmi beş milyon insanı öldüren bu salgın, Konstantinopolis’te yaşayan beş bin kişinin ölmesine neden olmuştur. Konstantinopolis kentinin nüfusunun yüzde kırkının bu hastalık nedeniyle vefat ettiği düşünülmektedir.

·         ANTONINE VEBASI (165)

Veba olarak adlandırılan bu salgının aslında kızamık veya çiçek hastalığı olduğu düşünülmektedir. Mısır, Yunanistan, İtalya ve Anadolu’yu etkisi altına alarak beş milyondan fazla insanın hayatına mal olmuştur. Bu salgını diğer bölgelere Roma askerleri tarafından taşındığı tahmin edilmektedir ve Roma ordusunun neredeyse tamamını öldürmüştür.

Sonuç olarak, yüzyıllardır Dünya’da çok ciddi ve birbirinden farklı pek çok salgın olmuştur. Ancak insanoğlunun altından kalkamadığı bir virüs henüz olmamıştır. Bu nedenle umudumuzu kaybetmeyip kurallara uyarak en kısa sürede eski hayatımıza geri dönmeyi hedeflemeliyiz. İnsanlığı hiçbir salgın durduramaz…



Suzan R. Hofstede

24 Temmuz 2021

 

KAYNAKÇA

1.      https://tr.wikipedia.org/wiki/Salg%C4%B1nlar_listesi (Erişim tarihi: 24.07.2021)

2.      https://massivesci.com/articles/quarantine-coronavirus-covid19-etymology-science-friday/ (Erişim tarihi: 24.07.2021)

3.     https://www.ntv.com.tr/galeri/dunya/insanlik-tarihini-etkileyen-10-pandemi,IUMSBOR3OUeCevZRr3lJeQ (Erişim tarihi: 24.07.2021)

4.     https://www.hurriyet.com.tr/galeri-filyasyon-nedir-ve-ne-demek-filyasyon-hakkinda-resmi-bilgiler-41585764 (Erişim tarihi: 24.07.2021)

5.      https://www.medicalpark.com.tr/ispanyol-gribi/hg-2471 (Erişim tarihi: 24.07.2021)

6.      https://www.parafcard.com.tr/23946-neleri_yenmedik_ki_dunyanin_gordugu_pandemiler#:~:text=Asya%20gribi%2C%201956%2D1958%20y%C4%B1llar%C4%B1,say%C4%B1da%20can%20kayb%C4%B1na%20neden%20oldu. (Erişim tarihi: 24.07.2021)

7.      https://www.ntv.com.tr/saglik/1968-hong-kong-gribi-ve-ardindan-h1n1,Fh3E_Zja10eLHXXk8eRZRQ (Erişim tarihi: 24.07.2021)

8.      https://www.ttb.org.tr/h1n1/images/stories/sb/halk.pdf (Erişim tarihi: 24.07.2021)

9.      https://tr.wikipedia.org/wiki/Hong_Kong_gribi#:~:text=Salg%C4%B1n%20ilk%20defa%2013%20Temmuz,Avrupa%2C%20Kaliforniya'ya%20yay%C4%B1ld%C4%B1. (Erişim tarihi: 24.07.2021)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÜNİVERSİTELİ OLARAK KENDİMİ KEŞFETMEK

    Doğan Cüceloğlu’nun “Var Mısın?" adlı eserini bir buçuk sene önce okumuştum ve çok beğenmiştim. Kitabı o zaman okuduğumda üniversite sınavına hazırlık sürecinde bana yardımcı olmuştu. Kafamda meslek seçimi ve üniversite seçimi gibi şeyleri planlamıştım ancak detayları planlamamda destek olmuştu. Kitabı şimdi de üniversiteye giden bir genç gözüyle okudum ve o anda fark etmediğim başka anlamlar gözüme çarptı. Düşüncelerimi sizlerle de paylaşmayı çok isterim. “Şimdi ve burada, bir başkasının kriterlerine göre var olmaya çabalayan bir insan mısın; yoksa kendi bilincinle oluşturduğun ölçütlere göre seçimlerini yapıp eyleme geçen biri misin?” [1] Kitabın ilk sayfalarından itibaren sık sık hayallere daldım. Kendimi sorguladım. Şu anki konumumu, hayattaki duruşumu sorguladım. Başka insanların kriterlerine göre yaşamak imkânsız. Herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değil.   İnsanlar sürekli yorum yaparlar. Sizin kişiliğiniz hakkında, duruşunuz hakkında, başarınız h...

CRUISE MACERASI

    Şu aralar oldukça heyecanlı bir olay yaşıyorum. Annemle bir uluslararası sağlık hukuku kongresinde geldik. Peki neredeyiz şimdi? Tam olarak denizin ortasındayız. Ege denizinde. 4 Ekim Çarşamba akşamı Ankara'dan otobüsle İstanbul'a geldik. Galataport'ta biraz vakit geçirdik. Kahvaltı, gezme dolaşma, kahve içme, sohbet, biraz da ödevlerimi yapma ve ders çalışmayla geçti sabahım. Öğlen 12.00 gibi pasaport kontrollerinden geçip gemiye bindik. Cruise'a. 10 günlük bir turdayım şimdi. Denizde seyir günlerinde kongreye katılıyorum ve geminin içinde annem ve annemin arkadaşlarıyla sohbet edip geziyorum. Geminin içinde tahmin bile edemeyeceğiniz her şey var. Havuzlar, yemek yerleri, barlar, devasa bir tiyatro salonu (kongre sunumları da burada yapılıyor), bowling salonu, spor merkezleri, spa, çocuklar için oyun yerleri, sinema salonu, alışveriş yerleri hatta casino bile var! Ancak en önemli şey yok: İletişim. DÜNYA İLE BAĞLANTIMIZ KESİLDİ "Nasıl yani?" ded...

EHLİYET SINAVIM

    Lise hayatınız bitince ve on sekiz yaşınızı doldurunca gerçekten çok heyecanlı bir sürece atılıyorsunuz. Aşağı yukarı aynı zamanlarda üniversite sınavı, mezuniyet töreni, mezuniyet balosu ve araba kullanmaya başlama serüveni oluyor. Heyecanlı bir yaz tatili sizleri bekliyor. Haziran ayının sonu gibi liseden mezun olduk ve hayatımızın belirlendiği üniversite sınavından kurtulduk. Temmuzun başlarında da ehliyet kursuna başladım. Kursa başlama hikayem de hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. Ehliyetimi yaz tatilinde almaya kararlıydım açıkçası. Havalar bozmadan araba kullanmaya alışmak istiyordum çünkü. Ayrıca okul zamanı sürücü kursuna gitmek istemiyordum. Hazır bolca vakit varken rahat rahat kursa gidip kullanmayı öğrenmek istiyordum. Bir gün annemle sürücü kursu aramak için oturduğumuz yere yakın olan kursları gezip bilgi aldık. Bir kursta tam bilgi alırken "Dersimiz beş dakika içinde başlayacak. İsterseniz şimdi kaydolun ya da önümüzdeki ay başlayın dediler." Böyl...