Ana içeriğe atla

BELLİ BİR ALANDA UZMANLAŞMAK

 



Uzmanlık günümüzde en değerli şeylerden biri. Dünya nüfusu git gide artıyor. Şu anda sekiz milyardan fazla insan var. Çocukları, bebekleri ve şu anda çalışmak için fazlasıyla yaşlı olanları (Yaşlılar lütfen alınmasın, onlar olmasa bugünlere gelemezdik, onlardan çok şey öğrendik. Kendimden yaşça büyüklerle takıla takıla onların suyuna gitmeyi de öğrendim sanki…) sekiz milyardan çıkarsak bile geriye ciddi bir sayı kalıyor.

Herkes aynı alanda çalışmıyor, kimisi doktor kimisi mühendis kimisi avukat kimisi öğretmen oluyor. Çok farklı meslek grupları var. Ama nüfus fazla olunca insanlar ne kadar farklı meslek gruplarına bölünürse bölünsün o meslek grubunda ciddi bir yığılma söz konusu oluyor. Bir de çoğu meslek grubu içerisinde de belli başlı konulara yığılma söz konusu. Herkes “en havalı” ben olacağım modunda. Tabii ki rekabet iyi bir şey. En azından dozunda olduğu sürece. İnsanı çalışmak için, çabalamak için motive eden bir şey.

Benim hayalim de ileride avukat olmak. Serbest avukatlık en iyisi gibi duruyor şimdilik. Kimle konuşursam konuşayım bana verdikleri ilk tepki, ilk cevap şu oluyor: “Çok avukat var yalnız. Ona göre dikkatli ol. İşsizlik sorunu var o alanda.” Evet, haklılar. Çok avukat var. Çok küçük ilçelerde bile yüzlerce avukat var. Büyük şehirlerde ise birkaç bin tane. Her sene hukuk fakültesine kayıt yaptıranlar oluyor. Bir kısmı hâkim, savcı olsa da avukat sayısı da hızla artıyor. Bunun için de bir önlem almak lazım. O da uzmanlık. Peki uzmanlık alanını nelere göre belirlemeliyiz? Asıl sorun bu olsa gerek…    

YETENEKLER VE İLGİ ALANLARI

Uzmanlık alanınızı belirlerken kendi kişilik özelliklerinize en uygun olanı tercih etmelisiniz. Yeteneklerinize, bilginize, ilgi alanlarınıza ve size göre olan “ideal hayat” koşullarına göre bir uzmanlık alanı seçmelisiniz.

Mesleğinizi de öncelikle yeteneklerinize ve ilgi alanlarınıza göre seçmeniz gerekiyor. Mesleği seçtikten sonra da uzmanlık için bunlara geri dönüp bakmanız gerekiyor. Belki üniversite yıllarında yeni yeteneklerinizi keşfedeceksiniz, ilginizi çeken bir eğitime/sunuma/derse katılırsınız ve o alanda kendinizi geliştirmek istersiniz.

Bir de çocukluktan itibaren edindiğiniz bilgiler ve yetenekler var. Benim için dil öğrenmek ve yazı yazmak çok kolay. Yani fizik dersine çalışırken zorlanıyorum ama bir makale yazmam gerektiğinde bildiğim herhangi bir dilde yazmam gerekiyorsa kısa bir sürede ortaya kaliteli bir eser çıkarabiliyorum. Bunun gibi yetenekler hepimizde vardır. Herkeste farklı ve kişiseldir. Kimisi sporda çok başarılıdır. Kimisi kafadan matematik işlemleri yapar. Aklınıza hiç gelmeyen bir özelliğiniz bile yeteneğiniz olabilir. Kendinizi iyi tanıyın ve yeteneklerinizi keşfetmek için farklı dallarda kendinizi deneyin.

Bu yeteneklerime bakarak ileride uluslararası alanda avukatlık yapmak ve o alanda uzmanlaşmak doğru görünüyor. Tabii önümde daha uzun bir eğitim hayatı var. Bu arada fikrim değişebilir, başka bir uzmanlık alanına kayabilirim. Ama annemin avukat arkadaşlarıyla da konuşurken en ilgimi çeken şirketler arasındaki davalar oluyor. Kendinizi tanımak ve anlamak bunun için çok önemli. Bilmediğiniz yönleri yavaş yavaş böyle keşfediyorsunuz. İşinizi, mesleğinizi, uzmanlık alanınızı yeteneklerinizle uyumlu seçerseniz de çok zorlanmadan başarılı olabilirsiniz.

Yetenek konusuna ek bir şey daha söylemek isterim. Bazı yeteneklerimiz ise “İş hayatında ne işimize yarayacak ki?” tadında yeteneklerdir. Benim için bu piyano çalmak olabilir. Meslek olarak piyanistliği seçmediğim sürece bu alan “mesleğimde uzmanlaşma” ile ilgili bana bir katkı sunmayacaktır. Sadece iş hayatında insanlarla daha kolay iletişim kurmanıza yardımcı olacaktır ve “Ben işkolik değilim, başka uğraşlarım da var” mesajını verecektir. Bu mesaj özellikle de yurt dışında büyük bir önem teşkil ediyor. İnsanlar sizinle bir iş yapmak istediğinde sizin sosyal özelliklerinize de bakıyor. Bu açıdan da her türlü yeteneğinizi keşfedip geliştirmenizde fayda var.

ÇALIŞMA ŞEKLİ VE ORTAMI

Çalışma şeklinizi de belirlemelisiniz. Uzmanlık alanı için bu da önemli. Bir şirkette mi çalışmak istiyorsunuz, kendi işinizi mi kurmak istiyorsunuz, ortaklarla mı çalışmak istiyorsunuz yoksa farklı farklı şirketlerle aynı anda çalışmak mı istiyorsunuz? Daha buna birçok ekleme yapılabilir. Nasıl bir ortamda çalışmak istediğiniz, kimlerle çalışmak istediğiniz (Bu soru hem iş arkadaşlarınızı hem de iş yapmak istediğiniz kişileri -müvekkil, şirket, vb.- içermektedir.) Çalışma saatlerinizin nasıl olmasını istediğinize de karar vermelisiniz. Sabah dokuz akşam beş mesaisi mi size uygun, hafta sonunda gerektiğinde çalışmak mı uygun, gününüzü istediğiniz gibi ayarlamak mı uygun? Örneğin yurt dışıyla çalışmak istiyorsanız gecenin bir vaktinde çalışma riskini göze almalısınız. Evden mi çalışmak istiyorsunuz, bir ofisiniz mi olsun istiyorsunuz, “home-office” mi çalışmak istiyorsunuz? Ya da ofisiniz olsa da sık sık seyahat edip şirketlerle görüşme mi yapmak istiyorsunuz? Akademisyen mi olmak istiyorsunuz, iş hayatına hızlıca atılmak mı istiyorsunuz? Hayatın her alanında çok fazla seçenek var. Her işin kendine göre avantajları ve dezavantajları vardır. Bunların birer listesini yapıp kendinize en uygun olanı seçmelisiniz.

RİSK MESELESİ

Seçtiğiniz uzmanlık dalında risk almak ve almamak meselesi var. Avukatlık üzerinden örnek vereyim. Bu her meslek için uyarlanabilir. Genellikle ceza hukuku, şirketler hukuku, uluslararası ticaret hukuku gibi branşlar daha çok tercih ediliyor. En iddialı, risk almayı sevenler bu alanlara hücum ediyor. Sanırım ben de bu alanlardan uluslararası ticaret hukukuna yöneleceğim gibi. Bu alanlarda çok ciddi bir yarış var ve büyük firmalara sahip olmak için çok çalışmak gerekiyor. Bu nedenle özel bir alana yönelmek ve o alanda diğer rakiplere göre bir fark yaratmak çok önemli. Yoksa bu yarış olan alanlarda diğer insanlar arasından sıyrılıp ön plana çıkmak çok zor.

Bir başka seçenek ise çok fazla insanın bilmediği bir alana yönelmek. O alanda rahat rahat uzmanlaşıp daha rahat iş bulabilirsiniz. Annemin “sağlık hukuku” alanına yönelmesi hem kendi geçmiş mesleğinden (hekimdi) dolayı hem de o alanda çok fazla ünlü ismin olmamasıydı. Dün konuştuğum bir genç avukat ise (Tabii nereden baksanız altı yedi yıllık iş tecrübesi var.) enerji hukukuyla uğraştığını söyledi. Bu alanı daha önce duymadığıma göre çok ilgilenen kişi yok ve bu alanda ilerlemek daha kolay olabilir. Tabii bu kitap yayınlanana kadar popüler hâle gelebilir ama bunu 2023’ün Temmuz’unda yazıyorum ve popüler değil sanki.

Bu “risk” konusunu kendinize göre analiz edin ve uzmanlık alanınızı ona göre seçin. Bu uzmanlık meselesi her alanda aynı. Mühendisliklerde en çok elektrik elektronik dalı seçiliyor. Onun da çok farklı alt dalı var. Daha çok tercih edilen bölümleri var, daha az tercih edilen bölümleri var. Hatta popüler bir mühendislik alanı yerine henüz pek gelişmemiş bir mühendislik alanı seçip o alanda uzmanlaşmak da bir fikir olabilir. Belki yeni bir şeyler keşfedersiniz ve Nobel ödülü kazanırsınız belli mi olur? Bu tercihler tamamen sizin kişilik özelliklerinize ve bulunduğunuz konuma bağlı, biraz da kendinizi görmek istediğiniz konuma bağlı.

AİLE MESLEĞİNİ DEVRALMAK

Aile mesleğini devralmak da uzmanlaşacağınız alanı etkileyebilir. Etkilemeyebilir de tabii. Ben annemin uzmanlık alanına ek olarak ticaret hukukuyla ilgilenmek istiyorum. Ama kendi alanımla ilgili uzmanlığımı aldıktan sonra onun alanını rahatça devralabilmek için de sağlık hukuku alanında uzmanlaşmalıyım diye düşünüyorum. Siz de ailenizden bir mesleği devralacaksanız onların uzmanlık alanına yönelme şansınızın olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Sizlere hayatın başındayken yardımcı olacaklardır ve kendi yaşıtlarınız arasında onlardan öne geçme şansına sahip olursunuz. Son zamanlarda duyduğum kadarıyla pek çok insan kendi ailesinin mesleğini sürdürme fikrinde. Arkadaşlarımdan bu nedenden dolayı diş hekimliği ve eczacılık seçecek olan var. Eğer mesleğinizi bu şekilde seçiyorsanız uzmanlık alanı konusunda da ailenize danışın ve onların önerilerine kulak verin. Tabii, son karar sizin. Onlardan dolayı kendinizi baskı altında hissetmeyin. Sadece daha kolay ilerlemeniz için bir fikir bu.

SIFIRDAN İŞE BAŞLAMAK

Annem avukat olduğu için işe sıfırdan başlamayacağım. Belli bir çevrem olacak. Ancak uzmanlaşmak istediğim alan anneminkinden farklı olduğu için işe bir nevi sıfırdan başlamış olacağım. Sizlerde de benzer durumlar olabilir diye düşünüyorum. Bu nedenle çift anadal ve/veya yan dal yapma fikrini düşünüyorum. Hukukun yanı sıra ekonomi ve işletme alanlarında da kendimi geliştirirsem ticaret hukuku alanında kendimi daha duruma hâkim hissedeceğim. Bunu yazma nedenim ise şu: uzmanlaşmak için elbette yüksek lisans ve doktoraya ihtiyacınız var. Ancak başka dallardan da eğitiminiz olursa uzmanlığınız artmış olur. Annem de çift anadal konusunda beni çok destekliyor çünkü kendisi de tıp eğitiminin ve cerrahlığın verdiği uzmanlık sayesinde işinde başarıyı yakalıyor. Hangi alanda olursa olsun, kendinizi o alanla ilgili geliştirin. İster eğitiminizi örgün eğitimle destekleyin isterseniz de açık öğretimden okuyun ama yeter ki öğrenin ve çabalayın. O zaman insanlar da sizin farkınızı görecek ve sizlere daha kolay iş getireceklerdir/vereceklerdir.


 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÜNİVERSİTELİ OLARAK KENDİMİ KEŞFETMEK

    Doğan Cüceloğlu’nun “Var Mısın?" adlı eserini bir buçuk sene önce okumuştum ve çok beğenmiştim. Kitabı o zaman okuduğumda üniversite sınavına hazırlık sürecinde bana yardımcı olmuştu. Kafamda meslek seçimi ve üniversite seçimi gibi şeyleri planlamıştım ancak detayları planlamamda destek olmuştu. Kitabı şimdi de üniversiteye giden bir genç gözüyle okudum ve o anda fark etmediğim başka anlamlar gözüme çarptı. Düşüncelerimi sizlerle de paylaşmayı çok isterim. “Şimdi ve burada, bir başkasının kriterlerine göre var olmaya çabalayan bir insan mısın; yoksa kendi bilincinle oluşturduğun ölçütlere göre seçimlerini yapıp eyleme geçen biri misin?” [1] Kitabın ilk sayfalarından itibaren sık sık hayallere daldım. Kendimi sorguladım. Şu anki konumumu, hayattaki duruşumu sorguladım. Başka insanların kriterlerine göre yaşamak imkânsız. Herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değil.   İnsanlar sürekli yorum yaparlar. Sizin kişiliğiniz hakkında, duruşunuz hakkında, başarınız h...

CRUISE MACERASI

    Şu aralar oldukça heyecanlı bir olay yaşıyorum. Annemle bir uluslararası sağlık hukuku kongresinde geldik. Peki neredeyiz şimdi? Tam olarak denizin ortasındayız. Ege denizinde. 4 Ekim Çarşamba akşamı Ankara'dan otobüsle İstanbul'a geldik. Galataport'ta biraz vakit geçirdik. Kahvaltı, gezme dolaşma, kahve içme, sohbet, biraz da ödevlerimi yapma ve ders çalışmayla geçti sabahım. Öğlen 12.00 gibi pasaport kontrollerinden geçip gemiye bindik. Cruise'a. 10 günlük bir turdayım şimdi. Denizde seyir günlerinde kongreye katılıyorum ve geminin içinde annem ve annemin arkadaşlarıyla sohbet edip geziyorum. Geminin içinde tahmin bile edemeyeceğiniz her şey var. Havuzlar, yemek yerleri, barlar, devasa bir tiyatro salonu (kongre sunumları da burada yapılıyor), bowling salonu, spor merkezleri, spa, çocuklar için oyun yerleri, sinema salonu, alışveriş yerleri hatta casino bile var! Ancak en önemli şey yok: İletişim. DÜNYA İLE BAĞLANTIMIZ KESİLDİ "Nasıl yani?" ded...

EHLİYET SINAVIM

    Lise hayatınız bitince ve on sekiz yaşınızı doldurunca gerçekten çok heyecanlı bir sürece atılıyorsunuz. Aşağı yukarı aynı zamanlarda üniversite sınavı, mezuniyet töreni, mezuniyet balosu ve araba kullanmaya başlama serüveni oluyor. Heyecanlı bir yaz tatili sizleri bekliyor. Haziran ayının sonu gibi liseden mezun olduk ve hayatımızın belirlendiği üniversite sınavından kurtulduk. Temmuzun başlarında da ehliyet kursuna başladım. Kursa başlama hikayem de hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. Ehliyetimi yaz tatilinde almaya kararlıydım açıkçası. Havalar bozmadan araba kullanmaya alışmak istiyordum çünkü. Ayrıca okul zamanı sürücü kursuna gitmek istemiyordum. Hazır bolca vakit varken rahat rahat kursa gidip kullanmayı öğrenmek istiyordum. Bir gün annemle sürücü kursu aramak için oturduğumuz yere yakın olan kursları gezip bilgi aldık. Bir kursta tam bilgi alırken "Dersimiz beş dakika içinde başlayacak. İsterseniz şimdi kaydolun ya da önümüzdeki ay başlayın dediler." Böyl...