Ana içeriğe atla

GÜÇLÜ DURUN



Kendi motivasyonunuzu korumak ve çevrenizdekilere ne kadar özgüven dolu olduğunuzu göstermek için hep güçlü durun. Çok zorlansanız ve artık dayanamayacağınızı düşünseniz bile hiçbir zaman kendinizi kötü hissettiğinizi belli etmeyin.

Elbette arada sırada hocalarınızdan ve arkadaşlarınızdan yardım isteyebilir ya da destek alabilirsiniz ama çoğunlukla güçlü ve yıkılmaz biri görünmeniz sizin için çok daha iyi olacaktır. Aksi takdirde rakipleriniz sizin mutsuz hâlinizden zevk alıp gaza geleceklerdir. Bu motivasyon ile de sizin önünüze rahatlıkla geçebileceklerine inanmaya başlarlar.

Oysaki siz kendinizi geçilemez ve yenilemez biri olarak sunarsanız çevrenizdekilerin size karşı bakışı şu şekilde olacaktır: “Sınıfta X, Y ve Z kişilerini geçebilirim ama ‘onu’ asla geçemem.” Bu arada X, Y ve Z kişileri de sınıftaki başarılı, çalışkan ama güçsüz kişileri temsil etmektedir. Buna benzer bir konuşma bizim dershane sınıfında oldu. Deneme sınavları açıklandığı zaman netiniz ne olursa olsun havalı görünürseniz ve çalışkan olduğunuzu baştan kanıtlarsanız insanların sizin hakkınızdaki genel yargınız aynen böyle olacaktır.

Güçlü durmak sadece çevrenizdekileri etkilemek için yapmanız gereken bir şey değil. Kendi psikolojinizi sağlam tutabilmek adına da büyük bir öneme sahip. Eğer daha senenin ortasında “Öldüm, bittim, mahvoldum.” muhabbeti yapmaya başlarsanız üniversite sınavında başarılı olamazsınız. Hem kötü, sıkıcı ve bunalımlarla dolu bir gençlik geçirirsiniz hem de koskoca iki yılınızı heba edersiniz. Onun yerine kendinize güvenerek motive bir şekilde çalışırsanız istediğiniz üniversitenin istediğiniz fakültesine kayıt yaptırma şansını rahatlıkla elde edebilirsiniz.

Güçlü olarak zihninizi de etki altına alırsınız ve bu sıkıntılı süreci çok kolay bir şekilde atlatırsınız. Her bitirdiğiniz işin sonunda “Bunu da kısa bir sürede kaliteli bir şekilde yaptım.” derseniz gücünüze güç katmış olursunuz. Diğer yandan bir işi bitirdiğinizde “Ay, daha yapmam gereken şu, şu ve şu işler de var! Yeter artık!!!” derseniz tüm gücünüzü kaybedersiniz. Hem manevi anlamdaki psikolojik olarak sizi ayakta tutan gücü hem de fiziksel gücü yok etmiş olursunuz.

Eğer bu gücü sadece kelime seçimleri ile kazanabiliyorsanız neden uygulamayasınız ki? Sadece aynı olaya farklı bir bakış açısıyla gözlemleyip pozitif bir görüş sunacaksınız. Bu tutumu hayatta her zaman uygulamalısınız. En çok bu zorlu süreçte buna ihtiyacınız olacak ama olumlu olmak sizi hep kazançlı çıkaracaktır. Güçlü durun ve olumlu olun. Bundan hem siz hem de çevreniz etkilenecektir...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÜNİVERSİTELİ OLARAK KENDİMİ KEŞFETMEK

    Doğan Cüceloğlu’nun “Var Mısın?" adlı eserini bir buçuk sene önce okumuştum ve çok beğenmiştim. Kitabı o zaman okuduğumda üniversite sınavına hazırlık sürecinde bana yardımcı olmuştu. Kafamda meslek seçimi ve üniversite seçimi gibi şeyleri planlamıştım ancak detayları planlamamda destek olmuştu. Kitabı şimdi de üniversiteye giden bir genç gözüyle okudum ve o anda fark etmediğim başka anlamlar gözüme çarptı. Düşüncelerimi sizlerle de paylaşmayı çok isterim. “Şimdi ve burada, bir başkasının kriterlerine göre var olmaya çabalayan bir insan mısın; yoksa kendi bilincinle oluşturduğun ölçütlere göre seçimlerini yapıp eyleme geçen biri misin?” [1] Kitabın ilk sayfalarından itibaren sık sık hayallere daldım. Kendimi sorguladım. Şu anki konumumu, hayattaki duruşumu sorguladım. Başka insanların kriterlerine göre yaşamak imkânsız. Herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değil.   İnsanlar sürekli yorum yaparlar. Sizin kişiliğiniz hakkında, duruşunuz hakkında, başarınız h...

CRUISE MACERASI

    Şu aralar oldukça heyecanlı bir olay yaşıyorum. Annemle bir uluslararası sağlık hukuku kongresinde geldik. Peki neredeyiz şimdi? Tam olarak denizin ortasındayız. Ege denizinde. 4 Ekim Çarşamba akşamı Ankara'dan otobüsle İstanbul'a geldik. Galataport'ta biraz vakit geçirdik. Kahvaltı, gezme dolaşma, kahve içme, sohbet, biraz da ödevlerimi yapma ve ders çalışmayla geçti sabahım. Öğlen 12.00 gibi pasaport kontrollerinden geçip gemiye bindik. Cruise'a. 10 günlük bir turdayım şimdi. Denizde seyir günlerinde kongreye katılıyorum ve geminin içinde annem ve annemin arkadaşlarıyla sohbet edip geziyorum. Geminin içinde tahmin bile edemeyeceğiniz her şey var. Havuzlar, yemek yerleri, barlar, devasa bir tiyatro salonu (kongre sunumları da burada yapılıyor), bowling salonu, spor merkezleri, spa, çocuklar için oyun yerleri, sinema salonu, alışveriş yerleri hatta casino bile var! Ancak en önemli şey yok: İletişim. DÜNYA İLE BAĞLANTIMIZ KESİLDİ "Nasıl yani?" ded...

EHLİYET SINAVIM

    Lise hayatınız bitince ve on sekiz yaşınızı doldurunca gerçekten çok heyecanlı bir sürece atılıyorsunuz. Aşağı yukarı aynı zamanlarda üniversite sınavı, mezuniyet töreni, mezuniyet balosu ve araba kullanmaya başlama serüveni oluyor. Heyecanlı bir yaz tatili sizleri bekliyor. Haziran ayının sonu gibi liseden mezun olduk ve hayatımızın belirlendiği üniversite sınavından kurtulduk. Temmuzun başlarında da ehliyet kursuna başladım. Kursa başlama hikayem de hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. Ehliyetimi yaz tatilinde almaya kararlıydım açıkçası. Havalar bozmadan araba kullanmaya alışmak istiyordum çünkü. Ayrıca okul zamanı sürücü kursuna gitmek istemiyordum. Hazır bolca vakit varken rahat rahat kursa gidip kullanmayı öğrenmek istiyordum. Bir gün annemle sürücü kursu aramak için oturduğumuz yere yakın olan kursları gezip bilgi aldık. Bir kursta tam bilgi alırken "Dersimiz beş dakika içinde başlayacak. İsterseniz şimdi kaydolun ya da önümüzdeki ay başlayın dediler." Böyl...