Ana içeriğe atla

Kayıtlar

FAZIL SAY İLE AYNI SAHNE

En son yayınlar

ÜNİVERSİTELİ OLARAK KENDİMİ KEŞFETMEK

    Doğan Cüceloğlu’nun “Var Mısın?" adlı eserini bir buçuk sene önce okumuştum ve çok beğenmiştim. Kitabı o zaman okuduğumda üniversite sınavına hazırlık sürecinde bana yardımcı olmuştu. Kafamda meslek seçimi ve üniversite seçimi gibi şeyleri planlamıştım ancak detayları planlamamda destek olmuştu. Kitabı şimdi de üniversiteye giden bir genç gözüyle okudum ve o anda fark etmediğim başka anlamlar gözüme çarptı. Düşüncelerimi sizlerle de paylaşmayı çok isterim. “Şimdi ve burada, bir başkasının kriterlerine göre var olmaya çabalayan bir insan mısın; yoksa kendi bilincinle oluşturduğun ölçütlere göre seçimlerini yapıp eyleme geçen biri misin?” [1] Kitabın ilk sayfalarından itibaren sık sık hayallere daldım. Kendimi sorguladım. Şu anki konumumu, hayattaki duruşumu sorguladım. Başka insanların kriterlerine göre yaşamak imkânsız. Herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değil.   İnsanlar sürekli yorum yaparlar. Sizin kişiliğiniz hakkında, duruşunuz hakkında, başarınız h...

HAYALLERİMİN ÖTESİNDEKİ KLASİK MÜZİK KONSERİ

  Klasik müzik konserine hiç gittiniz mi? Ben ilk kez gittim. Çocukluk hayalimdi bir klasik müzik konserine gitmek. Elbette internetten konserler izlemiştim öncesinde. Ancak ön sıralarda oturup, canlı bir şekilde izleme fırsatım hiç olmamıştı. Çalınan eserleri dinlerken kendimi melodinin tatlı ritmine kaptırdım. Sanki orkestra ekibine eşlik ediyormuşum gibi hissettim. Konseri izlerken içimdeki çocuk ortaya çıkıverdi. Bu his tüm benliğimi sardı. Belki de hayalimdeki konseri izleme şansım olduğu için böylesine mutlu ve kuş kadar hafif hissediyordum. “Kelimeler âdeta kifayetsiz kalıyor.” Canım Orhan Veli Kanık... Peki bu neden benim çocukluk hayalimdi, ona gelelim. Sonrasında konseri anlatmaya devam edeceğim. Piyano çalmayı kendimi bildim bileli çok severim. On yıldır hobi amaçlı çalıyorum. Kendimi geliştirmek adına İngiltere merkezli düzenlenen piyano pratiği ve müzik teorisi sınavlarına hazırlanıyorum. Sekiz seviyeden oluşan sınavın ilk beş tanesini başarıyla tamamladım. Ünive...

YAZMANIN SİHİRLİ GÜCÜ

    "Yazma" fiili ne ilginç değil mi? Yazmak herkes için başka bir anlam ifade ediyor bence. Kimisi için kalbinin heyecandan hızlı hızlı çarpma hissini azaltan bir ilaç gibi kimisi için hiç tanımadığı kişilere düşüncelerini aktarma yolu kimisi için ise ölümsüzlüğün, gelecek nesillere ulaşmanın formülü. Benim için yazmak, mutluluk veren, dinlendirip sakinleştiren hoş bir uğraş. Belki de sadece bir hobi değil, bir ihtiyaç. Uzun bir süre yoğunluktan bilgisayarımda tıkır tıkır yazılar yazmazsam içimde bir boşluk hissederim. Bu boşluğu hissettiğim an işlerim ne kadar yoğun ve saat kaç olursa olsun oturup yazılar yazmaya başlarım. Çünkü yazmak benim için bir mutluluk kaynağıdır. Yazdığınız yazıyı, dans eden sözcükleri, şarkı söyleyen cümleleri, kutlama yapan paragrafları size destek olacak kişilere okutmak da başlı başına bir heyecan ve sevinç kaynağıdır. Özellikle de etrafınızda değer verdiğiniz insanlar yazdıklarınızı beğendi mi bir başarı sarhoşluğu yaşarsınız. Hayalleriniz ...

EHLİYET SINAVIM

    Lise hayatınız bitince ve on sekiz yaşınızı doldurunca gerçekten çok heyecanlı bir sürece atılıyorsunuz. Aşağı yukarı aynı zamanlarda üniversite sınavı, mezuniyet töreni, mezuniyet balosu ve araba kullanmaya başlama serüveni oluyor. Heyecanlı bir yaz tatili sizleri bekliyor. Haziran ayının sonu gibi liseden mezun olduk ve hayatımızın belirlendiği üniversite sınavından kurtulduk. Temmuzun başlarında da ehliyet kursuna başladım. Kursa başlama hikayem de hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. Ehliyetimi yaz tatilinde almaya kararlıydım açıkçası. Havalar bozmadan araba kullanmaya alışmak istiyordum çünkü. Ayrıca okul zamanı sürücü kursuna gitmek istemiyordum. Hazır bolca vakit varken rahat rahat kursa gidip kullanmayı öğrenmek istiyordum. Bir gün annemle sürücü kursu aramak için oturduğumuz yere yakın olan kursları gezip bilgi aldık. Bir kursta tam bilgi alırken "Dersimiz beş dakika içinde başlayacak. İsterseniz şimdi kaydolun ya da önümüzdeki ay başlayın dediler." Böyl...

CRUISE MACERASI

    Şu aralar oldukça heyecanlı bir olay yaşıyorum. Annemle bir uluslararası sağlık hukuku kongresinde geldik. Peki neredeyiz şimdi? Tam olarak denizin ortasındayız. Ege denizinde. 4 Ekim Çarşamba akşamı Ankara'dan otobüsle İstanbul'a geldik. Galataport'ta biraz vakit geçirdik. Kahvaltı, gezme dolaşma, kahve içme, sohbet, biraz da ödevlerimi yapma ve ders çalışmayla geçti sabahım. Öğlen 12.00 gibi pasaport kontrollerinden geçip gemiye bindik. Cruise'a. 10 günlük bir turdayım şimdi. Denizde seyir günlerinde kongreye katılıyorum ve geminin içinde annem ve annemin arkadaşlarıyla sohbet edip geziyorum. Geminin içinde tahmin bile edemeyeceğiniz her şey var. Havuzlar, yemek yerleri, barlar, devasa bir tiyatro salonu (kongre sunumları da burada yapılıyor), bowling salonu, spor merkezleri, spa, çocuklar için oyun yerleri, sinema salonu, alışveriş yerleri hatta casino bile var! Ancak en önemli şey yok: İletişim. DÜNYA İLE BAĞLANTIMIZ KESİLDİ "Nasıl yani?" ded...