“Felsefe”
kavramıyla tanışalı pek uzun bir zaman olmadığının farkındayım. Sadece üç-dört
ay oldu. Fakat bu kadar kısa bir süre içerisinde bile, felsefenin hayatımı ne
kadar çok etkilediğini ve iyi anlamda geliştirdiğini fark ettim. Bir başka
deyişle “hayat felsefem” değişti.
Öteden
beri bir şeyin doğruluğuna körü körüne inanmam. Felsefe hayatıma girdiğinden
beri çevremdeki her şeyi daha fazla sorgulamaya başlar oldum. Bana
ilginç gelen konular hakkında daha fazla araştırma yapmaya, daha fazla
düşünmeye başladım. Son zamanlarda öğrendiğim en |
ufak bilgiyi bile saatlerce,
günlerce düşünüp sorguladığım oluyor. Hatta bazen o konu hakkında o kadar çok
düşünmüş ve o konuyu kafamda o kadar çok geliştirmiş oluyorum ki bunun hakkında
güzel bir yazı yazabilirim diye düşünüyorum. Aynı şu anda olduğu gibi…
Kitap
okumayı her zaman çok sevmişimdir. Ama birkaç haftadır bu “kitap okuma
sevdam” fazlasıyla artmış durumda. Açıkçası ben bunun sebebini; yeni
bakış açıları edinmeye, yepyeni dünyaların varlığını keşfetmeye, yeni
bilgiler öğrenmeye ve o bilgileri kendi düşüncelerimle harmanlamaya
heyecanlandığım için olduğunu düşünüyorum. Yani “felsefe” kavramının hayatıma
girmesi nedeniyle bu “merakım” günden güne artıyor. |
Kitaplara olan bağlılığım gibi yazı
yazma tutkum da çok ön planda şu aralar. İlkokuldan
itibaren hikâyeler yazmaya, bazen denemeler ve makaleler yazmaya
bayılırım. Felsefenin bana öğrettiği “sorgulama” ve “düşünme” ile, herhangi
bir konuda bir şeyler yazmak çok eğlenceli oluyor. Sanırım felsefe bana hem
hayatı, hem de yaratıcılığı öğretti. |
“Felsefe” denilen bu ilginç ve
düşündürücü etkinliğin kelime anlamı her ne kadar “bilgelik sevgisi” olsa da
bence “bilgelik sevgisinden” çok daha fazlası. “Felsefe” ve “hayat” iç içe yaşayan
iki olgu. Hayatta bir şeyler düşünmek, yaratıcı olmak, hayatı sorgulayıp
etrafımızda olan biten çoğu şeyi anlayabilmek, eleştirel bir bakış açısına
sahip olmak ve bu bakış açısı sayesinde seçimlerimizi daha bilinçli yapmak gibi
“hayatımızın temellerini” oluşturan kavramları “felsefe” sayesinde öğreniyoruz
ya da anlıyoruz. Bu nedenle bence felsefe “hayatın ta kendisidir”.
Epikuros,
felsefenin tanımını şu şekilde ifade etmiştir: “Mutlu bir yaşam sağlamak için,
tutarlı eylemsel bir sistemdir.” Bir şeyin “hayatın kendisi” olabilmesi
için “mutlu bir yaşam sağlaması” gerekir. Mutsuz bir hayat, “hayat” değildir.
Felsefe; mutlu bir yaşam sağlamak için gerekli faktörlerden birisi ise, o
etken “hayatın kendisini” oluşturur. |
Sonuç olarak; felsefe benim hayatımı bu
kadar değiştirip geliştirdiğinden, felsefe sadece hayatımın bir parçası olarak
kalmayıp hayatımın ta kendisini oluşturmaktadır. Gerçekten felsefe ile
karşılaşmasaydım hayatımda nasıl farklılıklar olurdu tahmin bile edemiyorum…
Suzan R. HOFSTEDE, Ocak 2021
Yorumlar
Yorum Gönder