Ana içeriğe atla

ON BİRİNCİ SINIF SÜRECİ


 


 

Aşırı yoğun ve yorucu geçen bir senenin daha sonuna gelmiş olduk… Yıl boyunca ders süreleri çok uzun gelmesine rağmen genel olarak bu yılın göz açıp kapamadan bittiğini söyleyebilirim. Okulların kapanmasına üç hafta kaldığından klasik öğretmen sözleri başladı: “Artık on ikinci sınıf sayılırsınız.” Geçen yıllarda bu sözü biraz daha olgun davranmamız için söylerlerdi ancak bu sene durum değişti. Asıl altını çizdikleri durum “geleceğimizi belirleyecek olan üniversite sınavına bir yılımızın kaldığı”.

Bu seneyi bitirdiğime göre hem sene boyunca yaptıklarımdan hem de yapmayı planlayıp yapamadıklarımdan bahsetmek isterim. On birinci sınıfın başında bilinçli ve olgun bir şekilde ders çalışma programınızı aşağı yukarı kafanızda belirlemelisiniz. Elbette gün gün, saat saat veya hafta hafta bunu planlayamazsınız ancak seçeceğiniz bölüme göre veya okuduğunuz programa göre aklınızda bir yapılacaklar listesinin olması şart. Örneğin “Bu sene on birinci sınıf konularına hâkim olacağım, TYT matematik, TYT problemler, TYT Türkçe ve TYT geometriden ilerleyebileceğim kadar ilerleyeceğim, mümkünse tüm konuları tamamen bitireceğim.” gibi genel bir plan yapmalısınız. Yapabiliyorsanız TYT’ye ait tüm konuları bitirmeye çalışmalısınız.

Kendi çalışma düzenimi anlatacak olursam, sene başından itibaren çok düzenli olmamakla birlikte problemlere ağırlık verdim. Ne kadar çok soru çözerseniz o kadar hızlanacağınızı ve düşünme yapınızı ya da soruya bakış açınızın gelişeceğini unutmayın. Mümkünse günlük veya haftalık problem sorusu çözmeye çalışın.

Ayrıca yıl boyunca düzenli bir şekilde TYT Türkçe ve TYT matematik çalışmayı ihmal etmeyin. Sene başından nisan ayına kadar daha çok test kitapları üzerinden soru çözdüm. Konu konu çalışarak tüm eksiklerimi kapamaya çalıştım. Nisan ayına geldiğimde tüm konulara ait genel taramalar yapmak istediğim için haftada birer veya ikişer tane bölüm denemesi çözdüm. Bu sayede takıldığım konuları görüp o konulardan test çözdüm. Bunun çok faydalı bir çalışma yöntemi olduğuna inanıyorum.

TYT fizik ve TYT kimya için de düzenli olmasa da ara ara test kitaplarından soru çözdüm. TYT biyolojiden ise bir miktar konu eksiğim olduğu için soru çözme aşamasına gelemedim. TYT geometri için arada soru çözdüm ancak çok sistematik bir planım yoktu. Daha çok dershanedeki geometri derslerini takip edip dershanenin verdiği ödevleri yaparak geometriye çalıştım.

Maalesef TYT’nin coğrafya, tarih, din ve felsefe derslerine pek ağırlık veremedim. Hem de Türkçe-Matematik bölümünden girecek olmama rağmen. Matematik-fen bölümünde okumanın bir dezavantajı sanırım. Bir de üstüne Uluslararası Bakalorya (IB) programının dersleri ve projeleri eklenince hiç vaktim kalmadı. Ezberim kuvvetli olduğundan önümüzdeki yaz tatilinde bu derslere ağırlık verip aradan çıkartmayı düşünüyorum.

Bu arada söylediklerimin yanlış anlaşılmasını istemem. On birinci sınıfa başlamadan önceki yaz tatilinde tüm derslerin “el kitaplarını” almıştım. Bu kitaplarda detaylı bir şekilde konu anlatımı bulunmakta ve hem verimli hem hızlı bir şekilde derslere hâkim olmanızı sağlamakta. O kitaplar sayesinde kendime bir temel atmıştım. Bu seneki yaz tatilinde ise bolca soru çözerek TYT’ye dair tüm boşlukları kapatacağım.

On birinci sınıf konularına ise çok düzenli çalıştım. Özellikle matematik ve geometri derslerinde anlatılan her konuyu pekiştirmek adına bolca soru çözdüm. Tüm derslerden kapsamlı özetler çıkararak konuları derinlemesine öğrendim. Fizik, kimya, biyoloji sınavları için de soru çözümü yaparak okul sınavlarına iyi bir şekilde hazırlandım. Tabii, bu üç dersin konuları üniversite sınavında pek işime yaramayacağı gerçeği de var. Bu nedenle yıl boyunca yanlış bir seçim yapıp yapmadığım konusunda tereddüt etmedim değil. “O derslere çalışmasaydın” diye düşünenleriniz vardır mutlaka. Bu derslere çalışmak için üç tane nedenim var: Birincisi okul ortalamamı yüksek tutarak üniversite sınavında olabildiğince avantaj sağlayabilmek, ikincisi TYT konuları ile bağlantılı olan noktalar sayesinde TYT sorularını daha bilinçli ve hızlı çözebilmek, üçüncüsü ise önümüzdeki sene IB programının bitirme sınavlarına girdiğimde bu derslerden yüksek puanlar alabilmek. Hayatta yaptığınız her işin size bir şekilde fayda sağlayacağına inanırsanız, o işin mutlaka size getireceği artılar olacaktır.

Ayrıca, coğrafya ve edebiyat haricindeki diğer sözel derslere de çok iyi çalıştığımı düşünüyorum. Tarih, din ve felsefeden tüm konuları kalıcı bir biçimde öğrendiğimi, çözebildiğim kadar çok soru çözdüğümü söylemeliyim. Coğrafya ve edebiyat derslerindeki eksikliklerimi ise yazın kapatmayı planlıyorum. Bu arada edebiyata pek çalışamamış olsam da çok fazla kitap okuduğum ve araştırdığım için edebiyatla ilgili birçok soruyu çözebiliyorum. Umutsuzluğa kapılmadan ve yılmadan çalışmaya devam…

Kendi kendime çok fazla deneme sınavı çözmeye vaktim olmadığını açıkça belirtmeliyim. Ama dershanemizin iki haftada bir yaptığı sınavlara mümkün olduğunca aksatmadan girmeye çalıştım. Ayrıca o deneme sınavlarında istikrarlı bir şekilde genellikle ilk üç ve ilk beşte oldum. Dershaneye giderken beni en çok motive eden olgulardan biri de bu oldu sanki…

Son olarak üniversite sınavı için çok da işe yaramayan ancak on ikinci sınıftaki yükümü hafifleten bir durumdan daha söz etmek istiyorum. IB programının tüm projelerini -yaklaşık sekiz tane ciddi araştırma ve emek isteyen büyük kapsamlı projeler- bitirdim. Bu program dahilinde çok fazla bunların dışında ek ödev ve proje verildi. Ayrıca çok fazla sosyal aktivitede görev alarak bu programa ait tamamlanması gereken kriterler tablomu başarıyla tamamlamış oldum.

Yazının başında bu seneyi çok çalışmama rağmen boş geçirdiğimi düşünmüştüm. Sanırım yıl boyunca yaptıklarımın özetini geçmek beni çok rahatlattı. Bu nedenle on birinci sınıfın sonuna geldiğinizde sizler de yıl içerisinde yaptıklarınızı, planlayıp da tam istediğiniz gibi uygulayamadıklarınızı oturup yazmalısınız. Gerçekten insanın üstünden büyük bir yük kalkıyor ve nasıl bir ilerleme kaydettiğinin farkına varıyor. Düzenli çalışarak başarılmayacak kesinlikle hiçbir şey yok.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÜNİVERSİTELİ OLARAK KENDİMİ KEŞFETMEK

    Doğan Cüceloğlu’nun “Var Mısın?" adlı eserini bir buçuk sene önce okumuştum ve çok beğenmiştim. Kitabı o zaman okuduğumda üniversite sınavına hazırlık sürecinde bana yardımcı olmuştu. Kafamda meslek seçimi ve üniversite seçimi gibi şeyleri planlamıştım ancak detayları planlamamda destek olmuştu. Kitabı şimdi de üniversiteye giden bir genç gözüyle okudum ve o anda fark etmediğim başka anlamlar gözüme çarptı. Düşüncelerimi sizlerle de paylaşmayı çok isterim. “Şimdi ve burada, bir başkasının kriterlerine göre var olmaya çabalayan bir insan mısın; yoksa kendi bilincinle oluşturduğun ölçütlere göre seçimlerini yapıp eyleme geçen biri misin?” [1] Kitabın ilk sayfalarından itibaren sık sık hayallere daldım. Kendimi sorguladım. Şu anki konumumu, hayattaki duruşumu sorguladım. Başka insanların kriterlerine göre yaşamak imkânsız. Herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değil.   İnsanlar sürekli yorum yaparlar. Sizin kişiliğiniz hakkında, duruşunuz hakkında, başarınız h...

CRUISE MACERASI

    Şu aralar oldukça heyecanlı bir olay yaşıyorum. Annemle bir uluslararası sağlık hukuku kongresinde geldik. Peki neredeyiz şimdi? Tam olarak denizin ortasındayız. Ege denizinde. 4 Ekim Çarşamba akşamı Ankara'dan otobüsle İstanbul'a geldik. Galataport'ta biraz vakit geçirdik. Kahvaltı, gezme dolaşma, kahve içme, sohbet, biraz da ödevlerimi yapma ve ders çalışmayla geçti sabahım. Öğlen 12.00 gibi pasaport kontrollerinden geçip gemiye bindik. Cruise'a. 10 günlük bir turdayım şimdi. Denizde seyir günlerinde kongreye katılıyorum ve geminin içinde annem ve annemin arkadaşlarıyla sohbet edip geziyorum. Geminin içinde tahmin bile edemeyeceğiniz her şey var. Havuzlar, yemek yerleri, barlar, devasa bir tiyatro salonu (kongre sunumları da burada yapılıyor), bowling salonu, spor merkezleri, spa, çocuklar için oyun yerleri, sinema salonu, alışveriş yerleri hatta casino bile var! Ancak en önemli şey yok: İletişim. DÜNYA İLE BAĞLANTIMIZ KESİLDİ "Nasıl yani?" ded...

EHLİYET SINAVIM

    Lise hayatınız bitince ve on sekiz yaşınızı doldurunca gerçekten çok heyecanlı bir sürece atılıyorsunuz. Aşağı yukarı aynı zamanlarda üniversite sınavı, mezuniyet töreni, mezuniyet balosu ve araba kullanmaya başlama serüveni oluyor. Heyecanlı bir yaz tatili sizleri bekliyor. Haziran ayının sonu gibi liseden mezun olduk ve hayatımızın belirlendiği üniversite sınavından kurtulduk. Temmuzun başlarında da ehliyet kursuna başladım. Kursa başlama hikayem de hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. Ehliyetimi yaz tatilinde almaya kararlıydım açıkçası. Havalar bozmadan araba kullanmaya alışmak istiyordum çünkü. Ayrıca okul zamanı sürücü kursuna gitmek istemiyordum. Hazır bolca vakit varken rahat rahat kursa gidip kullanmayı öğrenmek istiyordum. Bir gün annemle sürücü kursu aramak için oturduğumuz yere yakın olan kursları gezip bilgi aldık. Bir kursta tam bilgi alırken "Dersimiz beş dakika içinde başlayacak. İsterseniz şimdi kaydolun ya da önümüzdeki ay başlayın dediler." Böyl...