1-
Motivasyonunuzu Korumak
Motivasyonu korumak verimli ve uzun çalışmak
için gereken en temel şey. Eğer çalışma isteğiniz yoksa öğretmenleriniz de
aileleriniz de size ne kadar “Çalış” derlerse desinler bir işe yaramayacaktır. Belki
telefonunuza bakmadan saatlerinizi geçireceksiniz ama muhtemelen yaptığınız tek
şey test kitabınızla bakışmak olacaktır. Yani gerçekten çalışmış
olmayacaksınız. Sadece değerli vaktinizi çöpe atmış olacaksınız.
Çalışma işini kendi isteğinizle yapmalısınız.
Bir süreliğine de olsa -bu süre yaklaşık iki yıllık olsa iyi olur- beyninizi “Ben
ders çalışmayı çok seviyorum” diyerek kandırın. Sanırım ben bu kandırma işini
ilkokuldayken yaptım ve kendimi kandırdığımı daha yeni yeni fark ediyorum.
Ancak bu kandırmanın ciddi anlamda beni motive ettiğini de eklemeliyim. Bu
sayede uzun yıllardır “matematik” testi çözmeyi çok sevdiğimi düşünerek oldukça
fazla matematik testi çözüyorum.
Dediğim gibi eğer motivasyonun kaynağı sizin
içinizden gelmiyorsa o motivasyonun hiçbir değeri yoktur. Korku veya
cezalandırma sistemiyle çalışıyorsanız ne siz o çalışmadan verim alırsınız ne
de sizi korkutup cezalandırmaya çalışan kişiler sizi “tam kapasite” çalışmanızı
sağlayamaz.
Bu noktada beni motive eden başka bir şey daha
olduğunu fark ettim. Annem bana okul hayatım boyunca bir kere bile “Çok
tembelsin, git biraz derslerine çalış!” demedi. Aksine “ders çalışmam” ile ilgili
bir şey söyleyecekse söylediği şey “Anneciğim, çok çalıştın, yeter artık.
Dinlenmezsen pilin biter bir daha hiç çalışamazsın.” oldu. Şu anda on birinci
sınıfı bitirmek üzereyim. Okulun son haftasına geldik ve haftanın ortasında -perşembe
günü- dershanemiz başlıyor.
Pazar günü ben her zamanki “test çözme keyfimi”
yaparken annem yanıma geldi ve sözleri şunlar oldu: “Önünde çok zorlu bir yıl
seni bekliyor. Hem üniversite sınavı hem okul hem dershane hem de IB’nin (Uluslararası
Bakalorya) bitirme sınavları ve projeleriyle uğraşacaksın. Bence bu hafta
dershaneye başlayıncaya kadar dinlen, hiçbir kitabın kapağını açma. Yıl boyunca
çalıştığın dersleri, öğrendiğin bilgileri beyninin yerleştirmesine ve
sindirmesine izin ver. Sene başından beri televizyon bile izlemiyorsun,
istersen biraz şunu izleyelim. İstemiyorsan da yazı yazmak, kitap okumak seni
rahatlatıyor. O tarz kafanı boşaltacak bir işle uğraş. Beynini iyice dinlendir
ki dershane başladığında tam gaz yüklenebilesin.” dedi.
Açıkçası bu “öğrencilik” işini annemden daha
iyi hiç kimse bilemez. Benim gözümde öyle bir yere sahip. Onun için annemin
yaptığı yorumları her zaman çok önemsiyorum. (Muhtemelen çoğunluğunuz “Tembele
bak, annesi çalışma demiş onun için hemen yatışa geçmiş” diyordur. Ama benim
kesinlikle amacım yatmak ve keyif çatmak değil. O amaçlarımı üniversite
zamanına bıraktım. Hatta ben çalışmadığım zamanlarda içten içe kendimi kemirir
dururum. Yani dinlensem de o dinlenme anının tadını tam anlamıyla çıkaramam.)
Annemin yorumlarının benim için bu kadar
değerli olmasının birkaç sebebi var. İlk neden annem benim kötülüğümü hiçbir
zaman istemez. Benim hedeflerimi ve planlarımı çok iyi biliyor ve onları
gerçekleştirmek için ilerlediğim sürece hep arkamda olup bana destek
vereceğinden eminim. Diğer nedenler ise annemin akademik başarısı ve öğrencilik
hayatından kaynaklanıyor. Annem üniversite sınavında Türkiye “birincisi” olmuş.
Şaka yapmıyorum, gayet ciddiyim. Bu birinciliğin üstüne Hacettepe İngilizce Tıp
bölümüne kaydolmuş. Sonradan yirmi yıldan uzun bir süre Hollanda’da genel
cerrah ve damar cerrahlığı yapıp Türkiye’ye döndükten sonra da Ankara Hukuk’u
bitirdi. Bu akademik başarıya sahip bir insana elbette gönülden inanıyorum.
Sadece annem olduğu için değil, aynı zamanda idolüm olduğu için de…
Asıl söylemek istediğim nokta verimli
çalışabilmek için motivasyonunuzun sizin içinizden gelmesine dikkat edin ve
dinlenmeniz gereken zamanları iyi belirleyin. Yoksa dikkatiniz dağılır ve
yorgunluğunuz kümülatif bir biçimde birikerek sizi yorgunluk girdabının
derinliklerine doğru çeker. Oradan kurtulmanız da çok zor olur…
2-
Odaklanmak
Odaklanabilme sürenizi artırmak da verimli ve
uzun süreler çalışabilmek için olmazsa olmaz elementlerden. Odaklanamıyorsanız,
o test kitabının veya konu anlatım videosunun başında oturmanın sizin için en
ufak bir faydası yoktur.
Odaklanma gücü bence geliştirilebilen bir
şeydir. Ne kadar çok gürültülü ortamlarda çalışırsanız, gerçek sınavdaki o
sessizlik anı sizin için o kadar huzur dolu gelecektir. Ayrıca odaklanma
kapasitesi yüksek olanların çocukluklarıyla da ilişkisi olabilir. Herhangi bir
bilimsel kanıtım yok ama çocukluktan itibaren belli bir iş ile uğraşabilen,
sıkılmadan kendini oyalayabilen çocukların ileride daha iyi ders çalışmaya
odaklandıklarını gözlemledim şu ana kadar. Bunu geliştirebilmek mümkün olduğuna
göre bir işin başında oturabildiğiniz kadar oturmalı ve sonucunda bir ürün elde
ederek ne kadar iyi çalıştığınızı kendinize hissettirmelisiniz.
Şu anda ders çalışmak yerine bu kitabı yazıyor
olmam bile odaklanma gücümü artırmakla ilgili. Bir yandan dinlenirken ve zorlu
maraton için güç toplarken bir yandan da ortaya bir kitap çıkararak geleceğim
için verimli bir iş yaptığımı düşünüyorum. Yani dinlendiğiniz anlarda bile
mümkün olduğunca sizi tatmin edecek ve “Bugün hem dinlendim hem de verimli işler
yaptım.” diyebileceğiniz bir gün geçirmelisiniz. Elbette, “Bugün çok iyi
odaklandım ve çılgınlar gibi test çözdüm.” gibi bir cümle de kurabilirsiniz. Bu
tamamen nasıl bir gün geçirdiğinize göre değişir: Dinlenme günü mü, tam gaz
çalışma günü mü? İçinde bulunduğunuz güne göre zamanınızı en verimli şekilde
kullanmak için çabalayın.
3-
Sabahları Güne Kitap Okuyarak Başlamak
On birinci sınıfın başından itibaren tekrar
okula fiziksel olarak gitmeye başladık. Ben de hem pandemiden ötürü sosyal
mesafeyi daha rahat koruyabilmek hem edebiyat hakkında daha fazla bilgi sahibi
olup soruları daha hızlı ve doğru çözebilmek hem de kitap okuyarak güne
dinlenmiş başlamak adına serviste harcadığım vaktimi verimli değerlendirmeye
karar verdim. Hem sabahları hem de akşamları serviste yarımşar saat vakit
kaybediyorum. Bu vakit kaybını önlemek için ve sabah okula gittiğimde derslere
daha iyi odaklanabilmek için güne kitap okuyarak başlıyorum.
Sabah sabah kitap okumak ve derslere odaklanmak
arasında nasıl bir ilişki olduğunu sorguluyorsunuz muhtemelen. Açıkçası, ben de
on birinci sınıfın sonlarına doğru yaklaşırken fark ettim bu sihri. Sabahları
kitap okuduğum günler sırama oturur oturmaz test çözmeye başlayabiliyorum. Hiç
etrafıma bakınma veya vakit kazanmak için -belki de vakit kaybetmek desem daha
doğru olacak…- telefonumla uğraşma gibi şeyler yapmadan o gün yanımda hangi
dersin testi varsa çözmeye başlıyorum. Böylece günüme ekstradan verim katmış
oluyorum.
Bu arada bir parantez açmak isterim. Sınavımın
olduğu günlerde zihnimi yormamak adına sabahları kitap okumak yerine geleceğimle
ilgili kafamda planlar yapıp hayaller kuruyorum. Eğer yorulmamanız gereken bir
günse kitap okumak yerine bu da verimli bir gün geçirmek için iyi bir taktik.
Daha uzun ve verimli çalışma ile ilgili bir
noktaya daha değinmek istiyorum. On birinci sınıfın ikinci döneminin
ortalarından itibaren üstümde çok büyük bir yorgunluk vardı. Sınavlara çalışmak
için kendimde gücü zor buluyordum. Biraz enerji toplamak adına akşamları
serviste kitap okurken uyuyakalıyordum ve eve vardığımda kendimi çok dinç
hissediyordum. Tabii, dershane servisinde uyuyakalmak pek mümkün olmuyor çünkü
o servisler daha kalabalık olduğundan olsa gerek hep daha gürültülü oluyor. Eğer
kitap okumaya odaklanamayacağınız kadar çok gürültü varsa zihninizi boşaltın.
Ama bence gürültülü ortamda kitap okuyarak paragraf netlerinizi artırma şansı
elde edebilirsiniz. Sizlere bunu kesinlikle tavsiye ederim.
4-
Sayısal Derslerin Arasına Sözel Dersleri
Eklemek
Evde veya okulda kendi kendinize ders
çalışırken belirli bir programınız yoksa bile elinizin altında iki farklı ders
grubundan test bulundurmanızı şiddetle tavsiye ederim. Mesela yanınıza matematik
testi aldıysanız bir tane de dil bilgisi veya Türkçe deneme fasikülü alın.
Birinden yorulup sıkıldığınızda mola verip etrafınıza boş boş bakınmak yerine
diğer derse geçerek çok daha uzun ve verimli ders çalışma süreleri elde edebilirsiniz.
Dinlenmeyi ihmal etmeyin ama sabah saatleri sizin için verimli geçiyorsa o
sürede olabildiğince çok soru çözmeye çalışın.
On birinci sınıf boyunca belirli ve sabit bir
çalışma programımın olmadığını belirteyim. Ancak temel hedefim, Türkçe,
matematik ve geometri konularına yüklenmekti. Bu nedenle sabahtan dershaneye
gidinceye kadar matematik ve geometri testi çözüp daha sonradan dershanedeki
soru çözümü öncesinde biraz dinlenip tekrar matematik çözüyordum. Dershanedeki
derslerin arasındaki teneffüslerde de çok yorulduğumu hissedince Türkçe testine
geçiyordum. Böylece en yorgun olduğum anda bile çalışmaya devam ederek günümü verimli
geçirebiliyordum. Sizler de çalıştığınız alana göre iki farklı ders seçip gün içerisinde
çalıştığınız dersleri değiştirerek aralıksız bir biçimde uzun saatler boyunca
çalışabilirsiniz.
5-
Kendinizi Çok Yorgun Hissettiğinizde Kısa
Molalar Vermek
Bazen kendinizi tükenmiş hissetmeniz çok doğal.
Kendimden örnek verecek olursam okuldaki son teneffüs ve dershanedeki son
teneffüste artık tamamen pilim bitmiş oluyor. Böyle anlarda ya yanımdaki kitabı
çıkarıp okuyorum ya suyumdan biraz yudumlayıp kafamda dört dönen işlemleri ve
ezber konuları atmaya çalışıyorum ya da telefonum yanımdaysa sosyal medyaya
bakıyorum. Sonuçta iki tane on dakikacıktan bahsediyoruz.
Günün geri kalanında hiç mola vermeden -sadece
yemek ve tuvalet ihtiyaçlarınızı gidermek için ara vererek- çalıştıysanız biraz
dinlenmeye ihtiyacınız var demektir. O yorgun hâlinizle çalışmaya devam ederseniz
çalıştığınız şeyleri hem anlamazsınız hem de gereksiz bir biçimde
yorgunluğunuza yorgunluk katmış olursunuz. Yorgunluktan odaklanamıyorsanız dinlenin
gitsin…
6-
Molalarınızda Dikkatinizi Dağıtacak
Unsurlarla Uğraşmamak
Mola verdiğiniz zamanlarda dikkatinizi tamamen
derslerden uzaklaştırıp başka alemlere götürecek şeylerle uğraşmamalısınız.
Mesela az önce son teneffüste birazcık sosyal medyaya bakmak örneğini verdim.
Eğer siz bir kere kolunuzu kaptırıp oradan kurtulamayacağınızı düşünüyorsanız
hiç bakmayın daha iyi. Ama sadece “Kimler beni takip etmeye başlamış?”, “Ben de
şu kişilere istek atıp ağımı genişleteyim, sonra da dersime devam edeyim.” Diyerek
kendinizi frenleyebiliyorsanız biraz bakmanızda hiçbir sakınca yok. Daha önceki
bölümlerde belirttiğim gibi hayat sadece ders çalışmaktan ibaret değil, gelecek
için sosyal çevrenizi de geliştirmeniz şart.
Eğer dikkatinizi hiç dağıtmak istemiyorsanız,
kafanızı sıranızın üstüne koyup gözlerinizi kapatın ve biraz dinlenin. Zaten
eninde sonunda zil çalacak ve sizin tekrar çalışmaya başlamanız gerektiğini
hatırlatacak. Biraz dinlenerek daha verimli olabilirsiniz. Hem de dikkatinizi
dağıtmadığınız için anında ders çalışmaya geri dönebilirsiniz.
7-
Teneffüslerde Çalışmaya Devam
Gününüzü verimli kullanmak için teneffüslerde ders
çalışıp test çözmeye devam etmek çok iyi oluyor. Yorulduğunuz ana kadar tam gaz
soru çözmeye devam ederek hem verimli bir gün geçirdiğinizi hem de uzun saatler
boyunca çalıştığınızı fark ediyorsunuz. Belki bazılarınız teneffüsler dinlenmek
içindir diye itiraz edecekler ama üniversite sınavında da saatlerce test çözmeye
konsantre olmanız gerektiğini unutmayın. Bu süreyi ne kadar artırabilirseniz
işiniz o kadar kolaylaşır.
Hem de okulda yedi teneffüsten bir saat on
dakika, dershanede de üç teneffüsten yarım saatlik bir ek süre
kazanabileceğinizin bilincinde olun. Bu neredeyse günlük iki saatlik ek çalışma
vaktine tekabül etmekte. Neden böyle bir vakti verimli geçirmeyesiniz ki?.. Ayrıca
bizim okulda, sabahtan servisler çok erken bırakıyorlar. Böylece dersler başlayıncaya
kadar yarım saatlik bir süre daha kazanıyorum. Toplamda iki saat on dakikalık
bir sürem, öğle teneffüsüm ve akşamları dershanede yemek yeme süresiyle soru
çözüm saati oluyor. Hepsini toplayınca yaklaşık dört saat elde ediliyor.
Aralıksız bir şekilde çalışmak elbette gerçekçi bir hedef olmaz ama bu dört
saati en verimli şekilde kullanabilmek sizin elinizde. Arada kısa molalar
vererek uzun ve verimli çalışma metotları geliştirebilirsiniz.
8-
Okulda ve Dershanede Yemek Yediğiniz
Saatlerde Mutlaka Dinlenin
Günün en verimli dinlenme saatlerinin yemek
yediğim saatler olduğuna karar verdim. Sene başında yemek yerken de kitap
okuyordum. Ancak yılın ortasına geldiğimde -on birinci sınıftan söz ediyorum-
çok yorulmaya başladığımız hissettim. Bunun üzerine ikinci dönem boyunca yemek
saatlerinde hayaller kurmaya ve planlar yapmaya karar verdim. Bir yandan “sağlıklı”
ve beni her daim enerjik tutan yiyeceklerimi yerken bir yandan da geleceğimi zihnimde
inşa etmeye başladım.
Hedeflerim giderek netleştiğinden kendimden
daha emin adımlarla yürümeye başladım. Ayrıca dinlendiğim için yemekten sonra hiç
ağırlık çökmesine izin vermeden motor gibi çalışmaya devam edebildim. Yemek
yerken hayal kurma işini hepinize tavsiye ederim. Kesinlikle yemek yeme işine
ekstradan bir tat ve zevk katıyor -ki yemek yemek her zaman hoş bir uğraştır-.
9-
Akşamları Yorulduğunuzda Kitap Okumak
Akşamları çok yorgun olduğunuzu hissettiğinizde
de kitap okumanızı öneririm. Sınav döneminde bile olsanız olabildiğince çok
okumaya çalışın. Hem dinlendiğinizi hissederek hem de verimli bir iş ile uğraştığınızı
düşünerek gününüzün olağanüstü bir şekilde geçtiğini düşüneceksiniz. Bu
motivasyon ile sabah daha enerjik ve olumlu bir şekilde uyanacaksınız. Bu ruh
hâli de sizi iki yıl boyunca çok iyi idare edecektir. Ara ara elbette bunalacaksınız
ama çoğunlukla sizi mutlu eden ve kendinizi verimli hissettiğiniz işlerle
ilgilenerek yılmadan ilerlemeye devam edeceksiniz.
10- Sınav
Sonuçlarınızı Öğrendikten Sonra Keyfinize Keyif Katmak için Biraz Soru Çözün
Hem okul sınavlarınız hem de dershanede girdiğiniz
denemelerin sonuçları açıklandığında sevincinizi soru çözerek kutlayın. Ben sene
boyunca ilk fırsatta anneme haber verip ondan güzel tebrik sözleri aldıktan
sonra matematik testi ile kendimi ödüllendirirdim. Yanlış anlamayın, hayattaki
tek eğlencem matematik testi çözmek değil. Hatta genel olarak test çözme işini
anlamsız buluyorum ama motivasyonumu bozmamak adına ders çalışmayı sevdiğimi
kendime sık sık hatırlatıyorum.
Sınav sonuçlarımı görünce çalışmalarımın ve
emeklerimin boşa gitmediğini gördüğüm için keyifleniyorum. Emeklerim boşa
gitmediğine göre biraz daha çalışıp kendimi daha da geliştireyim diye düşünüp test
kitaplarımın arasında gömülüyorum. Kesinlikle bu iki yıl boyunca kendinize
vereceğiniz en iyi ödül test çözmek olacak…
11- Hayallerinizi
Gerçekleştirebilmek için Asla Pes Etmemek
Yemek yerken hayal kurmanızı önermiştim. Bu
hayalleri boşuna kurmamalısınız elbette. Onları gerçekleştirebilmek ve hayallerinizi
birer hedef hâline getirebilmek için düşlemelisiniz. Ayrıca hiçbir şeyin
imkânsız olmadığını kendinize hatırlatarak motivasyonunuzu koruyabilirsiniz.
Motivasyonlu olduğunuz zaman da verimli ve uzun saatler boyunca
çalışabileceğiniz için hedeflerinize ulaşamama gibi bir imkân olmayacaktır. Yeter
ki hiçbir zaman pes etmeyin. Süreç ne kadar zorlu olursa olsun mağaranın
çıkışında aydınlık bir ortam ve gökkuşaklarının olduğu bir deniz kenarı olduğunu
unutmayın…
Yorumlar
Yorum Gönder