Ana içeriğe atla

DERS TEKRARI NASIL YAPILMALI?

        


     Derslerin tekrarını yapmak kalıcılık için en önemli noktalardan biridir. Sene başında ya da birkaç yıl önce anlatılan konuları çoğu öğrenci unutmaktadır. Hatta bazen bir iki ay içerisinde bile konuları unutan arkadaşlarımız olabiliyor. Bu “unutkanlığı” gidermek ve öğrendiğiniz her konuda kalıcılığı sağlamak için kaliteli bir ders tekrarı planı yapılmalıdır.

Kalıcılık hakkındaki klişe sözleri sizlere uzun uzun anlatmayacağım. (Bilgilerin unutulma oranları bir günde yüzde şu kadar, bir haftada yüzde bu kadar gibi açıklamalar yapmayacağım.) Sanırım üniversite sınavına hazırlanan her genç, konuları unutmaması gerektiği hakkında yeterince fikir sahibidir. Özellikle de ikinci oturumda yapılan (AYT) sınav için derslerin içeriği çok büyük bir öneme sahip. Birinci oturumda (TYT) yapılan sınavda, bilgiden ziyade pratiklik ölçülürken ikinci oturumda, belli bir konu hakkındaki en zor soru tiplerini kendi bilgilerinizle çözmeniz beklenmektedir.

O hâlde verimli ve düzenli bir şekilde nasıl ders tekrarı yapılabileceğine bir göz atalım. Öncelikle her derse çalışma yöntemi farklıdır. Bu nedenle yapılacak tekrar taktikleri de farklı olmalıdır. Her dersin kendi içerisinde özel püf noktaları bulunduğundan tüm dersleri teker teker ele almayı planlıyorum.

·         MATEMATİK

İlk sıraya çoğunluğun korktuğu, çekindiği, oflaya puflaya çalıştığı dersi seçelim: Matematik. (Elbette aramızda matematiğe bayılan arkadaşlar da bulunmakta. Onların matematik dersini bu şekilde tanıtmayacakları kesin…)

Matematik çalışırken önce konuya “aşırı derecede” hâkim olmanız gerekiyor. Hem temel bilgileri hem de çok uç formülleri çok iyi öğrenmeniz gerekiyor. Bunu öğrenmek için dersleri iyi dinlemeli, gerekirse internet üzerinden konu anlatım videoları ile konu pekiştirilmelidir. Formülleri unutmamak adına -bu önerim özellikle de ezberlemeyi seven arkadaşlar içindir- matematik özeti çıkarabilirsiniz. “Matematikten bile özet mi çıkarılır?” diyenleri duyar gibiyim. Her öğrencinin kendine ait yöntemleri vardır. Kimisi ezberleme yoluyla kimisi mantığını çözme yoluyla sayısal derslerin üstesinden gelmeye çalışır. Ben genelde soru tiplerini ve formülleri ezberleyerek gitme taraftarıyım. Ezber yaparak başlayınca bir süre sonra sorunun veya konunun mantığını da çözüyorsunuz.

Konu tekrarından sonra yapılacak aşamalara gelelim. TYT ve AYT sınavları birbirinden çok farklı mantıklara sahiptir. Bundan dolayı farklı çalışma ve tekrar etme yöntemleri uygulanmalıdır.

TYT sınavına hazırlanırken çözebildiğiniz kadar çok soru çözmeniz gerekiyor. Her zaman kendinize uygun olan seviyeden başlamalı, test kitaplarının zorluk derecesini yavaş yavaş artırmalısınız. Ayrıca aldığınız kitapların soru çözüm videolarının olmasına da dikkat etmelisiniz. Emin olun o çözümlü sorular size soru tiplerini en iyi öğreten şeyler. Bazen bu videoların dershaneden veya okuldan bile daha verimli olduklarını düşünüyorum. Yapamadığınız veya çözümünü tam olarak anlamadığınız tüm soruların videosunu izleyerek konuyu iyice sindirip mantığını çözmeye çalışın. Asla bir sorunun çözüm yolunu anlamadan başka bir teste geçmeyin. Aksi takdirde kendinizi hiçbir zaman geliştiremezsiniz, netleriniz de hiçbir zaman artmaz. Hep aynı tip soruları tıkır tıkır çözer geçersiniz. Ancak yapamadığınız onca soru tipi sizleri sıralamada gerilere atmaya hep devam eder.

Az önce kendi seviyenize uygun kitaplar alın demiştim. Bu noktada sizleri uyarmak isterim: Sürekli “Ben hiçbir zor soruyu çözemiyorum, bana en uygun kitap kolay-orta seviyesi.” derseniz hiçbir zaman gelişme kaydedemezsiniz. Boşu boşuna zaman, para ve emek harcamış olursunuz. Başlangıçta elbette kendinizi yetersiz hissediyorsanız kolay-orta seviyesi ile başlayabilirsiniz. Ancak her seferinde zorluk derecesini bir kademe artırarak ilerlemeye gayret göstermelisiniz. Eğer hedefleriniz yüksekse orta veya zor bir kaynaktan da çalışmaya başlayabilirsiniz.

TYT sınavının matematik bölümü için on birinci sınıflara önerim bol bol soru bankası çözmelerini öneririm. Ancak on ikinci sınıfa geçildiğinde bölüm denemelerine ve genel denemelere daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğine inanıyorum. Çözeceğiniz denemeler sayesinde daha genel bir tekrar yapma fırsatı elde edebilirsiniz. Çözdüğünüz denemelerin analizleri sonucunda sıklıkla belli konuları yapamadığınızı fark ederseniz o konular için kocaman bir soru bankası almak yerine o konunun fasikülünü alabilir ve konuyu güzelce tekrar edebilirsiniz. Eğer konu fasikülü almak istemiyorsanız internette o konu ile ilgili konu anlatım veya soru çözüm videolarını izleyerek kapsamlı bir tekrar yapma şansını elde edebilirsiniz.

TYT bölümü için matematiğin alt bölümü olan “problemler” problemi var. Büyük bir çoğunluk “problemler” denilince o konuda kendisinin de büyük bir “problemi” olduğunu düşünmeye başlıyor. Başlangıçta problem çözme taktiklerini bilmediğiniz için sorularla dakikalarca uğraşıp çözememe olasılığınız çok doğal. Ne yalan söyleyeyim problemlere ilk çalışmaya başladığımda ben de çok eziyet çekiyordum. Bazen soruda ne sorduğunu bile anlamayıp dakikalarca soruyla bakıştığım oluyordu. Bu konunun üstesinden gelmek ise çok kolay: Bol bol soru çözüp yapamadıklarınızın soru çözüm videolarını izlemek. Her yeni soru tipinde yeni bir kısa yol keşfederek sınavda hızınıza hız katabilirsiniz. Bu arada problem sorularının paragraf sorularının kuzeni olduğunu hepimiz az çok biliyoruz. “Kuzeni” dememin nedeni içinde uzun paragrafların yanı sıra matematik de içermesinden dolayı. Paragraf sorularının ana taktiği gibi problemlerin de temel taktikleri arasında bol bol kitap okumak bulunuyor. Kitap okuma alışkanlığınızı mümkün olduğunca sürdürmeye devam ederseniz çok büyük bir avantaj sağlarsanız. Sonuçta çözüm yolunu bildiğiniz hâlde soruyu tekrar tekrar okuyup anlayamazsanız, o çözüm yollarını bilmenin size hiçbir faydası olmayacaktır.

AYT sınavına gelecek olursak önce konuya hâkim olduğunuzdan emin olun. Ardından test çözme aşamasına geldiğinizde kolay bir kitap ile başlamayın. Mümkünse orta, orta-zor veya zor kaynaklar almaya özen gösterin. Hem yeni nesil hem de klasikleşmiş soruların hepsini çözebilme kapasitesine sahip olmalısınız. Bolca zor kaynak bitirdikten sonra -özellikle de on ikinci sınıfa gelindiğinde- AYT için de bölüm denemeleri ve genel denemeler çözmelisiniz. Bu sayede geniş çaplı tekrarlar yapmış olursunuz.

 ·         GEOMETRİ

Hepimizin başı geometri ile belada. Özellikle pandemi döneminden en çok etkilenen gruplar arasında olarak geometriden çekmediğimiz kalmadı. Dokuzuncu sınıftayken tam matematik derslerimizde geometri konularını işlemeye başlayacakken bir buçuk yıllığına okullar kapanıverdi ve geometrinin “g”sinden haberimiz olmadı. Tabii on birinci sınıfa geçtiğimiz andan itibaren acısını çok çektik…

Geometri sorularını çözmek gerçekten kolay olmuyor. Öncelikle en ucubik kuralı bile bilmeniz bekleniyor. Bazen tek bir soru ile “günlerce” -evet, gerçekten abartmıyorum, günlerce- uğraşmanız gerekiyor. Bazen de pes edip soru çözüm videosunu izleyerek o soru tipi hakkında bilgi sahibi olmanız gerekiyor. Geometride yapılacak akıllıca hamleleri görmek oldukça komplike ancak soru çözdükçe, deneyim kazandıkça işler daha iyiye gidiyor. En kolay sorularla bile bakışırken bir anda orta seviye soruları çözebildiğinizi göreceksiniz. Bu nedenle ilk önce tüm formüllerin ezbere biliniyor olması, özet çıkarılması ve çözebildiğiniz kadar çok soru çözmeye odaklanmalısınız. En büyük rakip eleme bölümü geometri ve matematiktir. Bu nedenle geometriye ne kadar yüklenirseniz sıralamanız o kadar yükselecektir. Benden size söylemesi…

·         TÜRKÇE

Bizlere en çok puan getiren bir diğer bölüm ise Türkçe… Hem sayısal öğrencilerin hem eşit ağırlık öğrencilerinin hem de sözel öğrenciler ortak noktası sanırım. Çalışılması ve netlerinin artırılması için en kolay derslerden biridir Türkçe. Bu nedenle küçük birkaç çalışma ve tekrar taktiği ile büyük net artışlarına sahip olabilirsiniz.

TYT sınavı için bakacak olursak iki farklı bölüm karşımıza çıkmakta: Dilbilgisi (genelde on sorudan daha az oluyor) ve paragraf (soru sayısı otuzun üzerinde oluyor.). Paragraf soruları için bol bol paragraf testleri çözülmeli ve kitap okunmalı. Okunan kitaplar arasında da felsefe ile ilgili veya deneme tarzında kitaplar olmasına dikkat edilmeli. Maalesef hepimizin bildiği üzere sınavda karşımıza çıkan paragraf soruları genelde aynı tarzdaki -çoğumuza göre çok sıkıcı konulara sahip- denemelerden alınmış oluyor.

Dilbilgisi bölümü için ise önce konu anlatım videoları veya dersler ile konu iyice öğrenilmeli, gerekirse TDK’nin yazım kılavuzu okunmalı (İlk dilbilgisi dersini verelim: TDK’nın değil, TDK’nin…), özetler çıkarılmalı ve ardından soru çözümüne geçilmelidir. Dilbilgisi için en baştan zor kaynaklar ile işe başlamalısınız çünkü zaten oldukça kolay konular içeren bir bölüm. Eğer dilbilgisine çok fazla çalışmak istemiyorsanız öncelikli olarak yazım kuralları ve noktalama işaretleri konularına çalışın. Her sene garanti olarak çokça sorunun çıktığı konular. Ayrıca Türkçe bölümünde en çok rakip elemeyi sağlayan sorular bu konulara ait. Tabii ben her konuyu en ince detayına kadar bilme ve öğrenme taraftarıyım. Bu nedenle diğer konuları da derinlemesine bilmenizin sizlere büyük artılar getireceğine inanıyorum.

AYT sınavı için ise edebiyat konularına çalışmak gerekiyor. Ben matematik-fen bölümünde öğrenci olmama rağmen hukuk istediğimden Türkçe-matematik bölümünden sınava gireceğim. Ayrıca okulda IB dersleri (Uluslararası geçerliliği olan bir diploma programıdır. Bu programda, derslerin içeriği Türk müfredatından çok farklı.) aldığım için sınavda çıkan konuları içeren Türk edebiyatını dersini görmüyorum. Bu nedenle kendi kendime çalışmaya özen gösteriyorum. İki farklı müfredatın programını aynı anda yürütmek çok zor olduğu için maalesef edebiyat çalışmaya hiç vakit ayıramıyorum. On birinci sınıfın sonlarına yaklaşmış olmama rağmen konulara çok hâkim değilim. Kendimi geliştirmek için bol bol Türk edebiyatına ait romanlar ve eserler okuyorum. Bu sayede çoğu yazarın ismi, kitapların içeriği ve okurken kendi izlenimlerime dayanarak yazılan döneme ait özellikleri öğreniyorum. Ayrıca, vakit bulduğum zamanlarda internetten konu anlatım videoları izleyerek ve edebiyat el kitabımdan okuyarak konu eksiklerimi gidermeye çalışıyorum. İlk fırsatta özet çıkarmayı planlıyorum. Konuları iyice öğrendikten sonra bolca soru ve bölüm denemesi çözme aşamasına geçeceğim. Bu yöntemler ile sizler de edebiyat bölümünü kolaylıkla halledebilirsiniz.

·         FİZİK

TYT sınavı nedeniyle dokuz ve onuncu sınıfta görülen fizik konuları herkesi ilgilendirmekte. Genellikle konuların karmaşıklığı ve zorluğundan pek de sevilmeyen bir ders olan fiziği hepimiz zaman zaman gözümüzde büyütüyoruz. Ancak özellikle ilk oturumda sorulan konular için hiç endişelenmeye gerek yok. Çoğunlukla yorum soruları sorulduğundan nadir de olsa günlük hayatta edindiğimiz deneyimler ve birazcık mantık yürütme ile bazı soruları çözebilirsiniz.

Ancak çok komplike yorum sorularında hem güçlü bir alt yapıya -bilginin ta kendisine- sahip olunmalı hem de akıl yürütme iyi yapılmalıdır. Bu nedenle konuyu anlayıp, özetini çıkarıp ardından soru çözümüne geçilmelidir. Bazı okurların “fizik özeti çıkarmak” hakkındaki öfkeli düşüncelerini duyabiliyorum. Ben konuları en iyi özet çıkararak anladığım için her derste -sayısal derslerde bile- bu taktiğimi uygularım. Bazen özetimi çıkarırken yazdığım kısacık bir cümle soru çözerken aklıma geliverir ve sorunun çözümü de sadece o ufacık, önemsiz gibi görünen cümleye bağlıdır.

Fizikten soru çözerken konularda kendinizi yetersiz hissediyorsanız mutlaka kolay kitaplardan başlayın ve yavaş yavaş zorlaştırın. Yoksa zor soruları çözemeyebilir hatta soruların çözüm videosunu izleseniz bile anlayamayabilirsiniz.

İkinci oturumda sorulan sorular ve konular biraz daha ağır olduğundan olabildiğince çok soru çözerek ve mümkünse piyasadaki zor kaynakları kullanarak ilerlemek en kârlı yöntemdir. AYT konuları ile ilgili ne kadar çok soru çözerseniz o kadar başarılı olacağınızdan emin olabilirsiniz.

·         KİMYA

TYT kimya konularını sular seller gibi bilen bir öğrenci AYT konularında hiçbir zorluk çekmeyecektir. Bazı AYT konuların -gazlar örnek verilebilir- oldukça zor olduğunu kabul etmeliyiz ama temelimiz iyi olduğu takdirde anlamayacağınız kimya AYT konusu ve çözemeyeceğiniz sorusu yoktur.

Bu nedenle TYT bölümüne nasıl çalışmamız gerektiğini ele alalım. Öncelikle ezber bölümler için özet çıkarmak ve bu özetleri ara ara okumak şart. Asit-baz tepkimelerini ezberlemek veya bazı maddelerin adlarını akılda tutabilmek için en iyi yöntem notlar çıkarıp onlara fırsat buldukça göz atmaktır. Ayrıca bağlar konusunun çok iyi bir şekilde anlaşılması ikinci şartımız olsa gerek. Tüm kimya konuları bu konu üzerinden anlatılıyor. Size bir acıklı hikâye daha anlatayım. Yine ben dokuzuncu sınıftayken tam “bağlar” konusuna geçeceğimiz sıralarda pandemi oldu ve bize bu konu anlatılmadı. Sonradan onuncu sınıf boyunca öğrendiğimiz çoğu konunun bu konuya bağlı olduğunu ve o konuyu bilmediğimiz için diğer konuları da anlayamadığımızı fark ettik. AYT konularının bile çoğunda “bağlar” konusu büyük bir öneme sahip. Bu nedenle size vereceğim ilk tavsiye bu konuya çalışmak olacaktır. Orta ve zor kaynaklardan bolca soru çözüp konuları pekiştirmek de oldukça faydalıdır.

AYT konuları için ise daha fazla formül bilgisi gerekmektedir. Bu nedenle formülleri tam olarak oturtmadan soru çözmenizin hiçbir faydası olmayacaktır. AYT soru bankalarınızı da en zor kaynaklardan seçmenizi öneririm.

·         BİYOLOJİ

Nedense biyoloji derslerimiz tıp eğitimi gibi… Çok fazla gereksiz detay ve ezber bilgi var. Özellikle de bizim okuldaki “İngilizce eğitim muhabbetti” sağ olsun, ezberlememiz gereken sözcüklerin hem İngilizcelerini hem de Latincelerini ezberlemek zorunda kalıyoruz. Geçen hafta okulda “EKG” çekiminin nasıl analiz edildiğini bile öğrendik. (Bunu dalga geçmek için yazmıyorum. Gerçekten öyle ve hocalar okul sınavından bu konu hakkında soru çıkacağını söylediler!!! Bizlerin doktor olmadığımızı -ve benim kesinlikle tıp okumak istemediğimi- bilmiyorlar sanırım… Tabii tıp okumak isteyen arkadaşlara müjde: Üniversitenin ilk iki yılında oldukça rahat edeceksiniz.)

Bu derece ağır bir biyoloji eğitimi alırken elbette özet çıkarmak ve ezber yapmak olmazsa olmaz ikilimiz. Biyoloji konularını birine ezbere anlatabilecek durumda değilseniz o konuyu öğrenememiş veya ezberleyememişsinizdir. Bu nedenle soru çözmeden önce konuyu kesin olarak ezberlemiş olmalısınız. Hem TYT hem AYT sınavı için özet, ezber ve ardından zor kaynaklardan soru çözümü en akıllıca ilerleme metodu olacaktır.

·         TARİH

Çalışması nispeten kolay, geçmişte yaşanmış hikâyelere dayalı bir ders… Tarih dersine çalışırken yapılması gereken en önemli nokta konular arasında neden-sonuç ilişkileri ve bağlantılar kurmaktır. Sadece oturup savaşların tarihlerini, ortaya çıkma nedenlerini ve sonucunda yapılan anlaşmaların maddelerini ezberlemeye kalkmayın. Konuya çalışıp özet çıkarırken mantığı ve bağlantıları oturttuktan sonra hiçbir şey sizi tutamaz. Üniversite sınavında bilgiyle karışık paragraf sorusu tadında sorular da olduğundan çok zorlanmayacağınız bir alan. Milli Eğitim Bakanlığının ders kitaplarını mutlaka okumalı, notlarınızı almalı ve zor kaynaklardan sorular çözmelisiniz. On ikinci sınıfa geldiğiniz zaman ise bol bol bölüm denemesi çözerek genel tekrarlar yapmalısınız. Eğer konuları çabucak unutuyorsanız vakit buldukça özetlerinize bir göz atmayı ihmal etmemelisiniz. Kötü haber: Hem TYT hem de AYT bölümünde tüm lise müfredatından sorumlu olunduğundan tüm konulara çalışmak zorundasınız…

·         COĞRAFYA

Coğrafya, zorlandığım ve çalışırken sıkıldığım dersler arasında. Evet, her öğrenci gibi benim de pek sevmediğim dersler var. Çok fazla ezber içerdiği için bazı öğrenciler biraz zorlansa da aslında netlerinizi artırmak adına tercih edilebilecek bir ders. Konu anlatım kitapları okuyarak, internetten gerekli konuların videoları izleyerek ve bolca test çözerek halledilebilir bir ders. Milli Eğitim Bakanlığının kitaplarını da okumayı ihmal etmemeli ve gerek görürseniz özet çıkarmalısınız. Konulara hâkim olduktan sonra en iyi pekiştirme yöntemi test çözmek olacaktır. Gerekirse sözel branş denemeleri alıp genel konu tekrarları yapabilirsiniz.

·         FELSEFE

Diğer sözel derslerde olduğu gibi felsefenin de çalışma metodu okuyup, özet çıkarıp, soru çözme üzerine kurulu. Diğer bölümlerde aktardığım bilgilere tekrar bakarak gerekli çalışma yöntemlerini uygulamaya başlayabilirsiniz.

Ancak, felsefeye özel ek bir konuya daha değinmek istiyorum. Felsefe, benim en sevdiğim alanlar arasında ve ileride kesinlikle avukat olmanın yanı sıra filozof da olmayı planlıyorum. Bu nedenle daha şimdiden onlarca felsefe kitabı okudum ve kendimce felsefî makaleler veya yazılar yazdım. Felsefeye ait bilginizi geliştirmenin en iyi yolu felsefe kitapları okumaktır. Özellikle de benim gibi felsefeye meraklı gençlerin çok hoşuna gideceğine eminim.

·         DİĞER SÖZEL DERSLER

Din, sosyoloji, psikoloji gibi diğer sözel dersler de Milli Eğitim Bakanlığı kitaplarını sular seller gibi ezbere bilmeyi gerektiriyor. Ayrıca MEB kazanım testleri ve MEB tekrar testleri bu konuda büyük bir yarar sağlıyor. Bu konulara özel olarak ilginiz varsa o konular hakkında kitaplar ve makaleler okuyarak bilginizi artırabilir ve sınavlarda daha başarılı olabilirsiniz.

·         YABANCI DİL SINAVINA GİRECEK ÖĞRENCİLERE…

Yabancı dil sınavına özel olarak hazırlandığımı söyleyemeyeceğim. Ancak kesinlikle bu sınava İngilizce bölümünden girmeyi planlıyorum. İkinci sınıftan beri TED Ankara Koleji’nde okuyorum ve küçüklüğümden beri yabancı diller öğrenmeye bir yatkınlığım var. Bu nedenle tavsiyelerimin kesinlikle işe yarayacağını düşünüyorum.

Elbette öncelikle bir dil bilgisi -grammer- alt yapınızın olması gerekiyor. Bunun için gerekirse ders almalı veya internet üzerinden konu anlatım videoları izlemelisiniz. Kendinizi bu konuda bir miktar geliştirdikten sonra asıl gelişmeyi o dilde filmler ve diziler izleyerek, şarkılar dinleyerek ve kitaplar okuyarak gösterebilirsiniz. Dizi-film aşamasına ilk geldiğinizde alt yazının Türkçe olmasında hiçbir sakınca yok. Kendinizden emin hissettiğiniz bir anda alt yazıyı izlediğiniz dile çevirin. Bir süre sonra alt yazısız izlemeye başlayacağınızı göreceksiniz. Eğer dil öğrenme konusunda yatkın olduğunuzu düşünüyorsanız ilk aşamadan itibaren alt yazıyı o dilde açmalısınız. Ben de İspanyolca filmler ve diziler izlerken en baştan İspanyolca alt yazı ile başladım ve şu anda alt yazısız rahatlıkla istediğimi izleyebiliyorum. Yeter ki filmin ya da dizinin konusu benim ilgimi çeksin… 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÜNİVERSİTELİ OLARAK KENDİMİ KEŞFETMEK

    Doğan Cüceloğlu’nun “Var Mısın?" adlı eserini bir buçuk sene önce okumuştum ve çok beğenmiştim. Kitabı o zaman okuduğumda üniversite sınavına hazırlık sürecinde bana yardımcı olmuştu. Kafamda meslek seçimi ve üniversite seçimi gibi şeyleri planlamıştım ancak detayları planlamamda destek olmuştu. Kitabı şimdi de üniversiteye giden bir genç gözüyle okudum ve o anda fark etmediğim başka anlamlar gözüme çarptı. Düşüncelerimi sizlerle de paylaşmayı çok isterim. “Şimdi ve burada, bir başkasının kriterlerine göre var olmaya çabalayan bir insan mısın; yoksa kendi bilincinle oluşturduğun ölçütlere göre seçimlerini yapıp eyleme geçen biri misin?” [1] Kitabın ilk sayfalarından itibaren sık sık hayallere daldım. Kendimi sorguladım. Şu anki konumumu, hayattaki duruşumu sorguladım. Başka insanların kriterlerine göre yaşamak imkânsız. Herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değil.   İnsanlar sürekli yorum yaparlar. Sizin kişiliğiniz hakkında, duruşunuz hakkında, başarınız h...

CRUISE MACERASI

    Şu aralar oldukça heyecanlı bir olay yaşıyorum. Annemle bir uluslararası sağlık hukuku kongresinde geldik. Peki neredeyiz şimdi? Tam olarak denizin ortasındayız. Ege denizinde. 4 Ekim Çarşamba akşamı Ankara'dan otobüsle İstanbul'a geldik. Galataport'ta biraz vakit geçirdik. Kahvaltı, gezme dolaşma, kahve içme, sohbet, biraz da ödevlerimi yapma ve ders çalışmayla geçti sabahım. Öğlen 12.00 gibi pasaport kontrollerinden geçip gemiye bindik. Cruise'a. 10 günlük bir turdayım şimdi. Denizde seyir günlerinde kongreye katılıyorum ve geminin içinde annem ve annemin arkadaşlarıyla sohbet edip geziyorum. Geminin içinde tahmin bile edemeyeceğiniz her şey var. Havuzlar, yemek yerleri, barlar, devasa bir tiyatro salonu (kongre sunumları da burada yapılıyor), bowling salonu, spor merkezleri, spa, çocuklar için oyun yerleri, sinema salonu, alışveriş yerleri hatta casino bile var! Ancak en önemli şey yok: İletişim. DÜNYA İLE BAĞLANTIMIZ KESİLDİ "Nasıl yani?" ded...

EHLİYET SINAVIM

    Lise hayatınız bitince ve on sekiz yaşınızı doldurunca gerçekten çok heyecanlı bir sürece atılıyorsunuz. Aşağı yukarı aynı zamanlarda üniversite sınavı, mezuniyet töreni, mezuniyet balosu ve araba kullanmaya başlama serüveni oluyor. Heyecanlı bir yaz tatili sizleri bekliyor. Haziran ayının sonu gibi liseden mezun olduk ve hayatımızın belirlendiği üniversite sınavından kurtulduk. Temmuzun başlarında da ehliyet kursuna başladım. Kursa başlama hikayem de hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. Ehliyetimi yaz tatilinde almaya kararlıydım açıkçası. Havalar bozmadan araba kullanmaya alışmak istiyordum çünkü. Ayrıca okul zamanı sürücü kursuna gitmek istemiyordum. Hazır bolca vakit varken rahat rahat kursa gidip kullanmayı öğrenmek istiyordum. Bir gün annemle sürücü kursu aramak için oturduğumuz yere yakın olan kursları gezip bilgi aldık. Bir kursta tam bilgi alırken "Dersimiz beş dakika içinde başlayacak. İsterseniz şimdi kaydolun ya da önümüzdeki ay başlayın dediler." Böyl...