Ana içeriğe atla

İKİ İLGİNÇ TEPKİME TÜRÜ: NÜKLEER VE KİMYASAL TEPKİMELER

 


Nükleer reaksiyonlar, bir başka deyişle çekirdek tepkimeleri, iki atomun çekirdeğinin çarpışmasıyla yeni “nüklitlere” dönüşmeleridir. Ayrıca, bir atomun çekirdeği ile dışarıdan bir

atomaltı parçacığın -yüksek enerjiye sahip elektronların, protonların ve nötronların- çarpıştırılmasıyla da nüklitler elde edilebilir. (Nüklit, izotop anlamına gelmektedir. İzotop ise; proton sayıları aynı olan atomların farklı nötron sayılarına sahip olması, yani kütlelerinin farklı olmasıdır.) 

[1]


[2]

           Nükleer fizik ve parçacık fiziğin çalışma alanı olan “nükleer reaksiyonlar” ile ilgili çalışmalar, CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) adında bir araştırma merkezi tarafından yürütülmektedir. CERN, İsviçre ve Fransa sınırında bulunan ve Dünya’daki en büyük parçacık fiziği laboratuvarıdır.

Çekirdeğin iç yapısı, füzyon (çekirdek birleşmesi) ve fisyon (çekirdek parçalanması) olayları ile değiştirilir. Fisyon, kütle numarası büyük bir atomun parçalanması ile daha küçük kütle numarasına sahip bir atoma dönüşmesidir. Fisyon sonucunda, ortaya çok büyük bir miktarda enerji açığa çıkmaktadır.

             Bu enerji hem pozitif hem de negatif amaçlar doğrultusunda kullanılmaktadır. Nükleer enerji santrallerinde kontrollü bir şekilde bu enerji açığa çıkarılabilir ve bu enerji, iyi bir amaç için kullanılabilir. Ancak, bu enerji nükleer silahlarda ve atom bombalarında (bir başka deyişle nükleer bombalarda) da kullanılmaktadır. Buna Hiroşima olayı, örnek olarak verilebilir.

[5]


[4]

           Nükleer enerjinin de elbette çevreye, doğaya ve insanlara olumsuz etkileri vardır. Nükleer enerji, her ne kadar havayı sera gazları ile kirletmese de bir nükleer santralde kaza olduğu takdirde çevrede neredeyse hiçbir canlı türü yaşayamaz olur. O bölgeye yakın yerlerde yaşayan insanların engelli doğma veya kanser olma riskini artırmaktadır. Çernobil’de gerçekleşmiş olan patlamanın etkileri günümüzde de devam etmektedir.

Kimyasal tepkimeler ise atomların birbirleri ile olan etkileşim sonucunda elektron alışverişi yapmalarıdır. Tepkimeye giren maddeler kimyasal değişim geçirerek ortaya yeni ürünler çıkarır.

Kimyasal tepkimelerde, çekirdeğin iç yapısı değişmez; oluşan yeni bileşikteki atom sayısı, atomların dizilişi, atomların arasındaki bağ türleri değişebilir. Madde kendisine ait olan özelliklerini kaybeder ve kimyasal özellikleri değişmiş olur. Maddenin atomları arasında bulunan kimyasal bağlar kopar ve başka atomlar ile birleşerek yeni bağlar oluşur. Tepkimeye giren ürünlerin atom türü ve atom sayısında bir değişiklik gözlemlenmez. Tüm tepkimelerde olduğu gibi kimyasal tepkimelerde de kütle korunur. Ancak girenlerdeki molekül sayısı ve girenlerin hacmi, ürünlerdeki molekül sayısına ve ürünlerin hacmine eşit olmayabilir.

           Kimyasal tepkimelere günlük hayattan birçok örnek verebiliriz. Ağaçların yapraklarının sararması, demir bir masa lambasının paslanması, kefir ve yoğurt yapımı, ekmeğin mayalanması, yiyeceklerin bozulması, ocaklarda doğal gazın oksijen sayesinde yanması, hayvanların solunum yapması, çözeltilerin elektriği iletmesi, çürüme olayı, bitkilerin fotosentez yapması, heykellerin oksitlenmesi gibi çok fazla örnek bulunmaktadır.

[3]

Sonuç olarak; kimyasal tepkimelerde çekirdekte bulunan proton ve nötronlarda herhangi bir değişiklik gözlemlenmezken ve sadece elektronlar arasında bir etkileşim oluşurken, nükleer tepkimelerde çekirdeğin iç yapısı değişir ve ortaya radyoaktif maddeler çıkar.

Suzan R. HOFSTEDE, 2021

KAYNAKÇA

[1]

https://www.google.com/url?sa=i&url=https%3A%2F%2Fwww.tesisat.org%2Fnukleer-enerji-ve-fizyon-reaktorleri.html&psig=AOvVaw1W7b9G83qsmj8oa8oDnznc&ust=1611753353664000&source=images&cd=vfe&ved=0CAIQjRxqFwoTCKivjKXXue4CFQAAAAAdAAAAABAD (Erişim tarihi: 26.01.2020)

[2]

https://www.google.com/url?sa=i&url=https%3A%2F%2Fdogruhaber.com.tr%2Fhaber%2F311126-cernde-yeni-parcaciklar-kesfedildi%2F&psig=AOvVaw1a1VkJvFOqpCgNQ-OR_qC3&ust=1611753209314000&source=images&cd=vfe&ved=0CAIQjRxqFwoTCJCBpszXue4CFQAAAAAdAAAAABAJ (Erişim tarihi: 26.01.2020)

[3]

https://www.google.com/url?sa=i&url=https%3A%2F%2Fwww.yenisafak.com%2Fhayat%2Feksi-mayali-ekmek-cok-kolay-3535474&psig=AOvVaw3Hin7XHE1cxvttQtJlCoJx&ust=1611759073672000&source=images&cd=vfe&ved=0CAIQjRxqFwoTCIiB2cvsue4CFQAAAAAdAAAAABAD (Erişim tarihi: 26.01.2020)

[4]

https://www.google.com/url?sa=i&url=https%3A%2F%2Ffizikolog.net%2Ffizik_ansiklopedisi%2Ffisyon_fuzyon.html&psig=AOvVaw0xhxNzsRppgI3Uep4cOP0M&ust=1611759636419000&source=images&cd=vfe&ved=0CAIQjRxqFwoTCJiigufuue4CFQAAAAAdAAAAABAD (Erişim tarihi: 26.01.2020)

[5]

https://www.google.com/url?sa=i&url=https%3A%2F%2Fwww.lafsozluk.com%2F2013%2F01%2Ffisyon-fizyon-ve-fuzyon-nedir-ne.html&psig=AOvVaw0xhxNzsRppgI3Uep4cOP0M&ust=1611759636419000&source=images&cd=vfe&ved=0CAIQjRxqFwoTCJiigufuue4CFQAAAAAdAAAAABAI (Erişim tarihi: 26.01.2020)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÜNİVERSİTELİ OLARAK KENDİMİ KEŞFETMEK

    Doğan Cüceloğlu’nun “Var Mısın?" adlı eserini bir buçuk sene önce okumuştum ve çok beğenmiştim. Kitabı o zaman okuduğumda üniversite sınavına hazırlık sürecinde bana yardımcı olmuştu. Kafamda meslek seçimi ve üniversite seçimi gibi şeyleri planlamıştım ancak detayları planlamamda destek olmuştu. Kitabı şimdi de üniversiteye giden bir genç gözüyle okudum ve o anda fark etmediğim başka anlamlar gözüme çarptı. Düşüncelerimi sizlerle de paylaşmayı çok isterim. “Şimdi ve burada, bir başkasının kriterlerine göre var olmaya çabalayan bir insan mısın; yoksa kendi bilincinle oluşturduğun ölçütlere göre seçimlerini yapıp eyleme geçen biri misin?” [1] Kitabın ilk sayfalarından itibaren sık sık hayallere daldım. Kendimi sorguladım. Şu anki konumumu, hayattaki duruşumu sorguladım. Başka insanların kriterlerine göre yaşamak imkânsız. Herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değil.   İnsanlar sürekli yorum yaparlar. Sizin kişiliğiniz hakkında, duruşunuz hakkında, başarınız h...

CRUISE MACERASI

    Şu aralar oldukça heyecanlı bir olay yaşıyorum. Annemle bir uluslararası sağlık hukuku kongresinde geldik. Peki neredeyiz şimdi? Tam olarak denizin ortasındayız. Ege denizinde. 4 Ekim Çarşamba akşamı Ankara'dan otobüsle İstanbul'a geldik. Galataport'ta biraz vakit geçirdik. Kahvaltı, gezme dolaşma, kahve içme, sohbet, biraz da ödevlerimi yapma ve ders çalışmayla geçti sabahım. Öğlen 12.00 gibi pasaport kontrollerinden geçip gemiye bindik. Cruise'a. 10 günlük bir turdayım şimdi. Denizde seyir günlerinde kongreye katılıyorum ve geminin içinde annem ve annemin arkadaşlarıyla sohbet edip geziyorum. Geminin içinde tahmin bile edemeyeceğiniz her şey var. Havuzlar, yemek yerleri, barlar, devasa bir tiyatro salonu (kongre sunumları da burada yapılıyor), bowling salonu, spor merkezleri, spa, çocuklar için oyun yerleri, sinema salonu, alışveriş yerleri hatta casino bile var! Ancak en önemli şey yok: İletişim. DÜNYA İLE BAĞLANTIMIZ KESİLDİ "Nasıl yani?" ded...

EHLİYET SINAVIM

    Lise hayatınız bitince ve on sekiz yaşınızı doldurunca gerçekten çok heyecanlı bir sürece atılıyorsunuz. Aşağı yukarı aynı zamanlarda üniversite sınavı, mezuniyet töreni, mezuniyet balosu ve araba kullanmaya başlama serüveni oluyor. Heyecanlı bir yaz tatili sizleri bekliyor. Haziran ayının sonu gibi liseden mezun olduk ve hayatımızın belirlendiği üniversite sınavından kurtulduk. Temmuzun başlarında da ehliyet kursuna başladım. Kursa başlama hikayem de hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. Ehliyetimi yaz tatilinde almaya kararlıydım açıkçası. Havalar bozmadan araba kullanmaya alışmak istiyordum çünkü. Ayrıca okul zamanı sürücü kursuna gitmek istemiyordum. Hazır bolca vakit varken rahat rahat kursa gidip kullanmayı öğrenmek istiyordum. Bir gün annemle sürücü kursu aramak için oturduğumuz yere yakın olan kursları gezip bilgi aldık. Bir kursta tam bilgi alırken "Dersimiz beş dakika içinde başlayacak. İsterseniz şimdi kaydolun ya da önümüzdeki ay başlayın dediler." Böyl...