Ana içeriğe atla

TÜRKİYE’DE GERÇEKLEŞMİŞ 7.0 VE ÜZERİNDEKİ DEPREMLER

 

 

ÖN SÖZ

Coğrafya, hayatımızda çok önemli bir yere sahip… “Genel kültür” denilen bilgilerin büyük bir bölümü coğrafyadan oluşmakta bence. Kıtaların isimleri, ülkelerin konumları, kasırgalar, depremler, Dünya’nın oluşumu gibi birçok konuyu kapsamakta ve hepsi de birbirinden ilginç ve eğlenceli konular.

Bu ödevi hazırlamak istememin asıl sebebi, ülkemizin deprem bölgesinde olması… İki hafta önce İzmir’de büyük bir deprem oldu. Buna benzer bir depreme her an her yerde ben de yakalanabileceğim için, “deprem” konusunu derinlemesine inceleyerek bu konu hakkında bilgi sahibi olmak istedim.

Bu projeyi hazırlarken Türkiye’de gerçekleşmiş olan büyük çaplı depremleri ve yarattıkları etkileri öğrenmiş oldum. Bundan sonra depremler konusunda daha bilinçli olacağım için, umarım olmaz, deprem esnasında neler yapmam gerektiğini, hangi bölgeden ev alırsam daha güvende olacağımı öğrenmiş oldum.

Suzan R. HOFSTEDE, 2021

ÖZET

Deprem, yerkabuğundaki sismik hareketler sonucunda ortaya çıkan enerjiyle fay kırılmalarının olmasıdır. Bunun sonucunda da “deprem” adı verilen sarsıntılar oluşur.  Depremin bir diğer adı “seizmadır”.

Depremin oluştuğu bölgeyi bulmak için en az üç adet istasyonun bulunması gerekmektedir. Bu istasyonlarda, depremin büyüklüğünü kaydeden sismogramlar bulunmaktadır.

Depremlerin birçok türü bulunmaktadır. Oluşum nedenlerine göre depremler üç ana gruba ayrılmaktadır: Volkanik depremler, çökme (göçme) depremler ve tektonik depremler. Tektonik depremler de odak derinliğine üç gruba ayrılmaktadır: Sığ deprem, orta derinlikte deprem ve derin deprem.

Üç tip deprem dalgası bulunmaktadır. Bunlar; P, S ve L (yüzey) dalgalarıdır.

Fay hatları çoğunlukla tektonik hareketlerin bulunduğu bölgelerde ve konveksiyonel hareketler sonucu oluşur. Faylar özelliklerini ve büyüklüklerini, o bölgede görülen tektonik hareketlere göre elde ederler. Bazı yerlerde fay görülmemektedir çünkü o bölgelerde hiçbir hareket görülmemektedir.

Üzerinize düşecek eşyalardan uzak durmalısınız. Sizi koruyabilecek büyük bir kanepe ya da yatağınıza sırtınızı verecek biçimde başınızı korursanız -buna hayat üçgeni denmektedir.- kurtulma riskiniz çok yükselir. Başınızı korumak için herhangi bir nesne, kitap veya yastık gibi, kullanabilirsiniz ya da elinizle koruma altına alabilirsiniz.  Hayat üçgeni oluşturduğunuz bölgede klasik “çök-kapan-tutun” tekniğini uygulamalısınız ve sarsıntı geçene kadar bu pozisyonda kalmalısınız.

DEPREM NEDİR

Deprem, yerkabuğundaki sismik hareketler sonucunda ortaya çıkan enerjiyle fay kırılmalarının olmasıdır. Bunun sonucunda da “deprem” adı verilen sarsıntılar oluşur. Depremin bir diğer adı “seizmadır”.

Genel başlıkları doğal depremler ve yapay depremler olmak üzere ikiye ayrılır ve birçok farklı türü vardır. Depremler sismograf ile ölçülür. Depremi araştıran bilim dalı ise sismolojidir. Deprem ile ilgili iki adet ölçek vardır: Moment Magnitüd Ölçeği (Richter Ölçeği) ve Mercalli Şiddet Ölçeği. Depremlerin çevreye birçok etkisi bulunmaktadır.

DEPREM İLE İLGİLİ KAVRAMLAR

·         SİSMOLOJİ: Depremin oluşma nedenini, deprem dalgalarının yayılma şekillerini, depremin ölçülmesini ve depremin kaydedilmesini araştıran bilim dalına denir.

·         SİSMOGRAF: Depremi kaydeden ve büyüklüğünü ölçen alete denir.

·         SİSMOGRAM: Deprem esnasında oluşan şekil ve grafiklere denir.

·         DEPREMİN ŞİDDETİ: Depremin yarattığı etkidir. Depremin şiddeti; depremin büyüklüğüne, odak derinliğine, depremin süresine, binaların sağlamlığına, odak noktadan olan uzaklığına ve zeminin yapısına bağlıdır.

·         DEPREMİN BÜYÜKLÜĞÜ: Deprem sırasında açığa çıkan enerjinin ölçüsüdür. 1930 yılında Richter tarafından bulunan bir sistem sayesinde depremin büyüklüğü ölçülebilmektedir. Bugüne kadar kaydedilen en büyük deprem 8.9 büyüklüğündedir (Sanriku-Japonya depremi ve Kolombiya-Ekvator depremi).

·         ÖNCÜ DEPREM: Ana depremden birkaç hafta, gün ya da saniye önce gerçekleşen küçük sarsıntılara denir.

·         ARTÇI DEPREM: Ana depremden sonra oluşan depreme denir. Ana depreme göre büyüklüğü daha azdır. Ancak ana deprem sonucunda meydana gelen hasarlardan sonra, yapıların yıkılmasına neden olabilmektedir.

·         DEPREM DALGASI: Deprem esnasında, levhaların aniden kaymasıyla birlikte deprem dalgaları oluşur ve kayaçlar içerisinde odaktan çevreye doğru yayılırlar. P, S ve yüzey dalgaları (L) olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır.

·         HİPOSANTR (İÇ MERKEZ / ODAK DERİNLİK): Depremin odak noktası yani yerin içinde depremi oluşturan enerjini açığa çıktığı alandır. Aslında bu enerji tek bir noktadan değil, bir alandan ortaya çıkmaktadır ama pratikte bir nokta olduğu kabul edilmektedir.

·         EPİSANTR (DIŞ MERKEZ / MERKEZ ÜSSÜ): Hiposantrda oluşan depremin çevreye doğru yayılırken yeryüzüne ulaştığı ilk noktadır. Bir başka deyişle hiposantra tam dik olan bölgedir.

·         FAY: Yer kabuğunda meydana gelen tektonik hareketler sonucunda oluşan kırıklara denir.

·         RICHTER ÖLÇEĞİ: Depremin büyüklüğünü sismograf ile ölçen bir sistemdir. 1935 yılında, Charles F. Richter ve Beno Gutenberg bulmuştur. Günümüzde Richter ölçeği yerine Yerel Büyüklük Ölçeği kullanılmaktadır. Günümüzde kullanılan ölçeğin kısaltması ML (Local Magnitude) şeklindedir.

·         MERCALLİ ÖLÇEĞİ: Depremlerin şiddetini ölçen bir sistemdir. Richter ölçeğinden farklı olarak depremin enerjisini doğrudan hesaba katmamaktadır. Depremin etkilerini, neden olduğu yıkımı, sınıflandırır. Hasar az olduğu takdirde insanların depremi ne kadar hissettiği ya da kaç kişinin hissettiğini belirler.

DEPREMİN OLUŞTUĞU ALAN NASIL BULUNUR

Depremin oluştuğu bölgeyi bulmak için en az üç adet istasyonun bulunması gerekmektedir. Bu istasyonlarda, depremin büyüklüğünü kaydeden sismogramlar bulunmaktadır. Depremin odak noktasını bulmak için bazı aşamalar bulunmaktadır. Elde ettiğimiz kayıtlar sayesinde P ve S dalgalarının ne kadar zaman farkı ile istasyona ulaştığı belirlenebilir. Bu zaman farkı sekiz kilometre/saat ile çarpılınca depremin istasyona olan uzaklığı bulunur. Bu işlem her üç istasyonda yapılır ve depremin dış merkezi (episantr) tespit edilir.

DEPREM TÜRLERİ

Depremlerin birçok türü bulunmaktadır. Oluşum nedenlerine göre depremler üç ana gruba ayrılmaktadır: Volkanik depremler, çökme (göçme) depremler ve tektonik depremler.

Volkanik depremler, adından da anlaşılacağı üzere volkanik faaliyetler esnasında oluşan depremlerdir. Çökme ya da bir diğer adı göçme olan depremler ise yeraltındaki mağaraların veya büyük oyukların çökmesiyle oluşmasıdır. Çökme depremler dar bir alanda etkili olduğundan çok büyük sarsıntılara yol açmaz ve küçük depremler olarak kabulş edilirler. Tektonik depremler ise fay hatlarında meydana gelen depremlerdir. Genellikle fay hatlarının bulunuduğu levha kuşakları sınırlarında gerçekleşir ve en şiddetli depremler bu bölgelerde gerçekleşir.

Tektonik depremler de odak derinliğine üç gruba ayrılmaktadır: Sığ deprem, orta derinlikte deprem ve derin deprem. Odak derinlik; merkez üssüne en yakın bölge demektir. Bir başka deyişle, depremin ortaya çıktığı ilk noktadan itibaren yeryüzüne kadar olan mesafenin en kısa olduğu noktaya ya da bölgeye denir. Odak derinliğin diğre adları ise episantr ve dış merkezdir.

Sığ depremler 0-60 kilometre derinlikte, orta derinlikte depremler 60-300 kilometre derinlikte ve derin depremler ise 300 kilometreden daha derinlikte meydana gelen depremlerdir. Türkiye’de gerçekleşen depremler genellikle sığ depremler olarak kabul edilir. Orta ve derin depremlerin gerçekleşmesi için levhalardan birinin diğernin altına girmesi gerekmektedir. Derin depremler daha geniş alanlarda hissedilmesine rağmen çevreye verdikleri hasar azdır. Sığ deprmler ise dar alanda olmasına karşın çok büyük hasarlara neden olabilmektedirler.


 

ALET İLE İLK DEPREM ÖLÇÜMÜ

İlk deprem ölçen alet, Çinli Chang Heng tarafından M.S. 132’de icat edilmiştir. Bu sismograf vazonun ayağının etrafına eşit boşluklar ile yerleştirilmiş sekiz adet kurbağadan ve vazonun üzerine konmuş sekiz adet ejderha başından oluşmaktadır. Deprem esnasında ejderha başlarının içindeki bilyeleri kurbağaların ağzına düşürmektedir. Bilyeyi düşüren ejderhaların doğrultusunda depremin oluştuğunu tespit etmişlerdir. Aletten yedi yüz elli kilometre uzaklıktaki depremler bile bu mekanizma sayesinde algılanabilmektedir. Alet ile aynı noktada bulunan insanlar depremi hissetmese bile alet bunu algılayabilmektedir. Maalesef vazonun gövde bölümündeki düzeneğin ne olduğu ya da nasıl çalıştığı bilinmemektedir. Şu ana kadar en güvenilen görüş, vazonun içerisinde duyarlı bir sarkaç olduğudur.

DEPREM DALGALARININ TÜRLERİ

Deprem sırasında, uzun yıllar boyunca birikmiş enerji levhaların bir anda hareket etmesi ile açığa çıkar ve deprem dalgalarını oluşturur. Üç tip deprem dalgası bulunmaktadır. Bunlar; P, S ve L (yüzey) dalgalarıdır. P dalgaları sismograflara ulaşan ilk dalgalardır. Yıkım etkisi diper dalgalara göre daha düşüktür. S dalgaları ise sismograflara ikinci ulaşan dalgalardır. Yıkım etkisi oldukça yüksektir. Yüzey dalgaları ise asıl hasarı ortaya çıkaran dalgalardır. Sismograflara en son ulaşan dalga türüdür.

DEPREMİN SEBEPLERİ

Depremler genellikle yeraltındaki kayanın bir fay boyunca aniden kırılmasıyla oluşur. Bu enerjinin aniden ortaya çıkması, yerin sarsılmasına neden olan sismik dalgalara neden olur. İki blok veya iki plaka birbirine sürtünür. Bazen bu levhalar (kayalar) düzgünce kaymazlar ve birbirleriyle çarpışırlar. Bir süre sonra, oluşan basınç nedeniyle kayalar kırılır. Kayalar kırıldığında deprem meydana gelir. Deprem sırasında ve sonrasında kaya plakaları veya blokları hareket etmeye başlar ve tekrar sıkışana kadar hareket etmeye devam eder. Kayanın kırıldığı yeraltındaki noktaya depremin odak noktası denir. Odağın hemen üzerindeki yere ise depremin merkez üssü denir.

DÜNYA’DA DEPREMLERİN EN ÇOK GÖRÜLDÜĞÜ BÖLGELER

California'da iki adet plaka vardır - Pasifik Plakası ve Kuzey Amerika Plakası. Pasifik Plakası, Pasifik Okyanusu tabanının ve Kaliforniya Sahil şeridi boyunca oluşmuştur. Kuzey Amerika Plakası, Kuzey Amerika Kıtasının çoğunu ve Atlantik Okyanusu tabanının bir kısmını kapsar. Bu iki levha arasındaki ana sınır San Andreas Fayı'dır. San Andreas Fayı, 650 milden daha uzun ve en az 10 mil derinliğe kadar uzanıyor. Hayward (Kuzey Kaliforniya) ve San Jacinto (Güney Kaliforniya) gibi diğer birçok küçük fay, San Andreas Fay Bölgesi'nden ayrılır ve bu bölgeye katılır.

Pasifik Plakası, Kuzey Amerika Plakasına yılda yaklaşık iki inçlik bir hızla kuzeybatıya doğru taşınır. San Andreas fayının, bazı kısımları bu harekete sürekli "sürünme" ile adapte olur ve birçok küçük şok ve birkaç orta derecede yer sarsıntısı ile sonuçlanır. Sürünmenin sabit olmadığı diğer alanlarda, gerilim yüzlerce yıl boyunca birikebilir ve sonuç olarak serbest bırakıldığında büyük depremler yaratabilir.

Peki, Antarktika'da deprem olur mu? Antarktika'da depremler oluyor, ancak çok sık olmuyor. Hatta Dünya üzerinde en az deprem görülen bölge Antarktika’dır. Balleny Adalarında (Antarktika ve Yeni Zelanda arasında) 8 büyüklüğünde büyük bir deprem meydana geldi. Scotia Plakası ile Antarktika Plakası arasındaki sınır sadece Antarktika Yarımadası'nın kuzey ucunu sıyırır. Bu nedenle çok fazla deprem görülmez. 

Kuzey Kaliforniya'daki Geysers bölgesinde de çok fazla deprem görülmektedir. Geysers Jeotermal Sahası, Kuzey Kaliforniya'nın tektonik olarak aktif bir bölgesinde yer almaktadır. Bölgedeki başlıca sismik tehlikeler, San Andreas ve Healdsburg-Rodgers Creek faylarıdır. Bunun gibi jeotermal sahadan kilometrelerce uzakta bulunan bölgesel faylar, bu büyük depremleri oluşturmaktadır.

Depremler, hem levha kenarlarında hem de faylar boyunca tüm dünyada her zaman meydana gelebilir.

Depremlerin çoğu okyanus ve kıtasal levhaların kenarlarında meydana gelir. Yerkabuğu, birkaç parçadan oluşur. Okyanusların altındaki plakalara okyanus plakaları denir ve geri kalanı kıtasal plakalardır. Plakalar, kabuğun altında yer alan yeryüzünün daha derin bir kısmının (manto) hareketiyle hareket ettirilir. Bu plakalar; birbirine çarpar, birbirlerinden uzaklaşır ya da yanal hareket yaparlar. Plakalar genellikle tırnaklarınızın büyüdüğü hızda hareket eder. Depremler genellikle iki plakanın birbiriyle çarpıştığı veya birbirinin üzerinden kaydığı yerde meydana gelir.

Depremler, faylar boyunca plakaların kenarlarından uzakta da meydana gelebilir. Faylar, bir plakanın (veya iki plakanın) bölümlerinin farklı yönlerde hareket ettiği yeryüzündeki çatlaklardır. Faylar, plakaların yaptığı tüm bu çarpma ve kaymalardan kaynaklanır. Plakaların kenarlarında oluşma olasılıkları daha yüksektir.

1900’den beri kayıtlara geçen en büyük deprem Şili’de gerçekleşmiştir. Büyüklüğü 9.5 olan bu deprem, 22 Mayıs 1960’da olmuştur.

Türkiye’de kaydedilebilen en büyük deprem ise 26 Aralık 1939 tarihinde gece yarısı gerçekleşmiştir. Erzincan’da gerçekleşen bu depremin büyüklüğü 7.2’dir.

Kum ve kil gibi yumuşak malzemelerden oluşan bölgelerde deprem olduğunda, bu malzemeler sıvıların çalkalanmasına benzer bir özellik gösterir. Buna sıvı etkisi denir.

Depremlerin en çok görüldüğü üç tane kuşak vardır. Bunlar: Pasifik deprem kuşağı, Alpine ve Atlantik kuşaklarıdır.

Pasifik deprem kuşağının bir diğer adı, “Pasifik ateş çemberidir”. O bölgede çok fazla volkan ve buna bağlı olarak çok fazla deprem görüldüğü için bu adı almıştır. Bu kuşakta; Güney Amerika kıtası, Güney Pasifik adaları, Meksika, Japonya, Flipinler, Yeni Gine, Şili, Yeni Zelanda ve Amerika Birleşik Devletleri’nin batısı yer almaktadır. Depremlerin %81’i bu bölgede gerçekleşir.

            Alpine kuşağı ise; Endonezya (Sumatra), Himalayalar ve Atlantik okyanusunu kapsamaktadır. Bu bölgede büyük depremlerin %17’si oluşmaktadır. Son olarak Atlantik kuşağı, Atlantik Okyanusu’nun ortasında yer alan Okyanus ortası sırtlarda bulunmaktadır.



FAY OLUŞUMU

            Fay hatları çoğunlukla tektonik hareketlerin bulunduğu bölgelerde ve konveksiyonel hareketler sonucu oluşur. Faylar özelliklerini ve büyüklüklerini, o bölgede görülen tektonik hareketlere göre elde ederler. Bazı yerlerde fay görülmemektedir çünkü o bölgelerde hiçbir hareket görülmemektedir.

            Faylar; yatay, dikey veya eğimli bir açıda olabilirler. Belirli bir eğimi olduğu zaman, bu eğim genellikle tüm fay hattı boyunca devam eder ama bu eğimin değiştiği durumlar da olabilmektedir.

            Tavan Bloku: Kırılma anında sürtünerek kayan levhalardan üstekine denir.

            Taban Bloku: Kırılma anında sürtünerek kayan levhalardan alttakine denir.

            Bazen levhaların sürtünmesi ile malzemeler aşınarak dökülür ve aradaki yarıkları doldurur. Bazen de sürtünmenin etkisiyle kıvrımlanma ve bükülmeler meydana gelir.

TÜRKİYE’DE GERÇEKLEŞMİŞ OLAN 7.0 VE ÜZERİNDEKİ DEPREMLER VE ETKİLERİ

Ülkemizin konumu nedeniyle sık sık depremler yaşanmaktadır. Konumunun yanı sıra üç adet büyük fay hattı da depremlerin sıklığını artırmaktadır. Bu üç fay hattı: Kuzey Anadolu Fay hattı, Batı Anadolu Fay hattı ve Doğu Anadolu Fay hattıdır. Türkiye’de yaşanmış, şiddetli ve 7.0 ve üzerindeki büyüklükteki depremler genellikle bu fay hatları üzerinde veya yakınında gerçekleşmiştir.

1919 AYVALIK DEPREMİ: Ayvalık depremi 1919 yılında, Balıkesir’de gerçekleşmiştir. 7.0 büyüklüğünde olan bu deprem sonucunda çevrede büyük bir hasar oluşmuştur. Ancak, vefat eden kişi sayısı ve yıkılan bina sayısı hakkında net bir bilgi yoktur.

1930 HAKKÂRİ DEPREMİ: 7 Mayıs 1930 gününde, saat 00.34’te 7.6 büyüklüğünde (bazı kaynaklara göre 7.2 büyüklüğünde) olan bu deprem Türkiye-İran sınırında gerçekleşmiştir. Türkiye’de bu deprem sonucunda en çok Hakkâri ili hasar görmüştür. Toplamda 2514 kişi hayatını kaybetmiştir ve yaklaşık 3000 bina hasar görmüştür.

1939 ERZİNCAN DEPREMİ: 26-27 Aralık 1939 tarihinde 7.9 büyüklüğünde Erzincan’da meydana gelen, ciddi can ve mal kaybına neden olan bir depremdir. Türkiye’nin yaşadığı en şiddetli depremdir. Toplamda 32.962 kişi vefat etmiş ve yaklaşık 100.000 kişi yaralanmıştır. 116.720 adet bina yıkılmıştır. Erzincan depremi, Türkiye’nin yaşadığı en büyük depremler arasında yer almaktadır. Depremin büyüklüğü ve şiddetinin çok fazla olmasının yanı sıra, zor kış şartları nedeniyle maalesef can kaybı çok yüksek olmuştur. Yardımlar çok zor koşullar altında yapılmaya çalışılmıştır.

1941 VAN-ERCİŞ DEPREMİ: 10 Eylül 1941 günü gerçekleşen bu deprem Van’ın Erciş ilçesinde meydana gelmiştir. Deprem 5.9 büyüklüğünde olmasına rağmen, çok ciddi can kaybına neden olmuştur. Bu nedenle 7.0 ve üstünde bir deprem olmadığı hâlde, bu deprem hakkında da bilgi vermek istedim. Depremin büyüklüğü çok yüksek olmamasına karşın oldukça şiddetli bir deprem olmuştur. Toplamda 192 kişi hayatını kaybetmiştir ve 36 adet köy tamamen yıkılmıştır.

1942 NİKSAR-ERBAA DEPREMİ: Niksar-Erbaa depremi Tokat ilimizde gerçekleşmiş olan ve çok ciddi can kaybına yol açan bir depremdir. 20 Aralık 1942 tarihinde, 17.05’te meydana gelen bu deprem 7.0 büyüklüğünde olmuştur ve 3000 kişi hayatını kaybetmiştir.

 1943 TOSYA-LADİK DEPREMİ: Kastamonu’da, 27 Kasım 1943 tarihinde, 00.20’de meydana gelen bu deprem 7.2 büyüklüğündedir. Toplamda 4000 kişi vefat etmiştir.

1943 ADAPAZARI-HENDEK DEPREMİ: 20 Haziran 1943 günü, 17.32’de 6.6 büyüklüğünde meydana gelen bu deprem sonucunda toplamda 336 kişi hayatını kaybetmiştir.

1944 BOLU-GEREDE DEPREMİ: 1 Şubat 1944 günü, 05.22’de, Bolu’da meydana gelen bu deprem 7.2 büyüklüğündedir. Deprem sonucu 3959 kişi vefat etmiştir ve 20.000’den fazla bina hasar görmüştür.

1946 VARTO DEPREMİ: Muş’un Varto ilçesinde gerçekleşen bu deprem, 5.9 büyüklüğünde olmasına karşın 839 kişi vefat etmiştir.

1949 KARLIOVA DEPREMİ: 17 Ağustos 1949 günü, 20.43’te, Bingöl’un Karlıova ilçesinde gerçekleşen 6.7 büyüklüğündedir. Deprem sonucunda 450 kişi hayatını kaybetmiştir ve 3500 adet bina hasar görmüştür.

1953 YENİCE-GÖNEN DEPREMİ: 18 Mart 1953 günü, 21.06’da, Çanakkale’nin Yenice ilçesinde gerçekleşen bu deprem 7.2 büyüklüğündedir. Deprem nedeniyle 265 kişi vefat etmiştir ve 6750 adet bina hasar görmüştür.

1966 VARTO DEPREMİ: 19 Ağustos 1966 günü Muş’un Varto ilçesinde 6.9 büyüklüğünde gerçekleşmiştir. Deprem sonucunda 2.394 kişi hayatını kaybetmiştir.

1970 GEDİZ DEPREMİ: 28 Mart 1970 günü saat, 23.00 civarında, Kütahya’nın Gediz ilçesinde meydana gelen bu depremin büyüklüğü 7.2’dir. Bu depremden sonra Batı Anadolu bölgesinde pek çok artçı deprem gerçekleşmiştir. 3500 adet ev tamamen yıkılmıştır. 7000 ev çok ağır bir biçimde olmak üzere toplamda 10.600’den fazla bina hasar görmüştür. Yaklaşık 80.000 kişi evsiz kalmıştır. Bu deprem sadece 6 saniye sürmesine rağmen depremde 800 kişi (yabancı kaynaklarda 1086 kişi) vefat etmiştir ve 520 kişi (yabancı kaynaklarda 1260 kişi) yaralanmıştır.

1971 BİNGÖL DEPREMİ: 22 Mayıs 1971 günü, Bingöl’de, 6.8 büyüklüğünde meydana gelen bir depremdir. 878 kişi hayatını kaybetmiştir ve 700 kişi yaralanmıştır. 9111 bina hasar görmüştür. Bu deprem, Erzincan’daki bazı köylere de hasar vermiştir ve ölümler olmuştur.

1975 LİCE DEPREMİ: 6 Eylül 1975 günü, 12.20’de Diyarbakır’da 23 saniye süren, 6.6 büyüklüğündeki şiddetli bir depremdir. Toplamda 2385 kişi vefat etmiştir ve 8149 bina hasar görüp yıkılmıştır. Büyük maddi hasarlara ve sıkıntılara yol açan bu depremin sonraki üç dört ay boyunca artçı depremleri devam etmiştir.

1976 ÇALDIRAN DEPREMİ: 24 Kasım 1976 günü, 12.22’de, Van’da gerçekleşen bu depremin büyüklüğü 7.5’tir. 3840 kişi hayatını kaybetmiştir ve 9232 adet bina hasar görmüştür. Havanın sıcaklığının -17 derece olması nedeniyle deprem çok daha zor koşullarda atlatılmıştır ve donarak hayatını kaybedenler olmuştur. Hava şartlarından dolayı yardım ve kurtarma çalışmaları gecikmiştir. 1939 Erzincan depreminden sonra gerçekleşen en büyük depremdir.

1983 ERZURUM DEPREMİ: 6.9 büyüklüğünde gerçekleşen bu deprem Erzurum ve çevresinde çok ciddi hasarlara ve can kayıplarına neden olmuştur. 1155 kişi hayatını kaybetmiştir, 537 kişi yaralanmıştır, 3241 bina ağır derecede, 3000 bina orta derecede ve 4000 bina hafif derecede hasar görmüştür. 30 binden daha fazla sayıda hayvan hayatını kaybetmiştir.

1992 ERZİNCAN DEPREMİ: 13 Mart 1992 günü, 19.08’de Erzincan’da 6.8 büyüklüğünde meydana gelen büyük bir depremdir. 653 kişi vefat etmiştir ve 8057 bina hasar görüp yıkılmıştır.

1998 ADANA-CEYHAN DEPREMİ: 27 Haziran 1998 günü, 16.55’te, Adana’nın Çukurova bölgesinde 6.2 büyüklüğünde gerçekleşen bir depremdir. 145 kişi hayatını kaybetmiştir, 1500 kişi yaralanmıştır ve binlerce kişi evsiz kalmıştır.

1999 GÖLCÜK DEPREMİ: Gölcük, İzmit, Kocaeli çevresinde gerçekleşen; Türkiye için çok büyük maddi ve manevi kayıplara yol açan bir depremdir. Hem Marmara’yı hem de genel olarak Türkiye’yi etkileyen bu deprem 17 Ağustos 1999 günü, 03.02’de, 7.5 büyüklüğünde gerçekleşmiştir. Bu deprem, Marmara bölgesinden Ankara ve İzmir’e kadar geniş bir alanda hissedilmiştir. Resmî bilgilere göre 17.480 kişi hayatını kaybetmiştir, 23.781 kişi yaralanmıştır ve 505 kişi sakatlanmıştır. 285.211 ev, 42.902 iş yeri hasar görmüştür. Resmî olmayan kaynaklara göre 50.000 kişi vefat etmiştir, 100.000’e yakın kişi ağır/hafif yaralanmıştır. 133.683 adet bina çöktüğünden dolayı 600.000 kişi evsiz kalmıştır. Yaklaşık 16 milyon insan bu depremden çeşitli şekil ve boyutlarda etkilenmiştir. Hem maddi hem de manevi açıdan Türkiye için atlatılması çok zor bir deprem olmuştur. Son yüzyılın en büyük depremlerinden biri olarak kabul edilmektedir.

1999 DÜZCE DEPREMİ: 1999 yılında yaşanan ikinci büyük deprem ise, 7.2 büyüklüğünde olan ve yaklaşık 30 saniye süren Düzce depremidir. 12 Kasım 1999 günü, 18.57’de gerçekleşen bu deprem sonucunda 845 kişi hayatını kaybetmiştir, 4948 kişi yaralanmıştır ve 3395 adet bina çok ağır hasar görmüştür. Yıkılan/ağır hasar gören ev sayısı 12.939, yıkılan/ağır hasar gören iş yeri sayısı ise 2450’dir. Ukrayna’dan bile hissedilen bu depremden sonra Düzce Türkiye’nin 81. ili ilan edilmiştir.

2003 BİNGÖL DEPREMİ: 1 Mayıs 2003 günü, 03.27’de, 6.4 büyüklüğünde gerçekleşen bu deprem sonucunda en az 176 kişi hayatını kaybetmiştir, 625 bina çökmüştür/ağır hasar görmüştür.

2011 VAN DEPREMİ: 23 Ekim 2011 günü, 13.41’de, 7.2 büyüklüğünde meydana gelen bu deprem 23 saniye sürmüştür. 604 kişi hayatını kaybetmiştir ve 4152 kişi yaralanmıştır.

 


DEPREMLERİ ÖNLEMEK VEYA ZARALARINI AZALTMAK İÇİN YAPILABİLECEKLER

Evimiz, genellikle en huzurlu ve güvende hissettiğimiz yerdir. Özellikle de bu pandemi döneminde evimizde oturduğumuz süre içerisinde evimiz ile aramızda çok daha büyük bir bağ oluşmuş durumda. Ne yazık ki, böyle bir dönemden geçerken deprem olduğu takdirde dışarıda, açık hava ve binalardan uzak olan bir alanda olma olasılığımız çok düşük. Bu nedenle, deprem olmadan önce almamız gereken bazı önlemler bulunmaktadır. Bu önlemleri aldığımız zaman hem biz evlerimizde çok daha huzurlu oluruz hem de depremin vereceği maddi ve manevi zararı bir miktar da olsa azaltmış oluruz.

Öncelikle, binamızın sağlamlığını kontrol ettirmeliyiz. Binanın betondan yapılması dayanıklılığını arttıracağından deprem esnasında yaralanmamızı önleyebilir. Her ne kadar binanın nerede olduğunu, zeminin yapısını bizler bir çare bulamasak da ev satın aldığımız ya da kiraladığımız yerde bu özelliklere dikkat edilmelidir.

Deprem sırasında ailecek bir planınız olursa belki daha az panik olur ve sakince planınızı uygularsınız. Elbette, çok büyük bir deprem yaşamadan nasıl tepki vereceğimizi ya da deprem olduğunu anlayıp harekete geçip geçemeyeceğimizi hiçbir şekilde tahmin edemeyiz. Ancak önceden hazırlıklı olmak her zaman daha iyidir. Bu planı hazırlarken aile bireyleriniz ile konuşmalı ve “hayat üçgeni” denilen bölgeleri belirlemelisiniz. Deprem esnasında yapılması gerekenler bölümünde “hayat üçgeni” kavramı hakkında daha detaylı bilgi bulabilirsiniz.

            Evinizde dolap, raf, kitaplık gibi üstünüze devrilebilecek eşyaları mümkünse duvara monte etmelisiniz ve deprem esnasında o bölgelerden uzak durmalısınız. Aynı şekilde avize, klima ya da ısıtıcı gibi eşyalara da yaklaşmamalısınız. Depremden sonra herhangi bir yangın olma ihtimaline karşı yangın söndürücü bulundurup nasıl kullanıldığını gözden geçirmelisiniz.

Deprem çantası hazırlamak sizi hem rahatlatacaktır hem de -umarım öyle bir durum olmaz ama- gerektiğinde hayat kurtaracak bir öneme sahiptir. İçine düdük, battaniye, su, bisküvi, biraz para, ilk yardım için gereken malzemeler, radyo, telefon için powerbank, fener gibi malzemeler koymalısınız. Bu çantayı evin dış kapısının yakınlarına koyarsanız, çantayı alıp kaçma ihtimaliniz daha yüksek olacaktır. Genel olarak kolay ulaşılabilinecek bir noktaya konulumalıdır. Ayrıca deprem sigortası yaptırmak ve depremden sonra bir toplanma noktası belirlemek de oldukça önemlidir.

Sonuç olarak depremden önce alınabilecek birçok önlem vardır. Önceden de söylediğim gibi umarım kimsenin ihtiyacı olmaz ama bu bilgileri bilmek faydalı olabilir.

DEPREM ESNASINDA YAPILMASI GEREKENLER

            Deprem sırasında bir binadaysanız, en önemli nokta panik yapmamaktır. Bu her ne kadar zor bir durum olsa bile, sakin kaldığınızda kurtulma şansınız daha çok yükselir. Panik içerisinde balkona çıkılmamalı, merdivenlere ya da çıkışlara gidilmemeli ve asansör kullanılmamalıdır. Pencerelerden ve camlardan, özellikle banyolardan uzak durulmalıdır. Herhangi bir cam kırığı olduğu zaman yaralanabilirsiniz. Acil durumlar haricinde telefonlar kullanılmamalıdır çünkü çok acil durumda insanlar alt yapı yetmeyebileceği için yardım isteyemeyebilir.

Üzerinize düşecek eşyalardan uzak durmalısınız. Sizi koruyabilecek büyük bir kanepe ya da yatağınıza sırtınızı verecek biçimde başınızı korursanız -buna hayat üçgeni denmektedir.- kurtulma riskiniz çok yükselir. Başınızı korumak için herhangi bir nesne, kitap veya yastık gibi, kullanabilirsiniz ya da elinizle koruma altına alabilirsiniz.  Hayat üçgeni oluşturduğunuz bölgede klasik “çök-kapan-tutun” tekniğini uygulamalısınız ve sarsıntı geçene kadar bu pozisyonda kalmalısınız. Eskiden masanın altına girilmesi de tavsiye edilirdi ancak, masanın üstüne üç-dört katlı bir bina çöktüğü zaman siz de altında ezilebilirsiniz.

Sarsıntıdan sonra; elektrik, su ve gaz gibi kaynakların vanalarının kapatılması gerekir.  Önlemler alındıktan sonra en yakın toplanma alanına gidilmelidir.

Deprem esnasında açık alanda iseniz duvarlardan, binalardan, ağaçlardan, elektrik direklerinden, toprak kayması olabilecek ortamlardan, deniz kıyısından (tsunami ihtimaline karşı) uzak durulmalıdır. Açık alanda olmanın avantajı kullanılmalı hemen en geniş ve boş araziye gidilmelidir. Her ihtimale karşı “çök-kapan-tutun” tekniğini kullanmalısınız.

Deprem sırasında araçtaysanız, kenara park edip diğer araçlardan uzakta durmaya çalışmalısınız. Tünel, üst geçit ve alt geçitlerden uzak durmalsınız. Eğer tünelin ya da kapalı otoparkın çıkışına yakın değilseniz, araçtan aşağı inip, başınızı koruyarak, “çök-kapan-tutun” tekniğini uygulamalısınız.

Deprem bittikten sonra, kapalı alandaysanız önce kendiniz sonra çevrenizin güvenliğini kontrol edin. Gaz kaçağı olduğunu düşünüyorsanız; vanayı kapatın, camları açın ve binadan uzaklaşın. Önceden hazırlamış olduğunuz acil durum çantanızı alın ve binadan çıkın. Eğer çantanız yoksa üstünüze kalın bir mont giyip günlük kullandığınız çantanızla telefonunuzu alıp gidin.

Açık alandaysanız çevrenizde yardım isteyen varsa yardım edin. Daha sonra toplanma alanına gidin. Cadde ve sokakları yardım amacıyla gelen araçlar için boş bırakın. Radyo ve televizyonlardan duyduğunuz haberlere göre hareket edin uyarıları dinleyin.

Büyük bir depremden sonra artçı depremlerin olma olasılığı çok yüksek olduğundan önlemlerinizi alın. Eğer binanız hasar görmüşse artçı depremler daha büyük hasar verebilir. Bu nedenle yetkililer eve girebileceğinizi söylemeden girmemelisiniz. Enkazların arasında kafanıza göre dolaşmayın, insanları zor durumlarda bırakabilir.

Eğer, binanız yıkıldıysa ve mahsur kaldıysanız en önemli şey sakin kalmak. Hareket edemiyorsanız herhangi bir hareket yapmayın. Kurtarma ekiplerinin seslerini duyduğunuzda yardım için seslenin. Eğer ellerinizi ve ayaklarınızı kullanabiliyorsanız, binanın altında kaldığınızı insanlara duyurmaya çalışın. Borulara zarar vermeden ya da zemine vurabilirsiniz. Konuşabiliyorsanız seslenin ama enerjinizi anında tüketmeyin.

Sonuç olarak deprem anında yapılabilecek birçok koruma yöntemi olabilir. Umarım başımıza gelmez ama bu tedbirleri bilmekte fayda var.

SONUÇ

Doğal afetler, insanın etkisi dışında gerçekleşir.  Ülkemizde çok görülen doğal afetlerden biri “depremlerdir”. Aslında doğal afetlerin sonucunda olan etkiler “insan ve doğa” ilişkisini göstermektedir. Bu olumsuz etkileri kaldıramayacağımızdan depremlerle ilgili bilgi sahibi olmalı ve gerekli önlemleri almalıyız.

Ani yer sarsıntılarıyla oluşan depremlerin pek çok etkisi olmaktadır. Bu etkiler insanları hem maddi hem de manevi yönden etkilemektedir. Deprem sırasında, uzun yıllar boyunca birikmiş enerji levhaların bir anda hareket etmesi ile açığa çıkar ve deprem dalgalarını oluşturur. Depremlerin birçok türü bulunmaktadır. Oluşum nedenlerine göre depremler üç ana gruba ayrılmaktadır: Volkanik depremler, çökme (göçme) depremler ve tektonik depremler.

Depremlerin en çok görüldüğü kuşaklar; Pasifik deprem kuşağı, Alpine ve Atlantik kuşaklarıdır. Özellikle Türkiye fay hatları üzerinde bulunduğundan çok sık deprem görülmektedir. Ülkemiz genç oluşumlu bir ülkedir ve üç tane büyük fay hattı üzerinde bulunmaktadır. Kuzey Anadolu Fay hattı, Doğu Anadolu Fay hattı ve Batı Anadolu Fay Hattı deprem riskinin fazla olduğu bölgeleri kapsamaktadır. Birçok ilimiz bu hatlar üzerinde veya yakınında bulunmaktadır. Bu nedenle, vatandaşların bu konu hakkında bilgilendirilmesi gerekmektedir.

Deprem esnasında “hayat üçgeni” oluşturup, deprem öncesinde ve sonrasında gerekli tedbirleri aldığınız takdirde hiçbir deprem sizlere ve sevdiklerinize zarar veremez.

                                                                                                        Suzan R. HOFSTEDE, 2021


KAYNAKÇA

TÜRKİYE’DE GERÇEKLEŞMİŞ 7.0 VE ÜZERİNDEKİ DEPREMLER

TÜRKÇE KAYNAKLAR

1.       Mustafa YAVUZER, Aylin ERGÜL, Ahmet Gür, Coğrafya 10 Öğrenci Çalışma Kitabı, Türk Eğitim Derneği Yayınları, 3. Baskı, 2020

2.       Ed. Serhat ZAMAN, Coğrafya 10 Ortaöğretim Ders Kitabı, Tuna Matbaacılık, 2020

3.       Yasin YAĞLI, 10. Sınıf Coğrafya Planlı Ders Föyü, Eğitim Vadisi Yayınları, Nisan 2020

4.       Emre ÖZTÜRK, Ünlü Felaketler, Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık, İstanbul, Şubat 2018

5.       Julia BRUCE, Bilgi Hazinesi: Dünya (Inside Story: Earth), Ayrıntı Basım Evi, Ankara, 2012

6.       Gillian DOHERTHY, Anna CLAYBOURNE, Susanna DAVIDSON, Coğrafya Ansiklopedisi ve Dünya Atlası, Tübitak Popüler Bilim Kitapları Yayınları, Kasım 2012

7.       https://www.afad.gov.tr/depremin-buyuklugu-ve-siddeti-ayni-kavramlar-midir (Erişim tarihi: 12.11.2020)

8.       http://www.koeri.boun.edu.tr/sismo/bilgi/depremnedir/index.htm (Erişim tarihi: 12.11.2020)

9.       https://tr.wikipedia.org/wiki/Deprem (Erişim tarihi: 12.11.2020)

10.    https://www.hurriyet.com.tr/gundem/deprem-nedir-deprem-neden-olur-41431840 (Erişim tarihi: 12.11.2020)

11.    https://www.haberturk.com/artci-deprem-nedir-oncu-deprem-nedir-2853750 (Erişim tarihi: 12.11.2020)

12.    https://www.afad.gov.tr/fay-nedir- (Erişim tarihi: 12.11.2020)

13.    http://www.cografya.gen.tr/sozluk/episantr.htm (Erişim tarihi: 12.11.2020)

14.    https://insapedia.com/deprem-kavramlari-terimleri-parametreleri-kaydi/#:~:text=Depremin%20odak%20noktas%C4%B1%20(hiposantr)%2C,uygulamalarda%20nokta%20olarak%20kabul%20edilmektedir (Erişim tarihi: 12.11.2020)

15.    http://depremhaber.com/bir-depremin-yeri-nasil-bulunur.htm (Erişim tarihi: 12.11.2020)

16.    http://www.ahder.org/definiciones/merkez-ussu-nedir (Erişim tarihi: 12.11.2020)

17.    https://www.fizik.net.tr/site/deprem-dalgalari/ (Erişim tarihi: 12.11.2020)

18.    http://ibb.gov.tr/tr-TR/SubSites/DepremSite/Pages/DepremDalgalari.aspx (Erişim tarihi: 12.11.2020)

19.    https://tr.wikipedia.org/wiki/Fay (Erişim tarihi: 12.11.2020)

20.    https://www.milliyet.com.tr/gundem/fay-nedir-nasil-olusur-fay-hatti-kirilmasi-nasil-olur-6041429 (Erişim tarihi: 12.11.2020)

21.    https://www.habervakti.com/bilim-teknoloji/fay-hatti-nedir-iste-turkiyede-fay-hatti-gecen-o-yerler-h81509.html (Erişim tarihi: 12.11.2020)

22.    https://www.ntv.com.tr/turkiye/turkiye-fay-hatti-haritasi-deprem-nasil-olusur,xd4qghRpxEyCw55GLh3ODg (Erişim tarihi: 12.11.2020)

23.    https://evrimagaci.org/richter-olcegi-nedir-depremin-buyuklugu-siddeti-ve-gucu-arasindaki-fark-nedir-2128 (Erişim tarihi: 12.11.2020)

24.    https://insapedia.com/deprem-kavramlari-terimleri-parametreleri-kaydi/ (Erişim tarihi: 12.11.2020)

25.    https://www.milliyet.com.tr/turkiye-nin-en-buyuk-10-depremi-molatik-17634/ (Erişim tarihi: 12.11.2020)

26.    https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27deki_depremler_listesi (Erişim tarihi: 12.11.2020)

27.    https://www.afad.gov.tr/deprem-oncesi-ani-ve-sonrasi-alabileceginiz-onlemleri-biliyor-musunuz (Erişim tarihi: 12.11.2020)

28.    https://deprem.aku.edu.tr/deprem-sirasinda/ (Erişim tarihi: 12.11.2020)

29.    https://www.aksam.com.tr/yasam/deprem-neden-olur-depremin-nedenleri-nelerdir-deprem-yer-kabugunun-kirilmasi-nedir/haber-1039975 (Erişim tarihi: 12.11.2020)

30.    https://haberglobal.com.tr/gundem/deprem-riski-yuksek-bolgeler-hangileri-nerelerde-deprem-bekleniyor-26029 (Erişim tarihi: 12.11.2020)

31.    http://www.koeri.boun.edu.tr/sismo/2/deprem-bilgileri/genel-bilgiler/ (Erişim tarihi: 12.11.2020)

32.    https://www.sabah.com.tr/teknokulis/haberler/2019/09/26/deprem-nedir-deprem-neden-olur-nerelerde-olusur (Erişim tarihi: 12.11.2020)

33.    https://www.unicosigorta.com.tr/blog/depreme-karsi-alinacak-onlemler (Erişim tarihi: 12.11.2020)

34.    https://www.cnnturk.com/turkiye/son-yuz-yilda-turkiyede-meydana-gelen-buyuk-depremler-binlerce-kisi-oldu-sehirler-yerle-bir-oldu (Erişim tarihi: 12.11.2020)

YABANCI KAYNAKLAR

35.    https://www.britannica.com/science/earthquake-geology (Erişim tarihi: 12.11.2020)

36.    https://www.dictionary.com/browse/earthquake (Erişim tarihi: 12.11.2020)

37.    https://www.usgs.gov/faqs/what-earthquake-and-what-causes-them-happen?qt-news_science_products=0#qt-news_science_products  (Erişim tarihi: 12.11.2020)

38.    https://dictionary.cambridge.org/dictionary/english/earthquake (Erişim tarihi: 12.11.2020)

39.    https://earthquake.usgs.gov/learn/glossary/?term=earthquake (Erişim tarihi: 12.11.2020)

40.    https://www.merriam-webster.com/dictionary/earthquake (Erişim tarihi: 12.11.2020)

41.    https://www.collinsdictionary.com/dictionary/english/earthquake (Erişim tarihi: 12.11.2020)

42.    https://www.britannica.com/science/Richter-scale#:~:text=Richter%20scale%20(ML)%2C,a%20scale%20by%20a%20seismograph (Erişim tarihi: 12.11.2020)

43.    https://www.usgs.gov/natural-hazards/earthquake-hazards/science/modified-mercalli-intensity-scale (Erişim tarihi: 12.11.2020)

44.    https://simple.wikipedia.org/wiki/Mercalli_intensity_scale (Erişim tarihi: 12.11.2020)

45.    http://www.geo.mtu.edu/UPSeis/why.html#:~:text=Earthquakes%20are%20usually%20caused%20when,that%20make%20the%20ground%20shake.&text=During%20the%20earthquake%20and%20afterward,until%20they%20get%20stuck%20again. (Erişim tarihi: 12.11.2020)

46.    https://www.usgs.gov/natural-hazards/earthquake-hazards/science/science-earthquakes?qt-science_center_objects=0#qt-science_center_objects (Erişim tarihi: 12.11.2020)

47.    https://spaceplace.nasa.gov/earthquakes/en/ (Erişim tarihi: 12.11.2020)

48.    https://www.internetgeography.net/why-do-earthquakes-happen/ (Erişim tarihi: 12.11.2020)

49.    http://earth.rice.edu/mtpe/geo/geosphere/hot/3earthquakes.html (Erişim tarihi: 12.11.2020)

50.    https://www.iris.edu/hq/inclass/fact-sheet/why_do_earthquakes_happen (Erişim tarihi: 12.11.2020)

51.    https://en.wikipedia.org/wiki/Earthquake (Erişim tarihi: 12.11.2020)

52.    http://www.geo.mtu.edu/UPSeis/where.html (Erişim tarihi: 12.11.2020)

53.    https://www.bgs.ac.uk/discovering-geology/earth-hazards/earthquakes/where-do-earthquakes-occur/ (Erişim tarihi: 12.11.2020)

54.    https://www.americangeosciences.org/critical-issues/faq/why-and-where-do-earthquakes-happen (Erişim tarihi: 12.11.2020)

55.    https://topex.ucsd.edu/es10/es10.1997/lectures/lecture20/secs.with.pics/node7.html (Erişim tarihi: 12.11.2020)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÜNİVERSİTELİ OLARAK KENDİMİ KEŞFETMEK

    Doğan Cüceloğlu’nun “Var Mısın?" adlı eserini bir buçuk sene önce okumuştum ve çok beğenmiştim. Kitabı o zaman okuduğumda üniversite sınavına hazırlık sürecinde bana yardımcı olmuştu. Kafamda meslek seçimi ve üniversite seçimi gibi şeyleri planlamıştım ancak detayları planlamamda destek olmuştu. Kitabı şimdi de üniversiteye giden bir genç gözüyle okudum ve o anda fark etmediğim başka anlamlar gözüme çarptı. Düşüncelerimi sizlerle de paylaşmayı çok isterim. “Şimdi ve burada, bir başkasının kriterlerine göre var olmaya çabalayan bir insan mısın; yoksa kendi bilincinle oluşturduğun ölçütlere göre seçimlerini yapıp eyleme geçen biri misin?” [1] Kitabın ilk sayfalarından itibaren sık sık hayallere daldım. Kendimi sorguladım. Şu anki konumumu, hayattaki duruşumu sorguladım. Başka insanların kriterlerine göre yaşamak imkânsız. Herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değil.   İnsanlar sürekli yorum yaparlar. Sizin kişiliğiniz hakkında, duruşunuz hakkında, başarınız h...

CRUISE MACERASI

    Şu aralar oldukça heyecanlı bir olay yaşıyorum. Annemle bir uluslararası sağlık hukuku kongresinde geldik. Peki neredeyiz şimdi? Tam olarak denizin ortasındayız. Ege denizinde. 4 Ekim Çarşamba akşamı Ankara'dan otobüsle İstanbul'a geldik. Galataport'ta biraz vakit geçirdik. Kahvaltı, gezme dolaşma, kahve içme, sohbet, biraz da ödevlerimi yapma ve ders çalışmayla geçti sabahım. Öğlen 12.00 gibi pasaport kontrollerinden geçip gemiye bindik. Cruise'a. 10 günlük bir turdayım şimdi. Denizde seyir günlerinde kongreye katılıyorum ve geminin içinde annem ve annemin arkadaşlarıyla sohbet edip geziyorum. Geminin içinde tahmin bile edemeyeceğiniz her şey var. Havuzlar, yemek yerleri, barlar, devasa bir tiyatro salonu (kongre sunumları da burada yapılıyor), bowling salonu, spor merkezleri, spa, çocuklar için oyun yerleri, sinema salonu, alışveriş yerleri hatta casino bile var! Ancak en önemli şey yok: İletişim. DÜNYA İLE BAĞLANTIMIZ KESİLDİ "Nasıl yani?" ded...

EHLİYET SINAVIM

    Lise hayatınız bitince ve on sekiz yaşınızı doldurunca gerçekten çok heyecanlı bir sürece atılıyorsunuz. Aşağı yukarı aynı zamanlarda üniversite sınavı, mezuniyet töreni, mezuniyet balosu ve araba kullanmaya başlama serüveni oluyor. Heyecanlı bir yaz tatili sizleri bekliyor. Haziran ayının sonu gibi liseden mezun olduk ve hayatımızın belirlendiği üniversite sınavından kurtulduk. Temmuzun başlarında da ehliyet kursuna başladım. Kursa başlama hikayem de hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. Ehliyetimi yaz tatilinde almaya kararlıydım açıkçası. Havalar bozmadan araba kullanmaya alışmak istiyordum çünkü. Ayrıca okul zamanı sürücü kursuna gitmek istemiyordum. Hazır bolca vakit varken rahat rahat kursa gidip kullanmayı öğrenmek istiyordum. Bir gün annemle sürücü kursu aramak için oturduğumuz yere yakın olan kursları gezip bilgi aldık. Bir kursta tam bilgi alırken "Dersimiz beş dakika içinde başlayacak. İsterseniz şimdi kaydolun ya da önümüzdeki ay başlayın dediler." Böyl...