ÖN SÖZ
Coğrafya, hayatımızda çok önemli bir yere sahip… “Genel kültür”
denilen bilgilerin büyük bir bölümü coğrafyadan oluşmakta bence. Kıtaların
isimleri, ülkelerin konumları, kasırgalar, depremler, Dünya’nın oluşumu gibi
birçok konuyu kapsamakta ve hepsi de birbirinden ilginç ve eğlenceli konular.
Bu ödevi hazırlamak istememin asıl sebebi, ülkemizin deprem
bölgesinde olması… İki hafta önce İzmir’de büyük bir deprem oldu. Buna benzer
bir depreme her an her yerde ben de yakalanabileceğim için, “deprem” konusunu derinlemesine
inceleyerek bu konu hakkında bilgi sahibi olmak istedim.
Bu projeyi hazırlarken Türkiye’de gerçekleşmiş olan büyük çaplı
depremleri ve yarattıkları etkileri öğrenmiş oldum. Bundan sonra depremler
konusunda daha bilinçli olacağım için, umarım olmaz, deprem esnasında neler
yapmam gerektiğini, hangi bölgeden ev alırsam daha güvende olacağımı öğrenmiş
oldum.
Suzan R. HOFSTEDE, 2021
ÖZET
Deprem, yerkabuğundaki sismik hareketler sonucunda ortaya çıkan
enerjiyle fay kırılmalarının olmasıdır. Bunun sonucunda da “deprem” adı verilen
sarsıntılar oluşur. Depremin bir diğer
adı “seizmadır”.
Depremin oluştuğu bölgeyi bulmak için en az üç adet istasyonun
bulunması gerekmektedir. Bu istasyonlarda, depremin büyüklüğünü kaydeden
sismogramlar bulunmaktadır.
Depremlerin birçok türü bulunmaktadır. Oluşum nedenlerine göre
depremler üç ana gruba ayrılmaktadır: Volkanik depremler, çökme (göçme)
depremler ve tektonik depremler. Tektonik depremler de odak derinliğine üç
gruba ayrılmaktadır: Sığ deprem, orta derinlikte deprem ve derin deprem.
Üç tip deprem dalgası bulunmaktadır. Bunlar; P, S ve L (yüzey)
dalgalarıdır.
Fay hatları çoğunlukla tektonik hareketlerin bulunduğu bölgelerde
ve konveksiyonel hareketler sonucu oluşur. Faylar özelliklerini ve
büyüklüklerini, o bölgede görülen tektonik hareketlere göre elde ederler. Bazı
yerlerde fay görülmemektedir çünkü o bölgelerde hiçbir hareket görülmemektedir.
Üzerinize düşecek eşyalardan uzak durmalısınız. Sizi koruyabilecek
büyük bir kanepe ya da yatağınıza sırtınızı verecek biçimde başınızı korursanız
-buna hayat üçgeni denmektedir.- kurtulma riskiniz çok yükselir. Başınızı
korumak için herhangi bir nesne, kitap veya yastık gibi, kullanabilirsiniz ya
da elinizle koruma altına alabilirsiniz.
Hayat üçgeni oluşturduğunuz bölgede klasik “çök-kapan-tutun” tekniğini
uygulamalısınız ve sarsıntı geçene kadar bu pozisyonda kalmalısınız.
Deprem, yerkabuğundaki sismik hareketler sonucunda ortaya çıkan
enerjiyle fay kırılmalarının olmasıdır. Bunun sonucunda da “deprem” adı verilen
sarsıntılar oluşur. Depremin bir diğer adı “seizmadır”.
Genel başlıkları doğal depremler ve yapay depremler olmak üzere
ikiye ayrılır ve birçok farklı türü vardır. Depremler sismograf ile ölçülür.
Depremi araştıran bilim dalı ise sismolojidir. Deprem ile ilgili iki adet ölçek
vardır: Moment Magnitüd Ölçeği (Richter Ölçeği) ve Mercalli Şiddet Ölçeği.
Depremlerin çevreye birçok etkisi bulunmaktadır.
·
SİSMOLOJİ:
Depremin oluşma nedenini, deprem dalgalarının yayılma şekillerini, depremin
ölçülmesini ve depremin kaydedilmesini araştıran bilim dalına denir.
·
SİSMOGRAF:
Depremi kaydeden ve büyüklüğünü ölçen alete denir.
·
SİSMOGRAM:
Deprem esnasında oluşan şekil ve grafiklere denir.
·
DEPREMİN
ŞİDDETİ: Depremin yarattığı etkidir. Depremin şiddeti; depremin büyüklüğüne,
odak derinliğine, depremin süresine, binaların sağlamlığına, odak noktadan olan
uzaklığına ve zeminin yapısına bağlıdır.
·
DEPREMİN
BÜYÜKLÜĞÜ: Deprem sırasında açığa çıkan enerjinin ölçüsüdür. 1930 yılında
Richter tarafından bulunan bir sistem sayesinde depremin büyüklüğü
ölçülebilmektedir. Bugüne kadar kaydedilen en büyük deprem 8.9 büyüklüğündedir
(Sanriku-Japonya depremi ve Kolombiya-Ekvator depremi).
·
ÖNCÜ
DEPREM: Ana depremden birkaç hafta, gün ya da saniye önce gerçekleşen küçük
sarsıntılara denir.
·
ARTÇI
DEPREM: Ana depremden sonra oluşan depreme denir. Ana depreme göre büyüklüğü
daha azdır. Ancak ana deprem sonucunda meydana gelen hasarlardan sonra,
yapıların yıkılmasına neden olabilmektedir.
·
DEPREM
DALGASI: Deprem esnasında, levhaların aniden kaymasıyla birlikte deprem
dalgaları oluşur ve kayaçlar içerisinde odaktan çevreye doğru yayılırlar. P, S
ve yüzey dalgaları (L) olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır.
·
HİPOSANTR
(İÇ MERKEZ / ODAK DERİNLİK): Depremin odak noktası yani yerin içinde depremi
oluşturan enerjini açığa çıktığı alandır. Aslında bu enerji tek bir noktadan
değil, bir alandan ortaya çıkmaktadır ama pratikte bir nokta olduğu kabul
edilmektedir.
·
EPİSANTR
(DIŞ MERKEZ / MERKEZ ÜSSÜ): Hiposantrda oluşan depremin çevreye doğru
yayılırken yeryüzüne ulaştığı ilk noktadır. Bir başka deyişle hiposantra tam
dik olan bölgedir.
·
FAY:
Yer kabuğunda meydana gelen tektonik hareketler sonucunda oluşan kırıklara
denir.
·
RICHTER
ÖLÇEĞİ: Depremin büyüklüğünü sismograf ile ölçen bir sistemdir. 1935 yılında,
Charles F. Richter ve Beno Gutenberg bulmuştur. Günümüzde Richter ölçeği yerine
Yerel Büyüklük Ölçeği kullanılmaktadır. Günümüzde kullanılan ölçeğin kısaltması
ML (Local Magnitude) şeklindedir.
·
MERCALLİ
ÖLÇEĞİ: Depremlerin şiddetini ölçen bir sistemdir. Richter ölçeğinden farklı
olarak depremin enerjisini doğrudan hesaba katmamaktadır. Depremin etkilerini,
neden olduğu yıkımı, sınıflandırır. Hasar az olduğu takdirde insanların depremi
ne kadar hissettiği ya da kaç kişinin hissettiğini belirler.
DEPREMİN OLUŞTUĞU ALAN NASIL BULUNUR
Depremin oluştuğu bölgeyi bulmak için en az üç adet istasyonun
bulunması gerekmektedir. Bu istasyonlarda, depremin büyüklüğünü kaydeden
sismogramlar bulunmaktadır. Depremin odak noktasını bulmak için bazı aşamalar
bulunmaktadır. Elde ettiğimiz kayıtlar sayesinde P ve S dalgalarının ne kadar
zaman farkı ile istasyona ulaştığı belirlenebilir. Bu zaman farkı sekiz
kilometre/saat ile çarpılınca depremin istasyona olan uzaklığı bulunur. Bu
işlem her üç istasyonda yapılır ve depremin dış merkezi (episantr) tespit
edilir.
Depremlerin birçok türü bulunmaktadır. Oluşum nedenlerine göre
depremler üç ana gruba ayrılmaktadır: Volkanik depremler, çökme (göçme)
depremler ve tektonik depremler.
Volkanik depremler, adından da anlaşılacağı üzere volkanik
faaliyetler esnasında oluşan depremlerdir. Çökme ya da bir diğer adı göçme olan
depremler ise yeraltındaki mağaraların veya büyük oyukların çökmesiyle
oluşmasıdır. Çökme depremler dar bir alanda etkili olduğundan çok büyük
sarsıntılara yol açmaz ve küçük depremler olarak kabulş edilirler. Tektonik
depremler ise fay hatlarında meydana gelen depremlerdir. Genellikle fay hatlarının
bulunuduğu levha kuşakları sınırlarında gerçekleşir ve en şiddetli depremler bu
bölgelerde gerçekleşir.
Tektonik depremler de odak derinliğine üç gruba ayrılmaktadır: Sığ
deprem, orta derinlikte deprem ve derin deprem. Odak derinlik; merkez üssüne en
yakın bölge demektir. Bir başka deyişle, depremin ortaya çıktığı ilk noktadan
itibaren yeryüzüne kadar olan mesafenin en kısa olduğu noktaya ya da bölgeye
denir. Odak derinliğin diğre adları ise episantr ve dış merkezdir.
Sığ depremler 0-60 kilometre derinlikte, orta derinlikte depremler
60-300 kilometre derinlikte ve derin depremler ise 300 kilometreden daha
derinlikte meydana gelen depremlerdir. Türkiye’de gerçekleşen depremler
genellikle sığ depremler olarak kabul edilir. Orta ve derin depremlerin
gerçekleşmesi için levhalardan birinin diğernin altına girmesi gerekmektedir.
Derin depremler daha geniş alanlarda hissedilmesine rağmen çevreye verdikleri
hasar azdır. Sığ deprmler ise dar alanda olmasına karşın çok büyük hasarlara
neden olabilmektedirler.
İlk deprem ölçen alet, Çinli Chang Heng tarafından M.S. 132’de icat
edilmiştir. Bu sismograf vazonun ayağının etrafına eşit boşluklar ile
yerleştirilmiş sekiz adet kurbağadan ve vazonun üzerine konmuş sekiz adet
ejderha başından oluşmaktadır. Deprem esnasında ejderha başlarının içindeki
bilyeleri kurbağaların ağzına düşürmektedir. Bilyeyi düşüren ejderhaların
doğrultusunda depremin oluştuğunu tespit etmişlerdir. Aletten yedi yüz elli
kilometre uzaklıktaki depremler bile bu mekanizma sayesinde
algılanabilmektedir. Alet ile aynı noktada bulunan insanlar depremi hissetmese
bile alet bunu algılayabilmektedir. Maalesef vazonun gövde bölümündeki
düzeneğin ne olduğu ya da nasıl çalıştığı bilinmemektedir. Şu ana kadar en
güvenilen görüş, vazonun içerisinde duyarlı bir sarkaç olduğudur.
Deprem sırasında, uzun yıllar boyunca birikmiş enerji levhaların
bir anda hareket etmesi ile açığa çıkar ve deprem dalgalarını oluşturur. Üç tip
deprem dalgası bulunmaktadır. Bunlar; P, S ve L (yüzey) dalgalarıdır. P
dalgaları sismograflara ulaşan ilk dalgalardır. Yıkım etkisi diper dalgalara
göre daha düşüktür. S dalgaları ise sismograflara ikinci ulaşan dalgalardır.
Yıkım etkisi oldukça yüksektir. Yüzey dalgaları ise asıl hasarı ortaya çıkaran
dalgalardır. Sismograflara en son ulaşan dalga türüdür.
Depremler genellikle yeraltındaki kayanın bir fay boyunca aniden
kırılmasıyla oluşur. Bu enerjinin aniden ortaya çıkması, yerin sarsılmasına
neden olan sismik dalgalara neden olur. İki blok veya iki plaka birbirine
sürtünür. Bazen bu levhalar (kayalar) düzgünce kaymazlar ve birbirleriyle
çarpışırlar. Bir süre sonra, oluşan basınç nedeniyle kayalar kırılır. Kayalar
kırıldığında deprem meydana gelir. Deprem sırasında ve sonrasında kaya
plakaları veya blokları hareket etmeye başlar ve tekrar sıkışana kadar hareket
etmeye devam eder. Kayanın kırıldığı yeraltındaki noktaya depremin odak noktası
denir. Odağın hemen üzerindeki yere ise depremin merkez üssü denir.
DÜNYA’DA DEPREMLERİN EN ÇOK
GÖRÜLDÜĞÜ BÖLGELER
California'da iki adet plaka vardır - Pasifik Plakası ve Kuzey
Amerika Plakası. Pasifik Plakası, Pasifik Okyanusu tabanının ve Kaliforniya
Sahil şeridi boyunca oluşmuştur. Kuzey Amerika Plakası, Kuzey Amerika Kıtasının
çoğunu ve Atlantik Okyanusu tabanının bir kısmını kapsar. Bu iki levha arasındaki
ana sınır San Andreas Fayı'dır. San Andreas Fayı, 650 milden daha uzun ve en az
10 mil derinliğe kadar uzanıyor. Hayward (Kuzey Kaliforniya) ve San Jacinto
(Güney Kaliforniya) gibi diğer birçok küçük fay, San Andreas Fay Bölgesi'nden
ayrılır ve bu bölgeye katılır.
Pasifik Plakası, Kuzey Amerika Plakasına yılda yaklaşık iki inçlik
bir hızla kuzeybatıya doğru taşınır. San Andreas fayının, bazı kısımları bu
harekete sürekli "sürünme" ile adapte olur ve birçok küçük şok ve
birkaç orta derecede yer sarsıntısı ile sonuçlanır. Sürünmenin sabit olmadığı
diğer alanlarda, gerilim yüzlerce yıl boyunca birikebilir ve sonuç olarak
serbest bırakıldığında büyük depremler yaratabilir.
Peki, Antarktika'da deprem olur mu? Antarktika'da depremler oluyor,
ancak çok sık olmuyor. Hatta Dünya üzerinde en az deprem görülen bölge
Antarktika’dır. Balleny Adalarında (Antarktika ve Yeni Zelanda arasında) 8
büyüklüğünde büyük bir deprem meydana geldi. Scotia Plakası ile Antarktika
Plakası arasındaki sınır sadece Antarktika Yarımadası'nın kuzey ucunu sıyırır.
Bu nedenle çok fazla deprem görülmez.
Kuzey Kaliforniya'daki Geysers bölgesinde de çok fazla deprem
görülmektedir. Geysers Jeotermal Sahası, Kuzey Kaliforniya'nın tektonik olarak
aktif bir bölgesinde yer almaktadır. Bölgedeki başlıca sismik tehlikeler, San
Andreas ve Healdsburg-Rodgers Creek faylarıdır. Bunun gibi jeotermal sahadan
kilometrelerce uzakta bulunan bölgesel faylar, bu büyük depremleri
oluşturmaktadır.
Depremler, hem levha kenarlarında hem de faylar boyunca tüm dünyada
her zaman meydana gelebilir.
Depremlerin çoğu okyanus ve kıtasal levhaların kenarlarında meydana
gelir. Yerkabuğu, birkaç parçadan oluşur. Okyanusların altındaki plakalara
okyanus plakaları denir ve geri kalanı kıtasal plakalardır. Plakalar, kabuğun
altında yer alan yeryüzünün daha derin bir kısmının (manto) hareketiyle hareket
ettirilir. Bu plakalar; birbirine çarpar, birbirlerinden uzaklaşır ya da yanal
hareket yaparlar. Plakalar genellikle tırnaklarınızın büyüdüğü hızda hareket
eder. Depremler genellikle iki plakanın birbiriyle çarpıştığı veya birbirinin
üzerinden kaydığı yerde meydana gelir.
Depremler, faylar boyunca plakaların kenarlarından uzakta da
meydana gelebilir. Faylar, bir plakanın (veya iki plakanın) bölümlerinin farklı
yönlerde hareket ettiği yeryüzündeki çatlaklardır. Faylar, plakaların yaptığı
tüm bu çarpma ve kaymalardan kaynaklanır. Plakaların kenarlarında oluşma
olasılıkları daha yüksektir.
1900’den beri kayıtlara geçen en büyük deprem Şili’de
gerçekleşmiştir. Büyüklüğü 9.5 olan bu deprem, 22 Mayıs 1960’da olmuştur.
Türkiye’de kaydedilebilen en büyük deprem ise 26 Aralık 1939
tarihinde gece yarısı gerçekleşmiştir. Erzincan’da gerçekleşen bu depremin
büyüklüğü 7.2’dir.
Kum ve kil gibi yumuşak malzemelerden oluşan bölgelerde deprem
olduğunda, bu malzemeler sıvıların çalkalanmasına benzer bir özellik gösterir.
Buna sıvı etkisi denir.
Depremlerin en çok görüldüğü üç tane kuşak vardır. Bunlar: Pasifik
deprem kuşağı, Alpine ve Atlantik kuşaklarıdır.
Pasifik deprem kuşağının bir diğer adı, “Pasifik ateş çemberidir”.
O bölgede çok fazla volkan ve buna bağlı olarak çok fazla deprem görüldüğü için
bu adı almıştır. Bu kuşakta; Güney Amerika kıtası, Güney Pasifik adaları,
Meksika, Japonya, Flipinler, Yeni Gine, Şili, Yeni Zelanda ve Amerika Birleşik
Devletleri’nin batısı yer almaktadır. Depremlerin %81’i bu bölgede gerçekleşir.
Alpine kuşağı ise;
Endonezya (Sumatra), Himalayalar ve Atlantik okyanusunu kapsamaktadır. Bu
bölgede büyük depremlerin %17’si oluşmaktadır. Son olarak Atlantik kuşağı,
Atlantik Okyanusu’nun ortasında yer alan Okyanus ortası sırtlarda
bulunmaktadır.
Fay hatları
çoğunlukla tektonik hareketlerin bulunduğu bölgelerde ve konveksiyonel
hareketler sonucu oluşur. Faylar özelliklerini ve büyüklüklerini, o bölgede
görülen tektonik hareketlere göre elde ederler. Bazı yerlerde fay
görülmemektedir çünkü o bölgelerde hiçbir hareket görülmemektedir.
Faylar; yatay,
dikey veya eğimli bir açıda olabilirler. Belirli bir eğimi olduğu zaman, bu
eğim genellikle tüm fay hattı boyunca devam eder ama bu eğimin değiştiği
durumlar da olabilmektedir.
Tavan Bloku:
Kırılma anında sürtünerek kayan levhalardan üstekine denir.
Taban Bloku:
Kırılma anında sürtünerek kayan levhalardan alttakine denir.
Bazen levhaların
sürtünmesi ile malzemeler aşınarak dökülür ve aradaki yarıkları doldurur. Bazen
de sürtünmenin etkisiyle kıvrımlanma ve bükülmeler meydana gelir.
TÜRKİYE’DE GERÇEKLEŞMİŞ OLAN 7.0 VE
ÜZERİNDEKİ DEPREMLER VE ETKİLERİ
Ülkemizin konumu nedeniyle sık sık depremler yaşanmaktadır.
Konumunun yanı sıra üç adet büyük fay hattı da depremlerin sıklığını
artırmaktadır. Bu üç fay hattı: Kuzey Anadolu Fay hattı, Batı Anadolu Fay hattı
ve Doğu Anadolu Fay hattıdır. Türkiye’de yaşanmış, şiddetli ve 7.0 ve
üzerindeki büyüklükteki depremler genellikle bu fay hatları üzerinde veya
yakınında gerçekleşmiştir.
1919 AYVALIK DEPREMİ: Ayvalık depremi 1919 yılında, Balıkesir’de
gerçekleşmiştir. 7.0 büyüklüğünde olan bu deprem sonucunda çevrede büyük bir
hasar oluşmuştur. Ancak, vefat eden kişi sayısı ve yıkılan bina sayısı hakkında
net bir bilgi yoktur.
1930 HAKKÂRİ DEPREMİ: 7 Mayıs 1930 gününde, saat 00.34’te 7.6
büyüklüğünde (bazı kaynaklara göre 7.2 büyüklüğünde) olan bu deprem
Türkiye-İran sınırında gerçekleşmiştir. Türkiye’de bu deprem sonucunda en çok
Hakkâri ili hasar görmüştür. Toplamda 2514 kişi hayatını kaybetmiştir ve
yaklaşık 3000 bina hasar görmüştür.
1939 ERZİNCAN DEPREMİ: 26-27 Aralık 1939 tarihinde 7.9 büyüklüğünde
Erzincan’da meydana gelen, ciddi can ve mal kaybına neden olan bir depremdir.
Türkiye’nin yaşadığı en şiddetli depremdir. Toplamda 32.962 kişi vefat etmiş ve
yaklaşık 100.000 kişi yaralanmıştır. 116.720 adet bina yıkılmıştır. Erzincan
depremi, Türkiye’nin yaşadığı en büyük depremler arasında yer almaktadır.
Depremin büyüklüğü ve şiddetinin çok fazla olmasının yanı sıra, zor kış
şartları nedeniyle maalesef can kaybı çok yüksek olmuştur. Yardımlar çok zor
koşullar altında yapılmaya çalışılmıştır.
1941 VAN-ERCİŞ DEPREMİ: 10 Eylül 1941 günü gerçekleşen bu deprem
Van’ın Erciş ilçesinde meydana gelmiştir. Deprem 5.9 büyüklüğünde olmasına
rağmen, çok ciddi can kaybına neden olmuştur. Bu nedenle 7.0 ve üstünde bir
deprem olmadığı hâlde, bu deprem hakkında da bilgi vermek istedim. Depremin
büyüklüğü çok yüksek olmamasına karşın oldukça şiddetli bir deprem olmuştur.
Toplamda 192 kişi hayatını kaybetmiştir ve 36 adet köy tamamen yıkılmıştır.
1942 NİKSAR-ERBAA DEPREMİ: Niksar-Erbaa depremi Tokat ilimizde
gerçekleşmiş olan ve çok ciddi can kaybına yol açan bir depremdir. 20 Aralık
1942 tarihinde, 17.05’te meydana gelen bu deprem 7.0 büyüklüğünde olmuştur ve
3000 kişi hayatını kaybetmiştir.
1943 TOSYA-LADİK DEPREMİ:
Kastamonu’da, 27 Kasım 1943 tarihinde, 00.20’de meydana gelen bu deprem 7.2
büyüklüğündedir. Toplamda 4000 kişi vefat etmiştir.
1943 ADAPAZARI-HENDEK DEPREMİ: 20 Haziran 1943 günü, 17.32’de 6.6
büyüklüğünde meydana gelen bu deprem sonucunda toplamda 336 kişi hayatını
kaybetmiştir.
1944 BOLU-GEREDE DEPREMİ: 1 Şubat 1944 günü, 05.22’de, Bolu’da
meydana gelen bu deprem 7.2 büyüklüğündedir. Deprem sonucu 3959 kişi vefat
etmiştir ve 20.000’den fazla bina hasar görmüştür.
1946 VARTO DEPREMİ: Muş’un Varto ilçesinde gerçekleşen bu deprem,
5.9 büyüklüğünde olmasına karşın 839 kişi vefat etmiştir.
1949 KARLIOVA DEPREMİ: 17 Ağustos 1949 günü, 20.43’te, Bingöl’un
Karlıova ilçesinde gerçekleşen 6.7 büyüklüğündedir. Deprem sonucunda 450 kişi
hayatını kaybetmiştir ve 3500 adet bina hasar görmüştür.
1953 YENİCE-GÖNEN DEPREMİ: 18 Mart 1953 günü, 21.06’da,
Çanakkale’nin Yenice ilçesinde gerçekleşen bu deprem 7.2 büyüklüğündedir.
Deprem nedeniyle 265 kişi vefat etmiştir ve 6750 adet bina hasar görmüştür.
1966 VARTO DEPREMİ: 19 Ağustos 1966 günü Muş’un Varto ilçesinde 6.9
büyüklüğünde gerçekleşmiştir. Deprem sonucunda 2.394 kişi hayatını
kaybetmiştir.
1970 GEDİZ DEPREMİ: 28 Mart 1970 günü saat, 23.00 civarında,
Kütahya’nın Gediz ilçesinde meydana gelen bu depremin büyüklüğü 7.2’dir. Bu
depremden sonra Batı Anadolu bölgesinde pek çok artçı deprem gerçekleşmiştir.
3500 adet ev tamamen yıkılmıştır. 7000 ev çok ağır bir biçimde olmak üzere
toplamda 10.600’den fazla bina hasar görmüştür. Yaklaşık 80.000 kişi evsiz
kalmıştır. Bu deprem sadece 6 saniye sürmesine rağmen depremde 800 kişi
(yabancı kaynaklarda 1086 kişi) vefat etmiştir ve 520 kişi (yabancı kaynaklarda
1260 kişi) yaralanmıştır.
1971 BİNGÖL DEPREMİ: 22 Mayıs 1971 günü, Bingöl’de, 6.8
büyüklüğünde meydana gelen bir depremdir. 878 kişi hayatını kaybetmiştir ve 700
kişi yaralanmıştır. 9111 bina hasar görmüştür. Bu deprem, Erzincan’daki bazı
köylere de hasar vermiştir ve ölümler olmuştur.
1975 LİCE DEPREMİ: 6 Eylül 1975 günü, 12.20’de Diyarbakır’da 23
saniye süren, 6.6 büyüklüğündeki şiddetli bir depremdir. Toplamda 2385 kişi
vefat etmiştir ve 8149 bina hasar görüp yıkılmıştır. Büyük maddi hasarlara ve
sıkıntılara yol açan bu depremin sonraki üç dört ay boyunca artçı depremleri
devam etmiştir.
1976 ÇALDIRAN DEPREMİ: 24 Kasım 1976 günü, 12.22’de, Van’da
gerçekleşen bu depremin büyüklüğü 7.5’tir. 3840 kişi hayatını kaybetmiştir ve
9232 adet bina hasar görmüştür. Havanın sıcaklığının -17 derece olması
nedeniyle deprem çok daha zor koşullarda atlatılmıştır ve donarak hayatını
kaybedenler olmuştur. Hava şartlarından dolayı yardım ve kurtarma çalışmaları gecikmiştir.
1939 Erzincan depreminden sonra gerçekleşen en büyük depremdir.
1983 ERZURUM DEPREMİ: 6.9 büyüklüğünde gerçekleşen bu deprem
Erzurum ve çevresinde çok ciddi hasarlara ve can kayıplarına neden olmuştur.
1155 kişi hayatını kaybetmiştir, 537 kişi yaralanmıştır, 3241 bina ağır
derecede, 3000 bina orta derecede ve 4000 bina hafif derecede hasar görmüştür.
30 binden daha fazla sayıda hayvan hayatını kaybetmiştir.
1992 ERZİNCAN DEPREMİ: 13 Mart 1992 günü, 19.08’de Erzincan’da 6.8
büyüklüğünde meydana gelen büyük bir depremdir. 653 kişi vefat etmiştir ve 8057
bina hasar görüp yıkılmıştır.
1998 ADANA-CEYHAN DEPREMİ: 27 Haziran 1998 günü, 16.55’te,
Adana’nın Çukurova bölgesinde 6.2 büyüklüğünde gerçekleşen bir depremdir. 145
kişi hayatını kaybetmiştir, 1500 kişi yaralanmıştır ve binlerce kişi evsiz
kalmıştır.
1999 GÖLCÜK DEPREMİ: Gölcük, İzmit, Kocaeli çevresinde gerçekleşen;
Türkiye için çok büyük maddi ve manevi kayıplara yol açan bir depremdir. Hem
Marmara’yı hem de genel olarak Türkiye’yi etkileyen bu deprem 17 Ağustos 1999
günü, 03.02’de, 7.5 büyüklüğünde gerçekleşmiştir. Bu deprem, Marmara
bölgesinden Ankara ve İzmir’e kadar geniş bir alanda hissedilmiştir. Resmî
bilgilere göre 17.480 kişi hayatını kaybetmiştir, 23.781 kişi yaralanmıştır ve
505 kişi sakatlanmıştır. 285.211 ev, 42.902 iş yeri hasar görmüştür. Resmî
olmayan kaynaklara göre 50.000 kişi vefat etmiştir, 100.000’e yakın kişi
ağır/hafif yaralanmıştır. 133.683 adet bina çöktüğünden dolayı 600.000 kişi
evsiz kalmıştır. Yaklaşık 16 milyon insan bu depremden çeşitli şekil ve
boyutlarda etkilenmiştir. Hem maddi hem de manevi açıdan Türkiye için
atlatılması çok zor bir deprem olmuştur. Son yüzyılın en büyük depremlerinden
biri olarak kabul edilmektedir.
1999 DÜZCE DEPREMİ: 1999 yılında yaşanan ikinci büyük deprem ise,
7.2 büyüklüğünde olan ve yaklaşık 30 saniye süren Düzce depremidir. 12 Kasım
1999 günü, 18.57’de gerçekleşen bu deprem sonucunda 845 kişi hayatını
kaybetmiştir, 4948 kişi yaralanmıştır ve 3395 adet bina çok ağır hasar
görmüştür. Yıkılan/ağır hasar gören ev sayısı 12.939, yıkılan/ağır hasar gören
iş yeri sayısı ise 2450’dir. Ukrayna’dan bile hissedilen bu depremden sonra
Düzce Türkiye’nin 81. ili ilan edilmiştir.
2003 BİNGÖL DEPREMİ: 1 Mayıs 2003 günü, 03.27’de, 6.4 büyüklüğünde
gerçekleşen bu deprem sonucunda en az 176 kişi hayatını kaybetmiştir, 625 bina
çökmüştür/ağır hasar görmüştür.
2011 VAN DEPREMİ: 23 Ekim 2011 günü, 13.41’de, 7.2 büyüklüğünde
meydana gelen bu deprem 23 saniye sürmüştür. 604 kişi hayatını kaybetmiştir ve
4152 kişi yaralanmıştır.
DEPREMLERİ ÖNLEMEK VEYA ZARALARINI
AZALTMAK İÇİN YAPILABİLECEKLER
Evimiz, genellikle en huzurlu ve güvende hissettiğimiz yerdir.
Özellikle de bu pandemi döneminde evimizde oturduğumuz süre içerisinde evimiz
ile aramızda çok daha büyük bir bağ oluşmuş durumda. Ne yazık ki, böyle bir
dönemden geçerken deprem olduğu takdirde dışarıda, açık hava ve binalardan uzak
olan bir alanda olma olasılığımız çok düşük. Bu nedenle, deprem olmadan önce
almamız gereken bazı önlemler bulunmaktadır. Bu önlemleri aldığımız zaman hem
biz evlerimizde çok daha huzurlu oluruz hem de depremin vereceği maddi ve
manevi zararı bir miktar da olsa azaltmış oluruz.
Öncelikle, binamızın sağlamlığını kontrol ettirmeliyiz. Binanın
betondan yapılması dayanıklılığını arttıracağından deprem esnasında
yaralanmamızı önleyebilir. Her ne kadar binanın nerede olduğunu, zeminin
yapısını bizler bir çare bulamasak da ev satın aldığımız ya da kiraladığımız
yerde bu özelliklere dikkat edilmelidir.
Deprem sırasında ailecek bir planınız olursa belki daha az panik
olur ve sakince planınızı uygularsınız. Elbette, çok büyük bir deprem yaşamadan
nasıl tepki vereceğimizi ya da deprem olduğunu anlayıp harekete geçip
geçemeyeceğimizi hiçbir şekilde tahmin edemeyiz. Ancak önceden hazırlıklı olmak
her zaman daha iyidir. Bu planı hazırlarken aile bireyleriniz ile konuşmalı ve
“hayat üçgeni” denilen bölgeleri belirlemelisiniz. Deprem esnasında yapılması
gerekenler bölümünde “hayat üçgeni” kavramı hakkında daha detaylı bilgi
bulabilirsiniz.
Evinizde dolap, raf, kitaplık gibi üstünüze devrilebilecek
eşyaları mümkünse duvara monte etmelisiniz ve deprem esnasında o bölgelerden
uzak durmalısınız. Aynı şekilde avize, klima ya da ısıtıcı gibi eşyalara da
yaklaşmamalısınız. Depremden sonra herhangi bir yangın olma ihtimaline karşı
yangın söndürücü bulundurup nasıl kullanıldığını gözden geçirmelisiniz.
Deprem çantası hazırlamak sizi hem rahatlatacaktır hem de -umarım
öyle bir durum olmaz ama- gerektiğinde hayat kurtaracak bir öneme sahiptir.
İçine düdük, battaniye, su, bisküvi, biraz para, ilk yardım için gereken
malzemeler, radyo, telefon için powerbank, fener gibi malzemeler koymalısınız.
Bu çantayı evin dış kapısının yakınlarına koyarsanız, çantayı alıp kaçma
ihtimaliniz daha yüksek olacaktır. Genel olarak kolay ulaşılabilinecek bir
noktaya konulumalıdır. Ayrıca deprem sigortası yaptırmak ve depremden sonra bir
toplanma noktası belirlemek de oldukça önemlidir.
Sonuç olarak depremden önce alınabilecek birçok önlem vardır.
Önceden de söylediğim gibi umarım kimsenin ihtiyacı olmaz ama bu bilgileri
bilmek faydalı olabilir.
DEPREM ESNASINDA YAPILMASI
GEREKENLER
Deprem sırasında
bir binadaysanız, en önemli nokta panik yapmamaktır. Bu her ne kadar zor bir
durum olsa bile, sakin kaldığınızda kurtulma şansınız daha çok yükselir. Panik
içerisinde balkona çıkılmamalı, merdivenlere ya da çıkışlara gidilmemeli ve
asansör kullanılmamalıdır. Pencerelerden ve camlardan, özellikle banyolardan
uzak durulmalıdır. Herhangi bir cam kırığı olduğu zaman yaralanabilirsiniz.
Acil durumlar haricinde telefonlar kullanılmamalıdır çünkü çok acil durumda
insanlar alt yapı yetmeyebileceği için yardım isteyemeyebilir.
Üzerinize düşecek eşyalardan uzak durmalısınız. Sizi koruyabilecek
büyük bir kanepe ya da yatağınıza sırtınızı verecek biçimde başınızı korursanız
-buna hayat üçgeni denmektedir.- kurtulma riskiniz çok yükselir. Başınızı
korumak için herhangi bir nesne, kitap veya yastık gibi, kullanabilirsiniz ya
da elinizle koruma altına alabilirsiniz.
Hayat üçgeni oluşturduğunuz bölgede klasik “çök-kapan-tutun” tekniğini
uygulamalısınız ve sarsıntı geçene kadar bu pozisyonda kalmalısınız. Eskiden
masanın altına girilmesi de tavsiye edilirdi ancak, masanın üstüne üç-dört
katlı bir bina çöktüğü zaman siz de altında ezilebilirsiniz.
Sarsıntıdan sonra; elektrik, su ve gaz gibi kaynakların vanalarının
kapatılması gerekir. Önlemler alındıktan
sonra en yakın toplanma alanına gidilmelidir.
Deprem esnasında açık alanda iseniz duvarlardan, binalardan,
ağaçlardan, elektrik direklerinden, toprak kayması olabilecek ortamlardan,
deniz kıyısından (tsunami ihtimaline karşı) uzak durulmalıdır. Açık alanda
olmanın avantajı kullanılmalı hemen en geniş ve boş araziye gidilmelidir. Her
ihtimale karşı “çök-kapan-tutun” tekniğini kullanmalısınız.
Deprem sırasında araçtaysanız, kenara park edip diğer araçlardan
uzakta durmaya çalışmalısınız. Tünel, üst geçit ve alt geçitlerden uzak
durmalsınız. Eğer tünelin ya da kapalı otoparkın çıkışına yakın değilseniz,
araçtan aşağı inip, başınızı koruyarak, “çök-kapan-tutun” tekniğini
uygulamalısınız.
Deprem bittikten sonra, kapalı alandaysanız önce kendiniz sonra
çevrenizin güvenliğini kontrol edin. Gaz kaçağı olduğunu düşünüyorsanız; vanayı
kapatın, camları açın ve binadan uzaklaşın. Önceden hazırlamış olduğunuz acil
durum çantanızı alın ve binadan çıkın. Eğer çantanız yoksa üstünüze kalın bir
mont giyip günlük kullandığınız çantanızla telefonunuzu alıp gidin.
Açık alandaysanız çevrenizde yardım isteyen varsa yardım edin. Daha
sonra toplanma alanına gidin. Cadde ve sokakları yardım amacıyla gelen araçlar
için boş bırakın. Radyo ve televizyonlardan duyduğunuz haberlere göre hareket
edin uyarıları dinleyin.
Büyük bir depremden sonra artçı depremlerin olma olasılığı çok
yüksek olduğundan önlemlerinizi alın. Eğer binanız hasar görmüşse artçı
depremler daha büyük hasar verebilir. Bu nedenle yetkililer eve
girebileceğinizi söylemeden girmemelisiniz. Enkazların arasında kafanıza göre
dolaşmayın, insanları zor durumlarda bırakabilir.
Eğer, binanız yıkıldıysa ve mahsur kaldıysanız en önemli şey sakin
kalmak. Hareket edemiyorsanız herhangi bir hareket yapmayın. Kurtarma
ekiplerinin seslerini duyduğunuzda yardım için seslenin. Eğer ellerinizi ve
ayaklarınızı kullanabiliyorsanız, binanın altında kaldığınızı insanlara
duyurmaya çalışın. Borulara zarar vermeden ya da zemine vurabilirsiniz.
Konuşabiliyorsanız seslenin ama enerjinizi anında tüketmeyin.
Sonuç olarak deprem anında yapılabilecek birçok koruma yöntemi
olabilir. Umarım başımıza gelmez ama bu tedbirleri bilmekte fayda var.
Doğal afetler, insanın etkisi dışında gerçekleşir. Ülkemizde çok görülen doğal afetlerden biri
“depremlerdir”. Aslında doğal afetlerin sonucunda olan etkiler “insan ve doğa”
ilişkisini göstermektedir. Bu olumsuz etkileri kaldıramayacağımızdan
depremlerle ilgili bilgi sahibi olmalı ve gerekli önlemleri almalıyız.
Ani yer sarsıntılarıyla oluşan depremlerin pek çok etkisi
olmaktadır. Bu etkiler insanları hem maddi hem de manevi yönden etkilemektedir.
Deprem sırasında, uzun yıllar boyunca birikmiş enerji levhaların bir anda
hareket etmesi ile açığa çıkar ve deprem dalgalarını oluşturur. Depremlerin
birçok türü bulunmaktadır. Oluşum nedenlerine göre depremler üç ana gruba ayrılmaktadır:
Volkanik depremler, çökme (göçme) depremler ve tektonik depremler.
Depremlerin en çok görüldüğü kuşaklar; Pasifik deprem kuşağı,
Alpine ve Atlantik kuşaklarıdır. Özellikle Türkiye fay hatları üzerinde
bulunduğundan çok sık deprem görülmektedir. Ülkemiz genç oluşumlu bir ülkedir
ve üç tane büyük fay hattı üzerinde bulunmaktadır. Kuzey Anadolu Fay hattı,
Doğu Anadolu Fay hattı ve Batı Anadolu Fay Hattı deprem riskinin fazla olduğu
bölgeleri kapsamaktadır. Birçok ilimiz bu hatlar üzerinde veya yakınında
bulunmaktadır. Bu nedenle, vatandaşların bu konu hakkında bilgilendirilmesi
gerekmektedir.
Deprem esnasında “hayat üçgeni” oluşturup, deprem öncesinde ve
sonrasında gerekli tedbirleri aldığınız takdirde hiçbir deprem sizlere ve sevdiklerinize
zarar veremez.
Suzan R. HOFSTEDE, 2021
KAYNAKÇA
TÜRKİYE’DE GERÇEKLEŞMİŞ 7.0 VE ÜZERİNDEKİ DEPREMLER
TÜRKÇE KAYNAKLAR
1. Mustafa YAVUZER, Aylin ERGÜL, Ahmet Gür, Coğrafya 10 Öğrenci
Çalışma Kitabı, Türk Eğitim Derneği Yayınları, 3. Baskı, 2020
2. Ed. Serhat ZAMAN, Coğrafya 10 Ortaöğretim Ders Kitabı, Tuna
Matbaacılık, 2020
3. Yasin YAĞLI, 10. Sınıf Coğrafya Planlı Ders Föyü, Eğitim Vadisi
Yayınları, Nisan 2020
4. Emre ÖZTÜRK, Ünlü Felaketler, Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık,
İstanbul, Şubat 2018
5. Julia BRUCE, Bilgi Hazinesi: Dünya (Inside Story: Earth), Ayrıntı
Basım Evi, Ankara, 2012
6. Gillian DOHERTHY, Anna CLAYBOURNE, Susanna DAVIDSON, Coğrafya
Ansiklopedisi ve Dünya Atlası, Tübitak Popüler Bilim Kitapları Yayınları, Kasım
2012
7. https://www.afad.gov.tr/depremin-buyuklugu-ve-siddeti-ayni-kavramlar-midir (Erişim tarihi: 12.11.2020)
8. http://www.koeri.boun.edu.tr/sismo/bilgi/depremnedir/index.htm (Erişim tarihi: 12.11.2020)
9. https://tr.wikipedia.org/wiki/Deprem (Erişim tarihi: 12.11.2020)
10. https://www.hurriyet.com.tr/gundem/deprem-nedir-deprem-neden-olur-41431840 (Erişim tarihi: 12.11.2020)
11. https://www.haberturk.com/artci-deprem-nedir-oncu-deprem-nedir-2853750 (Erişim tarihi: 12.11.2020)
12. https://www.afad.gov.tr/fay-nedir- (Erişim tarihi: 12.11.2020)
13. http://www.cografya.gen.tr/sozluk/episantr.htm (Erişim tarihi: 12.11.2020)
14. https://insapedia.com/deprem-kavramlari-terimleri-parametreleri-kaydi/#:~:text=Depremin%20odak%20noktas%C4%B1%20(hiposantr)%2C,uygulamalarda%20nokta%20olarak%20kabul%20edilmektedir (Erişim tarihi:
12.11.2020)
15. http://depremhaber.com/bir-depremin-yeri-nasil-bulunur.htm (Erişim tarihi: 12.11.2020)
16. http://www.ahder.org/definiciones/merkez-ussu-nedir (Erişim tarihi: 12.11.2020)
17. https://www.fizik.net.tr/site/deprem-dalgalari/ (Erişim tarihi: 12.11.2020)
18. http://ibb.gov.tr/tr-TR/SubSites/DepremSite/Pages/DepremDalgalari.aspx (Erişim tarihi: 12.11.2020)
19. https://tr.wikipedia.org/wiki/Fay (Erişim tarihi: 12.11.2020)
20. https://www.milliyet.com.tr/gundem/fay-nedir-nasil-olusur-fay-hatti-kirilmasi-nasil-olur-6041429 (Erişim tarihi: 12.11.2020)
21. https://www.habervakti.com/bilim-teknoloji/fay-hatti-nedir-iste-turkiyede-fay-hatti-gecen-o-yerler-h81509.html (Erişim tarihi: 12.11.2020)
22. https://www.ntv.com.tr/turkiye/turkiye-fay-hatti-haritasi-deprem-nasil-olusur,xd4qghRpxEyCw55GLh3ODg (Erişim tarihi: 12.11.2020)
23. https://evrimagaci.org/richter-olcegi-nedir-depremin-buyuklugu-siddeti-ve-gucu-arasindaki-fark-nedir-2128 (Erişim tarihi: 12.11.2020)
24. https://insapedia.com/deprem-kavramlari-terimleri-parametreleri-kaydi/ (Erişim tarihi: 12.11.2020)
25. https://www.milliyet.com.tr/turkiye-nin-en-buyuk-10-depremi-molatik-17634/ (Erişim tarihi: 12.11.2020)
26. https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27deki_depremler_listesi (Erişim tarihi: 12.11.2020)
27. https://www.afad.gov.tr/deprem-oncesi-ani-ve-sonrasi-alabileceginiz-onlemleri-biliyor-musunuz (Erişim tarihi: 12.11.2020)
28. https://deprem.aku.edu.tr/deprem-sirasinda/ (Erişim tarihi: 12.11.2020)
29. https://www.aksam.com.tr/yasam/deprem-neden-olur-depremin-nedenleri-nelerdir-deprem-yer-kabugunun-kirilmasi-nedir/haber-1039975 (Erişim tarihi: 12.11.2020)
30. https://haberglobal.com.tr/gundem/deprem-riski-yuksek-bolgeler-hangileri-nerelerde-deprem-bekleniyor-26029 (Erişim tarihi: 12.11.2020)
31. http://www.koeri.boun.edu.tr/sismo/2/deprem-bilgileri/genel-bilgiler/ (Erişim tarihi: 12.11.2020)
32. https://www.sabah.com.tr/teknokulis/haberler/2019/09/26/deprem-nedir-deprem-neden-olur-nerelerde-olusur (Erişim tarihi: 12.11.2020)
33. https://www.unicosigorta.com.tr/blog/depreme-karsi-alinacak-onlemler (Erişim tarihi: 12.11.2020)
34. https://www.cnnturk.com/turkiye/son-yuz-yilda-turkiyede-meydana-gelen-buyuk-depremler-binlerce-kisi-oldu-sehirler-yerle-bir-oldu (Erişim tarihi: 12.11.2020)
YABANCI KAYNAKLAR
35. https://www.britannica.com/science/earthquake-geology (Erişim tarihi: 12.11.2020)
36. https://www.dictionary.com/browse/earthquake (Erişim tarihi: 12.11.2020)
37. https://www.usgs.gov/faqs/what-earthquake-and-what-causes-them-happen?qt-news_science_products=0#qt-news_science_products (Erişim tarihi: 12.11.2020)
38. https://dictionary.cambridge.org/dictionary/english/earthquake (Erişim tarihi: 12.11.2020)
39. https://earthquake.usgs.gov/learn/glossary/?term=earthquake (Erişim tarihi: 12.11.2020)
40. https://www.merriam-webster.com/dictionary/earthquake (Erişim tarihi: 12.11.2020)
41. https://www.collinsdictionary.com/dictionary/english/earthquake (Erişim tarihi: 12.11.2020)
42. https://www.britannica.com/science/Richter-scale#:~:text=Richter%20scale%20(ML)%2C,a%20scale%20by%20a%20seismograph (Erişim tarihi:
12.11.2020)
43. https://www.usgs.gov/natural-hazards/earthquake-hazards/science/modified-mercalli-intensity-scale (Erişim tarihi: 12.11.2020)
44. https://simple.wikipedia.org/wiki/Mercalli_intensity_scale (Erişim tarihi: 12.11.2020)
45. http://www.geo.mtu.edu/UPSeis/why.html#:~:text=Earthquakes%20are%20usually%20caused%20when,that%20make%20the%20ground%20shake.&text=During%20the%20earthquake%20and%20afterward,until%20they%20get%20stuck%20again. (Erişim tarihi:
12.11.2020)
46. https://www.usgs.gov/natural-hazards/earthquake-hazards/science/science-earthquakes?qt-science_center_objects=0#qt-science_center_objects (Erişim tarihi: 12.11.2020)
47. https://spaceplace.nasa.gov/earthquakes/en/ (Erişim tarihi: 12.11.2020)
48. https://www.internetgeography.net/why-do-earthquakes-happen/ (Erişim tarihi: 12.11.2020)
49. http://earth.rice.edu/mtpe/geo/geosphere/hot/3earthquakes.html (Erişim tarihi: 12.11.2020)
50. https://www.iris.edu/hq/inclass/fact-sheet/why_do_earthquakes_happen (Erişim tarihi: 12.11.2020)
51. https://en.wikipedia.org/wiki/Earthquake (Erişim tarihi: 12.11.2020)
52. http://www.geo.mtu.edu/UPSeis/where.html (Erişim tarihi: 12.11.2020)
53. https://www.bgs.ac.uk/discovering-geology/earth-hazards/earthquakes/where-do-earthquakes-occur/ (Erişim tarihi: 12.11.2020)
54. https://www.americangeosciences.org/critical-issues/faq/why-and-where-do-earthquakes-happen (Erişim tarihi: 12.11.2020)
55. https://topex.ucsd.edu/es10/es10.1997/lectures/lecture20/secs.with.pics/node7.html (Erişim tarihi: 12.11.2020)
Yorumlar
Yorum Gönder