Ana içeriğe atla

İŞTE ÖĞRENCİLİK: KİTAP OKUMADAKİ SIR

                                                    


            Kitap okumak muhteşem bir şey! Hatta ben yıl içerisinde sınavlardan ve ödevlerden dolayı kitap okumaya çok fazla vakit ayıramadığım için üzülüyorum. Her ne kadar okumaya çalışsam da gün içerisinde yorulduğum için uyuyakalıyorum. Bu yüzden yaz tatilinde bol bol kitap okuyorum.

            Bazıları kitap okumayı sevmiyor. Aslında onları da anlıyorum. Çünkü hangi dildeki paragraf sorusu olursa olsun okumaya çok üşeniyorum. Çünkü çok nadir güzel, ilgimizi çeken konular oluyor. Bu nedenle kitap okumaktan soğuyorsunuz… AMA YAPMAYIN! Kendinizi bu güzel, dinlendirici, bazen üzücü, belki de heyecanlı, ya da korkutucu güzel romanlardan mahrum etmeyin.

            Kitap okumayı bazen okulda sizin beğenmediğiniz bir ya da birkaç tane kitap okutulduğu için sevmiyorsunuzdur. Bu da çok doğal bir şey. Çünkü herkes bütün kitapları sevmek zorunda değil. Bazen ben de bazı kitapları sevmiyorum. Ama okumaya başladığınız kitabı hayatınızın belli bir döneminde mutlaka bitirin. Çünkü yazar onu ders vermek için yazmıştır. Mesela bir kitapta Birinci Dünya Savaşı anlatılıyor. Orada anlatılan olaydan mutlaka bir ders çıkarmalısınız çünkü tarihteki olayların hepsi bize ders vermek için olmuştur. Bu nedenle bir kitaptan dolayı bütün hayatınızı kitapsız, boş ve sıkıcı geçirmeyin.

Bazen de kitapları sevmememizin nedeni anlamamamızdır. Belki bize o anda seviyesi veya konusu zor gelebilir. Belki de kullanılan sözcüklerden dolayıdır. Eski Türkçe ile yazılmışsa ya da siz daha beşinci sınıfsanız ve gidip Sefiller gibi konusu ağır olan bir kitap okumaya çalışıyorsanız, kendinizi kitap okumaktan soğutmuş olursunuz. Bu yüzden kendi seviyenizde kitap seçmeye özen gösterin.

Kendi sevdiğiniz konulara yoğunlaşın. Eğer macera seviyorsanız macera, bilim kurgu seviyorsanız -ben de çok severim- bilim kurgu, cinayet romanları seviyorsanız -Agatha Christie ve Sherlock Holmes muhteşemdir- cinayet romanı, klasik seviyorsanız pek çok güzel eser arasından seçim yapabilirsiniz. Kitap konuları bunlarla da sınırlı değil! İsterseniz aşk romanlar –İpek Ongun çok başarılı bu konuda- okuyabilirsiniz. Karikatürlerde ise Saftirik serisi çocukları çok sarıyor. Bunu da deneyebilirsiniz. Bu öneriler gibi daha pek çok konu ve yazar ya da kitap önerisi yapılabilir. Sizin seveceğiniz pek çok kitap türü vardır. İlginizi en çok çeken kitabı alın ve okuyun!

Birçok seçenek varken kendinizi kısıtlamayın. Tek bir kitap yüzünden hayatınızı basitleştirmeyin. Mutlaka anlayacağınız seviyede ve çok seveceğiniz bir kitap çıkar. Hatta bir kitapla kalmaz… Pek çok kitabı seversiniz.

Suzan Rojin HOFSTEDE

Aralık, 2017

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÜNİVERSİTELİ OLARAK KENDİMİ KEŞFETMEK

    Doğan Cüceloğlu’nun “Var Mısın?" adlı eserini bir buçuk sene önce okumuştum ve çok beğenmiştim. Kitabı o zaman okuduğumda üniversite sınavına hazırlık sürecinde bana yardımcı olmuştu. Kafamda meslek seçimi ve üniversite seçimi gibi şeyleri planlamıştım ancak detayları planlamamda destek olmuştu. Kitabı şimdi de üniversiteye giden bir genç gözüyle okudum ve o anda fark etmediğim başka anlamlar gözüme çarptı. Düşüncelerimi sizlerle de paylaşmayı çok isterim. “Şimdi ve burada, bir başkasının kriterlerine göre var olmaya çabalayan bir insan mısın; yoksa kendi bilincinle oluşturduğun ölçütlere göre seçimlerini yapıp eyleme geçen biri misin?” [1] Kitabın ilk sayfalarından itibaren sık sık hayallere daldım. Kendimi sorguladım. Şu anki konumumu, hayattaki duruşumu sorguladım. Başka insanların kriterlerine göre yaşamak imkânsız. Herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değil.   İnsanlar sürekli yorum yaparlar. Sizin kişiliğiniz hakkında, duruşunuz hakkında, başarınız h...

CRUISE MACERASI

    Şu aralar oldukça heyecanlı bir olay yaşıyorum. Annemle bir uluslararası sağlık hukuku kongresinde geldik. Peki neredeyiz şimdi? Tam olarak denizin ortasındayız. Ege denizinde. 4 Ekim Çarşamba akşamı Ankara'dan otobüsle İstanbul'a geldik. Galataport'ta biraz vakit geçirdik. Kahvaltı, gezme dolaşma, kahve içme, sohbet, biraz da ödevlerimi yapma ve ders çalışmayla geçti sabahım. Öğlen 12.00 gibi pasaport kontrollerinden geçip gemiye bindik. Cruise'a. 10 günlük bir turdayım şimdi. Denizde seyir günlerinde kongreye katılıyorum ve geminin içinde annem ve annemin arkadaşlarıyla sohbet edip geziyorum. Geminin içinde tahmin bile edemeyeceğiniz her şey var. Havuzlar, yemek yerleri, barlar, devasa bir tiyatro salonu (kongre sunumları da burada yapılıyor), bowling salonu, spor merkezleri, spa, çocuklar için oyun yerleri, sinema salonu, alışveriş yerleri hatta casino bile var! Ancak en önemli şey yok: İletişim. DÜNYA İLE BAĞLANTIMIZ KESİLDİ "Nasıl yani?" ded...

EHLİYET SINAVIM

    Lise hayatınız bitince ve on sekiz yaşınızı doldurunca gerçekten çok heyecanlı bir sürece atılıyorsunuz. Aşağı yukarı aynı zamanlarda üniversite sınavı, mezuniyet töreni, mezuniyet balosu ve araba kullanmaya başlama serüveni oluyor. Heyecanlı bir yaz tatili sizleri bekliyor. Haziran ayının sonu gibi liseden mezun olduk ve hayatımızın belirlendiği üniversite sınavından kurtulduk. Temmuzun başlarında da ehliyet kursuna başladım. Kursa başlama hikayem de hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. Ehliyetimi yaz tatilinde almaya kararlıydım açıkçası. Havalar bozmadan araba kullanmaya alışmak istiyordum çünkü. Ayrıca okul zamanı sürücü kursuna gitmek istemiyordum. Hazır bolca vakit varken rahat rahat kursa gidip kullanmayı öğrenmek istiyordum. Bir gün annemle sürücü kursu aramak için oturduğumuz yere yakın olan kursları gezip bilgi aldık. Bir kursta tam bilgi alırken "Dersimiz beş dakika içinde başlayacak. İsterseniz şimdi kaydolun ya da önümüzdeki ay başlayın dediler." Böyl...