Bir metnin başarılı olduğunu kabul etmek
için gerekli ölçütler sizce nelerdir? Çok uzun, komplike ve anlaşılmaz cümleler
kurmak mı? Okuyucuya kafanızda dönüp dolaşan fikirleri yalın ve açık bir dille
anlatmak mı? İstediğiniz mesajı tam olarak aktarabilmek mi yoksa ileteceğiniz
mesajın karşınızdakinin çömesini oturup beklemek mi? İnsanı düşündürüp duran
anlaşılmaz dil ve anlatım teknikleri kullanmak mı? Yoksa güzel betimlemeler
yapmak mı?
Belki de kriterler bunlardan çok daha
fazladır. Üslubunuz, konu seçiminiz, orijinal fikirler üretebilmeniz de
başarılı bir yazar olmanızı sağlayacak etkenler arasında bulunmaktadır. Kalıcı
eserler için toplumdan çok soyut olmayan meselelere değinmek de gereklidir. Gördüğünüz
gibi çok fazla şey lazım başarılı bir metin yazabilmek için. Ama bence en
önemlisi anlaşılırlık…
Anlaşılır bir yazı yazmazsanız derdinizi
kime anlatacaksınız? İleride kendi yazdığınız metni okurken siz bile anlamakta
zorlanıyorsanız istenilen “iletişime” maalesef ulaşamamışsınız demektir.
Yazarlık bir iletişim mesleğidir. Kendi iç
dünyanız ile dış dünyanız arasındaki iletişimi sağlayan bir araçtır bu meslek.
Eğer, temel amaç bağlantılar kurabilmek ve zihninizdeki düşünceleri farklı
ortamlara aktarabilmekse önemli olan doğru şekilde anlaşılabilmek, derdinizi
anlatabilmektir.
Bana göre anlaşılmaz ve uzun cümleler
kurmak bir başarı değil, karmaşa göstergesidir. Anlatacaklarınız sadece sizin
zihninizin içinde kalıyorsa, bir şeyler yazmanıza rağmen dış dünya ile bağlantı
kuramıyorsanız yazdığınız eserin hiçbir kıymeti yoktur. Bu tıpkı okunmaz bir el
yazısı yazmak gibidir. Bazen öyle alelacele ve özensiz bir şekilde notlar
alırsınız ki iki gün sonra kendinizi kendi el yazınızı okuyamaz vaziyette
bulursunuz. Bir başka benzer durum ise şu olabilir: İlk defa gittiğiniz bir
ülkede, insanların dilini bilmediğiniz veya anlayamadığınız bir ortamda yemek
sipariş etmeye çalışmak gibidir. Temel ihtiyacınız olan “yemeğe” bir türlü
ulaşamazsınız anlaşılamazsanız. Oysa çözümü çok basittir. Karşı tarafa
istediğiniz düşünceyi aktarırsanız “yeme” ihtiyacınız hayal ettiğiniz şekilde
giderilmiş olur.
Benim için yazmak ve içinizde birikenleri insanlarla
bir şekilde paylaşabilmek de bir temel ihtiyaçtır. Hatta bence yemek yeme
ihtiyacından çok daha önemli ve acil bir ihtiyaçtır. Yazma ve görüşlerinizi
aktarma ihtiyacı da tıpkı yemek yeme ihtiyacında olduğu gibi anlaşılırlıkla
karşılanabilir ve çözümlenebilir.
Diyelim ki felsefe dalında yeni bir akım
getirmek istiyorsunuz. Sizce yaptığınız işi “daha değerli ve karmaşık”
göstermek için anlaşılmayan bir şekilde mi anlatmak doğru olur, yoksa anaokulu
öğrencisinin bile benimseyeceği bir şekilde anlatıp fikrinizin ne kadar
mantıklı olduğunu tüm dünyaya aşılayabilmek mi doğru olur?
Eğer, evrensellik ve kalıcılık
istiyorsanız seçmeniz gereken dil ve anlatım kuralları belli: Anlaşılır yazmak.
Eğer, sadece belli bir kesimin -komplike metinleri çözümlemeyi sevenlerin-
yazdıklarınızı anlamasını istiyorsanız yalın olmayan bir dil tercih
edebilirsiniz.
Suzan R. HOFSTEDE
2 Haziran 2022
Yorumlar
Yorum Gönder