Günümüzde
her geçen gün daha da moda olan bir akım var: Vizyon ve prensip sahibi olmak. Hem
günlük hayatımızda hem de iş hayatımızda başarılı olmak adına belirli
standartlara sahip bir bakış açımız ve bu doğrultuda kısa veya uzun
hedeflerimizin olması gerekiyor.
Öncelikle
prenslerimizi, vizyonumuzu ve misyonumuzu nelerin şekillendirdiğini ve asıl
ulaşmak istediğimiz hedeflerimizin neler olduğunu belirlemek gerekmektedir. Belirli
bir duruşumuz olmadığı takdirde çevremizde hiç kimse bize güvenmez ve hem
günlük hem de kariyer hayatında başarısız oluruz. Örneğin, “Hayatta hep güçlü
bir kadın olarak ilerleyeceğim.” diyen bir bireyin her zaman kendi hakkını
arayıp cinsiyet eşitliğini savunması gerekir. Bir başka kişi de “Pasif ve
sessiz bir insan olarak daha başarılı olurum.” şeklinde düşünüyorsa buna
yönelik bir plan çizmelidir. Diğer insanlar ile çok fazla iletişim kurmasını
gerektirmeyen bir dalda ilerlemelidir.
Bireylerin
prensipleri kişiden kişiye elbette değişebilir ancak her bireyin ortak olarak sahip
olması gereken bazı kriterler bulunmalıdır. Bu noktada dürüstlük ve iyilik ilk
prensip olmalıdır. Hayatta insanın başına her ne gelirse gelsin, insan ne kadar
çaresiz olursa olsun ahlâkî değerlerinden asla vazgeçmemelidir. En önemli
ikinci prensip ise toplumdaki tüm insanlara saygılı ve eşit bir biçimde
yaklaşmak olmalıdır. Özellikle de cinsiyet eşitsizliğinin önüne geçebilmek
adına elinden gelen her şeyi yapmalıdır. Üçüncü ortak prensip olarak
çalışkanlık ve azim sayılabilir. Her birey azimle ve yılmadan çalışmalıdır. Bu
üç prensip ile hiç kimsenin sırtı yere gelmez, hayatta hep başarılı bir şekilde
ilerlemeye devam eder.
Sonuç
olarak, farklı insanlar farklı vizyonlara sahip olacağından farklı prensiplere
de sahip olurlar. Bu sayede her birey bambaşka seçimler yaparak bambaşka hayatlar
yaşarlar. Ancak hiçbir zaman ödün vermememiz gereken prensipleri göz ardı
etmemeli ve onları olabildiğince uygulamaya çalışmalıyız. Böylece hem bizler
mutlu bir hayat sürerken toplum için de faydalı kimliklere sahip olabiliriz.
Suzan R. HOFSTEDE
5 Şubat 2022
Yorumlar
Yorum Gönder