“Kimlik” kavramı size ne çağrıştırıyor? “Milliyetçi” olmak mı?
“Kendi kültürüne” bağlı olmak mı? “Kendi kültürüne sahip çıkmak” için diğer
kültürleri aşağılayıp yok etmek mi? Yoksa “milliyetçilik” olgusunu bahane
ederek “ırkçı” davranışlarda bulunmak mı? Amin MAALOUF, “Ölümcül Kimlikler”
adlı eserinde “ırkçılık”, “milliyetçilik” ve “kimlik” konularını derinlemesine
ele almıştır.
Tüm milletler, birbirlerini “ırkçı” olmak ile suçlamakta. Oysa
ortada tek bir gerçek var: “Tüm milletler ırkçı”. Bazı milletler “ırkçı”
olmadığını savunurken “kendi kültürünü korumayı” bahane etmekte, bazı milletler
ise “milliyetçi duygularının çok ön planda” olduğunu belirtmekte. Peki “kendi
kültürünü korumaya çalışmak” ya da “milliyetçi” olmak “ırkçılık” hakkını onlara
verir mi? Büyük bir mantıksızlık olduğu açıkça ortada.
“Milliyetçilik” duygusu sayesinde ve “milli bilincin” farkında
olarak “ait” olduğun ortamı bulmak elbette insana güven veren ve insanı mutlu
eden bir durum. Ancak bu konuyu başka milletleri “aşağılama” ya da “dışlama”
lüksünü kimseye vermez.
Bazı “milliyetçilik” ve “aidiyet” duygularının olumlu yanları
vardır. Ancak bazen de “milliyetçilik” kavramı yanlış yorumlandığından olsa
gerek; “dünyanın hakimi” olmak ya da “en güçlü kültüre” sahip olarak diğer
kültürleri asimile etmeye çalışmak gibi düşünülmekte.
Toplumların kabullenmesi gereken bir gerçek var: Tüm dünya iç içe
yaşıyor… “Modernleşme” ve “küreselleşme” akımları ile dünya tek bir çatı
altında toplanmış durumda. Tüm kültürlerin birleştiği bu zamanda “ırkçı” bir
bakış açısına sahip olmak “güç” belirtisi değil, “geri kalmışlığın” belirtisi.
“Güney’den ve Doğu’dan bakıldığında, egemen olan Batı’dır; Paris’ten
bakıldığında egemen olan Amerika olur; oysa ABD’ye doğru yol alırsanız, ne
görürsünüz? Dünyanın bütün çeşitliliğini yansıtan ve hepsi de kökenlerindeki
aidiyetlerini vurgulama ihtiyacını duyan azınlıklar.”[1]
Maalouf, kitabında bu cümleler ile “güçlü bir toplum” ve “aidiyet”
olgularını ele almıştır. “Irkçılığın” temel sebebi “kendi toplumunu en güçlü ve
üstün” görmek değil midir? Belki de “kendi gücünden, kimliğinden ve
kültüründen” emin olmadığı için ve asimile olmaktan korktuğu için “ırkçılığı”
öne sürüyorlardır. Dünyanın tek bir topluma ve kültüre ait olamayacağını
insanların bir an önce fark etmesi gerekiyor.
“O hâlde dünya kime ait? Hiçbir özel ırka, hiçbir özel ulusa değil.
Tarihin öteki anlarından çok daha fazla olarak orada kendine bir yer açmayı
isteyen herkese ait. Kendi yararına kullanmak için oyunun yeni kurallarını -ne
kadar şaşırtıcı olsalar da- kavramaya çalışan herkese ait.”[2]
Maalouf’un bu sözü ile dünyanın “ortak bir kültüre” sahip olduğunu
vurgulamaktadır. Toplumların “kimliklerini kaybetme korkusu” nedeniyle “ırkçı”
davranmalarına gerek yoktur. Dünyadaki tüm topluluklar birbirlerinin varlığını
ve kültürünü kabul ederse çok daha hızlı modernleşip küreselleşerek çok daha
hızlı gelişebilir…
Suzan R. HOFSTEDE,
15 Ağustos 2021
Yorumlar
Yorum Gönder