Farklı sosyokültürel ortamlarda yaşayan insanların hayattan
beklentileri, dünya görüşleri ve olaylara bakış açıları da farklı olur. Bu
farklı yaşam tarzları, insanlar arasında bir iletişimsizliğe yol açabilir.
Attila İlhan da “Gece Buluşması” adlı şiirinde, farklı toplumsal sınıflarda
bulunan iki insanın “buluşamamasını” anlatmaktadır.
Şiir kişisi olan “ben”, şiir boyunca kendi “belirsiz” yaşamını ve
“karanlık” kişiliğini vurgulamaktadır. “Çünkü ben buradayım, karanlıktayım”
dizesinden de anlaşılacağı üzere, “ben” kişisi “belirsiz” ve “karanlık” bir
uzamda yer almaktadır.
Yalnız olan bu kişi, şiir boyunca kendi hakkında konuştuğu
dizelerde kendi olumsuz ve “karanlık” yönlerini anlatmıştır. “Gece yarıları
telefon ettin mi hiç? / Karanlık adamlar hüviyetini sordu mu?” dizelerinde
“sen” kişisine yönelttiği sorular ile kendi yaşam biçimi hakkında bilgi verdiği
görülmektedir. Gece yarısı edilen telefonlar, Türk kültüründe “kötü haber”
olarak yorumlanırken “karanlık adamların kimlik sorgulaması” zaten başlı başına
olumsuz ve ürpertici çağırışımlar yapmaktadır. Bu nedenle “ben” kişisinin hayat
tarzının daha çok mafya gibi karanlık adamlar barındırdığı sonucuna
ulaşılabilmektedir. Bu yaşam biçimi de “ben” kişisinin hayata, ilişkilere ve
dünyaya olan bakışının “sen” kişisinden ne kadar farklı olduğunu
göstermektedir.
“Sen” kişisinin ise “ben” kişisinin zıttı olan bir hayata,
beklentilere ve dünya görüşüne sahip olduğu görülmektedir. İlk dize olan “Sen
İstinye’de bekle ben buradayım” sözü ile “sen” ve “ben” figürleri arasındaki
iletişimsizlik ve sosyokültürel uçurum açıkça vurgulanmıştır. “Sen” figürünün
uzamı “belirli” ve İstanbul’da lüks bir semt iken “ben” kişisinin “belirsiz”
bir uzamda olması farklı hayat tarzlarına sahip olduklarının bir göstergesidir.
“Sen” kişisi kent kesiminden ve üst tabakadan bir kadın olduğu için
“kadın-erkek” ilişkisinden beklentisi ve aşka olan bakış açısı, “ben” figürüne
göre çok daha farklıdır. Bunun temel nedenlerinden biri “ben” kişisinin
karanlık ve gizemli bir hayata sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Bu iki figür
arasındaki farklılıklardan ötürü “sen” ve “ben” figürleri “gece”
buluşamamışlardır.
Sonuç olarak; farklı toplumsal sınıflardan gelen, farklı hayatlara
sahip olan, hayata ve olaylara farklı bakış açıları ile bakan insanlar arasında
bir uçurum -iletişimsizlik- olur. Bu uçurumdan ötürü insanlar bazen
planladıkları bir buluşmayı gerçekleştiremez bazen de gerçekleştirdikleri bir
buluşmayı yürütemezler.
Suzan R. HOFSTEDE
12 Ekim 2021
Yorumlar
Yorum Gönder