Ana içeriğe atla

ÇEHOV’UN MARTI ESERİ: DURAĞANLIK VE EYLEMSİZLİK

 

 


Herkes, hayatının bazı dönemlerinde zaman ilerlemesine rağmen “durağanlık” ile karşı karşıya kalabilir. Aradan pek çok olay geçmesine rağmen bazı durumlar ve olgular aynı kalır. Bazen mesleki açıdan hayallerimize ve hedeflerimize ulaşamayız, bazen de sosyal ilişkilerde istediğimiz başarıyı elde edemeyiz.

Anton Pavloviç Çehov da “Martı” adlı tiyatro eserinde olayların ilerlemesine rağmen “zamanın ve mekanın ilerlememesine”, “durağanlığa” ve belli bir yerde “kapana kısılmışlığa” dikkat çekmek istemiştir. Bu nedenle, oyunun ilk ve son perdesini açan ve kapatan iki figür -Medvedenko ve Mâşa- aynı kalmıştır.

Tüm tiyatro eseri boyunca karakterler, uzam ve zaman üzerinden “eylemsizlik” ve “durağanlık” kavramları vurgulanmıştır. Karakterlerin hepsinin hayalleri, istekleri ve arzuları varken büyük bir çoğunluğu bu hedef ve hayallere ulaşmak için herhangi bir çaba sarf etmemiştir.

Olayların tamamının Sorin’in çiftliğinde geçmesi de bu durumun altını çizmek içindir. Bazı perdeler göl kenarında, bazı perdeler ise yemek odasında geçse bile ana mekân olan “Sorin’in çiftliğinin” dışına hiç çıkılmamaktadır. Bazı karakterlerin şehre gittiği perdede bile şehirden çok fazla bahsedilmemektedir. Bu durum “kapana kısılmışlık”, “durağanlık” ve “eylemsizlik” kavramlarını sembolize etmektedir.

Olaylardaki “eylemsizlik” ve “durağanlık”, karakterlerin “karamsar” bir iç dünyasına sahip olduğunu da belirtebilir. Bu durum, şu alıntılardan anlaşılabilir:

MEDVEDENKO: Neden hep karalar giyersiniz siz?

MÂŞA: Hayatımın yasını tutuyorum. Mutsuzum.

MEDVEDENKO: Neden ama? (Düşünceli) Aklım ermiyor. Sağlığınız yerinde. Babanız zengin değil ama durumu hiç de kötü sayılmaz. Bir de beni düşünün. Ayda topu topu yirmi üç ruble geçiyor elime, emeklilik kesintisi de caba, ama yine de yas tuttuğum yok. (Otururlar.) (s.1)”

            Aynı karamsarlık, eylemsizlik ve durağanlık; eserin sonunda da şu konuşma ile belirtilmiştir:

MÂŞA: (Seslenir.) Konstantin Gavrilıç! Konstantin Gavrilıç! (Çevreye bakınır.) Kimseler yok! İhtiyar da her an “Kostya nerde, Kostya nerde?” diye sorup duruyor. Yapamıyor onsuz... MEDVEDENKO: Yalnızlıktan korkuyor. (Kulak kabartır.) Ne berbat bir hava! İki gündür böyle.

MÂŞA: (Lambanın fitilini açar.  Gölde dalgalar göklere çıkıyor. (s.67-68)”

Birinci perdede, zaman akşam vaktidir. Olaylar ikinci perdede öğlen, üçüncü perdede sabah, dördüncü perdede ise iki yıl sonra olan bir akşam vaktinde geçmektedir. Zaman tersine aktığından dolayı olaylarda herhangi bir gelişme olmamış izlenimi yaratılmak istenmiştir. “İki yıllık” olan bu zaman döngüsünde çok fazla olay yaşanmış olsa dahi, çoğu karakterin ulaşmak istediği sonuçlarda herhangi bir değişim olmamıştır. Bu durum, okuyucuda “zamanın ilerlemediği” ve “olayların durağan olduğu” hissini bırakmaktadır.

Sonuç olarak, oyunda ilk ve son perdeyi açan ve kapatan figürlerin aynı olmasının işlevi; olaylardaki eylemsizliği, durağanlığı ve biraz da karamsarlığı belirtmesidir. Çehov, bu durağanlığı ve eylemsizliği belirtmek adına; hem aynı figürler ile başlangıç ve bitiş yapmıştır hem de zaman ve uzamı dikkatli bir şekilde seçerek okuyucuya “kapana kısılmışlığı” hissettirmiştir.

Suzan R. HOFSTEDE, 2021


 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÜNİVERSİTELİ OLARAK KENDİMİ KEŞFETMEK

    Doğan Cüceloğlu’nun “Var Mısın?" adlı eserini bir buçuk sene önce okumuştum ve çok beğenmiştim. Kitabı o zaman okuduğumda üniversite sınavına hazırlık sürecinde bana yardımcı olmuştu. Kafamda meslek seçimi ve üniversite seçimi gibi şeyleri planlamıştım ancak detayları planlamamda destek olmuştu. Kitabı şimdi de üniversiteye giden bir genç gözüyle okudum ve o anda fark etmediğim başka anlamlar gözüme çarptı. Düşüncelerimi sizlerle de paylaşmayı çok isterim. “Şimdi ve burada, bir başkasının kriterlerine göre var olmaya çabalayan bir insan mısın; yoksa kendi bilincinle oluşturduğun ölçütlere göre seçimlerini yapıp eyleme geçen biri misin?” [1] Kitabın ilk sayfalarından itibaren sık sık hayallere daldım. Kendimi sorguladım. Şu anki konumumu, hayattaki duruşumu sorguladım. Başka insanların kriterlerine göre yaşamak imkânsız. Herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değil.   İnsanlar sürekli yorum yaparlar. Sizin kişiliğiniz hakkında, duruşunuz hakkında, başarınız h...

CRUISE MACERASI

    Şu aralar oldukça heyecanlı bir olay yaşıyorum. Annemle bir uluslararası sağlık hukuku kongresinde geldik. Peki neredeyiz şimdi? Tam olarak denizin ortasındayız. Ege denizinde. 4 Ekim Çarşamba akşamı Ankara'dan otobüsle İstanbul'a geldik. Galataport'ta biraz vakit geçirdik. Kahvaltı, gezme dolaşma, kahve içme, sohbet, biraz da ödevlerimi yapma ve ders çalışmayla geçti sabahım. Öğlen 12.00 gibi pasaport kontrollerinden geçip gemiye bindik. Cruise'a. 10 günlük bir turdayım şimdi. Denizde seyir günlerinde kongreye katılıyorum ve geminin içinde annem ve annemin arkadaşlarıyla sohbet edip geziyorum. Geminin içinde tahmin bile edemeyeceğiniz her şey var. Havuzlar, yemek yerleri, barlar, devasa bir tiyatro salonu (kongre sunumları da burada yapılıyor), bowling salonu, spor merkezleri, spa, çocuklar için oyun yerleri, sinema salonu, alışveriş yerleri hatta casino bile var! Ancak en önemli şey yok: İletişim. DÜNYA İLE BAĞLANTIMIZ KESİLDİ "Nasıl yani?" ded...

EHLİYET SINAVIM

    Lise hayatınız bitince ve on sekiz yaşınızı doldurunca gerçekten çok heyecanlı bir sürece atılıyorsunuz. Aşağı yukarı aynı zamanlarda üniversite sınavı, mezuniyet töreni, mezuniyet balosu ve araba kullanmaya başlama serüveni oluyor. Heyecanlı bir yaz tatili sizleri bekliyor. Haziran ayının sonu gibi liseden mezun olduk ve hayatımızın belirlendiği üniversite sınavından kurtulduk. Temmuzun başlarında da ehliyet kursuna başladım. Kursa başlama hikayem de hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. Ehliyetimi yaz tatilinde almaya kararlıydım açıkçası. Havalar bozmadan araba kullanmaya alışmak istiyordum çünkü. Ayrıca okul zamanı sürücü kursuna gitmek istemiyordum. Hazır bolca vakit varken rahat rahat kursa gidip kullanmayı öğrenmek istiyordum. Bir gün annemle sürücü kursu aramak için oturduğumuz yere yakın olan kursları gezip bilgi aldık. Bir kursta tam bilgi alırken "Dersimiz beş dakika içinde başlayacak. İsterseniz şimdi kaydolun ya da önümüzdeki ay başlayın dediler." Böyl...