Çehov’un “Martı” adlı
tiyatro eserinde konu; çatışmalar ve ilişkilerin tek yönlülüğü ile
oluşturulmuştur. Hatta insanların birbirleri ile olan ilişkileri ve insanlar
arasındaki iletişimsizlikler nedeniyle, bu eseri Halit Ziya Uşaklıgil’in Aşk-ı
Memnu adlı eserine çok benzetiyorum.
İletişimsizlik ve
ilişkilerin tek yönlü olması, insanları “içlerine kapanık bireyler” yapmıştır.
Bundan dolayı olaylarda, zamanda ve mekânda bir durağanlık söz konusudur.
İlişkilerin bu derece karışık ve aşkların tek yönlü olması, birçok çatışma
ortaya çıkarmıştır. En temel çatışmalar; Treplev ve Arkadina, Arkadina ve Nina,
Treplev ve Trigorin arasındadır.
Treplev, yazar olmaya
çalışan genç bir adamdır. Annesi Arkadina’dan “başarılı bir yazar” olduğuna
dair bir onay ve tepki beklemektedir. Ancak annesi her seferinde -farkında
olmadan da olsa- oğlunu aşağılamakta ve oğlu ile alay etmektedir. Ayrıca
Treplev, Nina’ya âşıktır. Treplev’in Nina’ya olan aşkı “tek yönlü” olduğundan,
aralarında bir iletişimsizlik olduğunu görmekteyiz. Kentte yaşamak istediği
hâlde taşraya sıkışmıştır. Tabii bu “taşradaki mekânsal sıkışıklık” aslında
Treplev’in kendi iç dünyasındaki yalnızlığını, çaresizliğini ve “kimliksiz”
biri olduğunu belirtmektedir. Âşkının tek yönlü olması ve çevresi ile yaşadığı
çatışmalar, Treplev’in ruh hâlini etkilerken; ruh hâli de olayların gidişatını
ve tiyatronun sonunu etkilemiştir.
Arkadina ise orta yaşlı,
güzel, üst sınıftan, zengin, ünlü ve başarılı bir oyuncudur. Dış görünüşe çok
önem veren ve sürekli ilginin kendi üzerinde olmasını isteyen bir kadındır.
Treplev’in annesi olan Arkadina bu kadar başarılı olduğu için Treplev,
kendisinin de aşırı derecede başarılı ve ünlü bir yazar olması gerektiğini
düşünür. Bu nedenle kendisini annesine beğendirmeye çalışır. Annesi her defasında
kendisini küçük düşürdüğü için içine olan kapanıklığı artar.
Arkadina “üst kesimden”
olduğu için Treplev sürekli kendisini annesine kanıtlamaya çalışmaktadır.
Annesinin “aristokrat” çevresine uyum sağlayamadığını düşünmektedir. Bu nedenle
annesinin kendisini onaylamasını, kendisine destek olmasını beklemektedir. Ait
olduğu ortamda “yabancı” gibi hissettiği için Treplev ve Arkadina arasında bir
iletişimsizlik, çatışma ve karmaşık bir ilişki ortaya çıkmaktadır.
Arkadina, oğlu Treplev’i
çok sevmesine rağmen bazen farkında olmadan oğlunu ezmektedir. Treplev ise
annesine olan sevgisini hiçbir zaman yitirmemektedir. Bu nedenle arada sırada
da olsa, Treplev’in annesine karşı olan sevgisinin “tek yönlü” olduğu
hissedilmektedir.
Nina ise Treplev’in âşık
olduğu, genç, güzel, ünlü ve başarılı bir oyuncu olmak isteyen, üst kesimden
bir kızdır. Trigorin ise çok ünlü ve başarılı, orta yaşlı bir yazardır. Mâşa,
“tek yönlü” bir şekilde Treplev’e âşıktır.
Treplev, tek yönlü bir şekilde Nina’ya âşıkken; Nina, “tek yönlü” bir
şekilde Trigorin’e âşıktır. Trigorin ise Arkadina’nın ilgi ve onayını
gördüğünden onunla birlikte yaşamaktadır.
“MÂŞA: Size söylemek istediğim bir şey var yine...
Öyle konuşma isteğiyle dolu ki içim... (Heyecanlanmıştır.)
Babamı sevmiyorum...
ama yüreğimde size karşı sevgi var... Nedense tüm benliğimle bana yakın
olduğunuzu hissediyorum... Bana yardım edin, yardım edin, yoksa bir aptallık
yapacak, hayatımla oynayıp berbat edeceğim onu... Daha fazla dayanamayacağım
artık.
DORN: Nedir, ne yardımı?
MÂŞA: Acı çekiyorum. Hiç kimse, hiç kimse farkında
değil çektiğim ıstırapların! (Başını Dorn’un göğsüne koyar, alçak sesle.)
Konstantin’i seviyorum.
DORN: Hepiniz nasıl da çılgına dönmüşsünüz! Nasıl
da! Ve ne kadar çok aşk var böyle... Ey büyüleyici göl... Sensin nedeni
bunların... (Sevecen.) Fakat ne yapabilirim ben çocuğum? Ne gelir elimden? Ne?
(S 25-26)”
Bu alıntıda, Mâşa’nın
Treplev’e karşı hissetiği tek yönlü aşk vurgulanmıştır. Tek yönlü ilişki
nedeniyle Mâşa derdini Treplev’e anlatmamıştır ve bu durum ortaya bir
“iletişimsizlik” çıkarmıştır ve “insanların kendi içlerine kapanmasını”
tetiklemiştir.
Bu karışık ilişki durumu
ve çatışmalar, olay örgüsünün kendisini oluşturmaktadır. Karakterlerin hayata
olan bakış açılarını etkilemektedir. Oyunun sonunda, Treplev’in kendisini
öldürmesine sebep olmuştur. Nina’nın da mutsuz, hayal kırıklığına uğramış bir
kız olmasına neden olmuştur. Aynı şekilde Mâşa’nın da “âşık olmadığı” bir adam
ile evlenmesine sebep olmuştur. Yazarın bu kadar karmaşık bir ilişki yapısı
kurmasının ve ilişkilerin büyük bir çoğunluğunun “tek yönlü” kurgulamasının
nedeni, insanların beğenisini toplamak ve olayları daha ilgi çekici bir hâle
getirmek içindir.
Sonuç olarak,
ilişkilerin tek yönlü olması, olayların gidişatını, figürlerin davranışlarını
ve ruh hâllerini etkilemiştir. Ayrıca ortaya çıkan çatışmalar sayesinde ilginç
bir konu elde edilmiştir. Bu derece karmaşık ve ilginç bir ilişki yapısı nedeni
ile olaylar içinden çıkılamayacak bir hâl alıp karakterlerin büyük bir
çoğunluğunun hayal kırıklığına uğramasına neden olmuştur.
Suzan R.
HOFSTEDE, 2021
Yorumlar
Yorum Gönder