Ana içeriğe atla

KAHİRE MODERN VE TOPLUMSAL DÜZENDE BİREYİN VARLIĞI-KİMLİĞİ

  


Birey ve toplum birbiri ile iç içe olan iki kavramdır. Bireyler toplumları, toplumlar bireyleri oluşturan bir döngü içerisindedir. Bu nedenle bir toplum içerisinde birey kendi varlığını gösterip kimlik edinmeye çalışırken toplumun düzeninden ve toplumdaki yozlaşmadan etkilenir. Necip Mahfuz'un “Kahire Modern” adlı eserinde de toplumdaki, yönetimdeki ve bireylerin kişiliklerindeki yozlaşma; izlekler, tezatlar, semboller, betimlemeler, figürler ve diyaloglar üzerinden okuyucuya aktarılmıştır.

Kitabın temelinde “Bozuk toplum bozuk bireyler yaratır, bozuk bireyler bozuk sistemi sürdürür.” İşlenen ana fikirdir. Mahcub’a iş imkânı tanıyan Selim-el Ihşidi Bey, sistemi sürdüren “bozulmuş”, “yozlaşmış" bireyleri temsil etmektedir. Devlet memurluğuna atanışı bir tezatlık üzerinden verilmiştir.

“‘Öğrenci aktivizminde asıl arena öğretimdir!’ Diplomasını alınca-en başarılı öğrencilerden önce- bizzat bakanın desteğiyle, Kasım Fehmi Bey'in sekreteri olarak devlet memurluğuna atandı. Üstelik altıncı dereceden başladı, bu o zamanlar olağanüstü bir nimet sayılıyordu. Şimdi, ilk atamasının üzerinden iki yıldan az bir süre geçmişken -onu işe alan bakan istifasının ardından- beşinci dereceye adaydı. Bu gerçek, Kasım Fehmi Bey’inde güvenini kazandığını ve yükselmeye devam edeceğini gösteriyordu. Ne rol modeliydi ama! Kesinlikle hayranlık ve kıskançlık duyulmayı hak ediyordu.” (sayfa 35)

Bu alıntıdan da anlaşılacağı üzere hükumetin karşısında bulunan, öğrenci aktivizmin de yer alan Selim-el Ihşidi; torpil ve rüşvet sayesinde devlet memurluğuna atanmıştır. Memur olabilmek için öncelik verilen kriterler insanların belirli bir konudaki yetenekleri ve deneyimleri değil, bireylerin kişisel çıkarları ve birbirleri ile olan ilişkileridir. Makamını hak etmeyen insanlar “bozulmuş ve yozlaşmış” sistemde çıkarlar gereğince yükseldiğinden, sistem ve toplum yozlaşmış kalmaya devam ediyor; hafta daha da yozlaşıyor.

Ana figür Mahcub ise eser boyunca kendi kişisel çıkarlarını ön planda tutan biri olarak okuyucunun karşısına çıkarılmaktadır. Temel prensibi “peh" olan bu figür toplumsal düzende bir kimlik ve yer edinmeye çalışmaktadır. Umursamaz bir kişilik yapısına sahip olduğundan ve fakirliği nedeniyle kaybedeceği hiçbir şey olmadığından, “yozlaşmış toplumsal düzen ve sistemde” o da varlığını göstermektedir. Hem ahlâkî hem bürokratik yozlaşmanın görüldüğü Mısır’da “adam kayırma”, “torpil”, “rüşvet” ve “çıkarlar” ile bozuk sistemin sürdürülmesine katkı sağlamıştır.

Bir başka tezatlık ve ironi de Mısır’ın o dönemde bir devrim yaşamasına rağmen yozlaşmaların görülmesinden kaynaklanmaktadır. Bağımsızlığını ilan etmeye çalışan ve modernleşme isteyen bir toplumsal düzende her açıdan yozlaşmanın ve bozulmanın görülmesi, sistemin hiçbir zaman düzeltilemeyeceğini vurgulamaktadır.

Yozlaşan toplumsal düzenin her daim bozuk kalacağını belirten bir başka olgu daha bulunmaktadır. Ana figür olan Mahcub eser boyunca düzelme ve değişim gösterse de eserin sonunda eski hayatına dönmesi tüm gelişimini sıfırlamıştır. Bu durum da yozlaşmış bir toplumun düzelemeyeceğini sembolize etmektedir.

Sonuç olarak, “Kahire Modern” adlı bu yapıtta yozlaşmış bir toplum düzeninde kimlik ve yer edinmeye çalışan bir figür anlatılmaktadır. Yazar; toplumsal yozlaşmayı okuyucuya sunarken tezatlıklardan, sembollerden, izleklerden, betimlemelerden, diyaloglardan ve figürlerden yararlanmıştır.

Suzan R HOFSTEDE

13 Aralık 2021

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÜNİVERSİTELİ OLARAK KENDİMİ KEŞFETMEK

    Doğan Cüceloğlu’nun “Var Mısın?" adlı eserini bir buçuk sene önce okumuştum ve çok beğenmiştim. Kitabı o zaman okuduğumda üniversite sınavına hazırlık sürecinde bana yardımcı olmuştu. Kafamda meslek seçimi ve üniversite seçimi gibi şeyleri planlamıştım ancak detayları planlamamda destek olmuştu. Kitabı şimdi de üniversiteye giden bir genç gözüyle okudum ve o anda fark etmediğim başka anlamlar gözüme çarptı. Düşüncelerimi sizlerle de paylaşmayı çok isterim. “Şimdi ve burada, bir başkasının kriterlerine göre var olmaya çabalayan bir insan mısın; yoksa kendi bilincinle oluşturduğun ölçütlere göre seçimlerini yapıp eyleme geçen biri misin?” [1] Kitabın ilk sayfalarından itibaren sık sık hayallere daldım. Kendimi sorguladım. Şu anki konumumu, hayattaki duruşumu sorguladım. Başka insanların kriterlerine göre yaşamak imkânsız. Herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değil.   İnsanlar sürekli yorum yaparlar. Sizin kişiliğiniz hakkında, duruşunuz hakkında, başarınız h...

CRUISE MACERASI

    Şu aralar oldukça heyecanlı bir olay yaşıyorum. Annemle bir uluslararası sağlık hukuku kongresinde geldik. Peki neredeyiz şimdi? Tam olarak denizin ortasındayız. Ege denizinde. 4 Ekim Çarşamba akşamı Ankara'dan otobüsle İstanbul'a geldik. Galataport'ta biraz vakit geçirdik. Kahvaltı, gezme dolaşma, kahve içme, sohbet, biraz da ödevlerimi yapma ve ders çalışmayla geçti sabahım. Öğlen 12.00 gibi pasaport kontrollerinden geçip gemiye bindik. Cruise'a. 10 günlük bir turdayım şimdi. Denizde seyir günlerinde kongreye katılıyorum ve geminin içinde annem ve annemin arkadaşlarıyla sohbet edip geziyorum. Geminin içinde tahmin bile edemeyeceğiniz her şey var. Havuzlar, yemek yerleri, barlar, devasa bir tiyatro salonu (kongre sunumları da burada yapılıyor), bowling salonu, spor merkezleri, spa, çocuklar için oyun yerleri, sinema salonu, alışveriş yerleri hatta casino bile var! Ancak en önemli şey yok: İletişim. DÜNYA İLE BAĞLANTIMIZ KESİLDİ "Nasıl yani?" ded...

EHLİYET SINAVIM

    Lise hayatınız bitince ve on sekiz yaşınızı doldurunca gerçekten çok heyecanlı bir sürece atılıyorsunuz. Aşağı yukarı aynı zamanlarda üniversite sınavı, mezuniyet töreni, mezuniyet balosu ve araba kullanmaya başlama serüveni oluyor. Heyecanlı bir yaz tatili sizleri bekliyor. Haziran ayının sonu gibi liseden mezun olduk ve hayatımızın belirlendiği üniversite sınavından kurtulduk. Temmuzun başlarında da ehliyet kursuna başladım. Kursa başlama hikayem de hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. Ehliyetimi yaz tatilinde almaya kararlıydım açıkçası. Havalar bozmadan araba kullanmaya alışmak istiyordum çünkü. Ayrıca okul zamanı sürücü kursuna gitmek istemiyordum. Hazır bolca vakit varken rahat rahat kursa gidip kullanmayı öğrenmek istiyordum. Bir gün annemle sürücü kursu aramak için oturduğumuz yere yakın olan kursları gezip bilgi aldık. Bir kursta tam bilgi alırken "Dersimiz beş dakika içinde başlayacak. İsterseniz şimdi kaydolun ya da önümüzdeki ay başlayın dediler." Böyl...