Ana içeriğe atla

ÖLÜMCÜL KİMLİKLER: KÜLTÜR SENTEZİ HER YERDE

  


Kültürel etkileşim ve kültür sentezi güzel bir durumdur. Tüm dünyayı daha iyi yerlere taşıyan bir unsurdur. Bu nedenle “ırkçı” ya da “milliyetçi” davranmak yerine, her fırsatta diğer kültürler ile etkileşime girmeliyiz. Hiçbir kültürü aşağılamamalı, hiçbir kültüre gereğinden fazla değeri vermemeliyiz. Farklı kültürlere ait tüm insanların aklında bulundurması gereken tek bir şey var: Kültür sentezi olumlu bir şeydir. Kültürlerin asimile olmasına neden olmaz, gelişmesini sağlar.

Ben küçüklüğümden beri tam bir kültürel etkileşim bombasının içinde büyümekteyim. Bu nedenle Amin Maalouf’a kendimi çok yakın hissettim. Kültür karmaşası açısından onunkine benzer bir hayatım olduğunu düşünüyorum. Bu durum bazen kendimi bir boşlukta hissetmeme neden oluyor, bazen de kendimi “tüm dünyanın bir vatandaşı” olarak görmeme neden oluyor. Kısacası bu kültürel etkileşimin benim üzerimde hem olumlu hem de olumsuz etkileri var. Ancak olumlu etkileri kesinlikle olumsuz etkilerinden daha fazla.

İzninizle kendimi tanıtayım. Ben hem Türk hem de Hollanda vatandaşıyım. Annem Türk, babam Hollandalı. 30 Nisan 2005’te Hollanda’da doğdum. İki yaşından dört yaşına kadar Hollanda’da kreşe gittim. Okulda Hollanda kültürü ile tanışıyor, babamla Hollandaca konuşuyordum. Annem de Hollandaca bilmesine rağmen farklı kültürleri tanımam için benimle Türkçe konuşuyordu, onunla her akşam Türkçe çizgi filmler izliyorduk. Böyle kozmopolit bir ortamda büyüdüğüm için iki yaşındayken hem Türkçe hem Hollandaca hem de İngilizce konuşabiliyordum. Bu sayede bambaşka milletlerin kültürlerini tanımış ve içselleştirmiş oluyordum.

Elbette şu anda Hollanda kültürünü çok hatırladığım söylenemez ama bebeklikten itibaren farklı kültürler ile iç içe yaşadığım için farklı kültürlerle tanışmanın bana kişisel olarak kattığı faydaları hissedebiliyorum.

Beş yaşından beri Türkiye’de yaşıyorum ve farklı kültürlerin olağanüstü etkileşimleri olduğunu her geçen gün daha iyi bir şekilde gözlemliyorum. Öncelikle yabancı bir ortama girdiğimde kendimden çok daha emin olabiliyorum. İleride hiç bilmediğim bir ülkede yaşayacak olursam kendime güvenim tam bir şekilde yaşayabileceğimi biliyorum. Bu duygular insanın özgüvenini oluşturmaktadır. İnsanın özgüveni ise çevresindekilerin o insana karşı tavırlarını belirlemektedir. Bu nedenle kendinizi ne kadar geliştirirseniz çevreniz size o kadar saygı duyar. Sizin özgüveniniz daha da artar ve bu durum bir döngüye girer. Böylesine pozitif bir döngünün içine girebilmek için en gerekli adımlardan biri farklı kültürleri tanıyarak kendinizi geliştirmenize ve eğitmenize bağlıdır.

Kültür sentezinin bir diğer olumlu tarafı ise girdiğiniz her ortamda diğer insanlardan bir farklılığınızın olmasıdır. Bu farklılığı iyi ve havalı bir durummuş gibi göstermek tamamıyla sizin elinizdedir. Zaten kültür sentezinin olumsuz noktası da buradan kaynaklanmaktadır. Özgüveniniz tam bir şekilde, etrafınıza ışık saçarak, tüm dikkatleri pozitif bir biçimde üstünüze toplayarak bir ortamın “starı” olabilirsiniz. Bu kesinlikle olumlu bir etki değil mi?

Olumlu bir yönünün de olduğu kesin ancak “kesinlikle” olumlu bir etkiye sahip olacağını söyleyemem. Farklı bir kültürden olmak sizin dışlanmanıza, toplumda hor görülmenize ya da insanların size gıpta edişinin dışarıya negatif bir şekilde vurmasına neden olabilir. Bu durumda farklı bir kültüre sahip olmak sizi çok yıpratır ve “Keşke ben de tek bir kültüre sahip olsaydım” dersiniz. “Hem ‘X’ kültüründe hem de ‘Y’ kültüründe dışlanıyorum. Oysaki ben iki kültüre de sahip bir insanım” diye düşünürsünüz. Aklınızdan geçen bu düşünceler arasından odaklanmanız gereken nokta “ben iki kültüre de sahip bir insanım” olmalıdır. Bu sayede olumsuz yanlarını görmezden gelip daha mutlu bir hayat yaşayabilirsiniz.

İnsanların size karşı davranışları ne yönde olursa olsun bu duruma kafayı çok takmamalısınız. Sizin temel hedefiniz “kültür sentezi” ile kendinizi geliştirip eğitmek olmalıdır. Siz kendinizi geliştirdikçe sizi aşağılayan ve dışlayan insanlara “Keşke ben de onun gibi muhteşem bir kültür sentezine sahip olsaydım” dedirteceksiniz. Kültürel etkileşimin sonuçları her zaman iyi olacaktır, bu etkileşimden sakın korkmayın…

Suzan R. HOFSTEDE

11 Eylül 2021

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÜNİVERSİTELİ OLARAK KENDİMİ KEŞFETMEK

    Doğan Cüceloğlu’nun “Var Mısın?" adlı eserini bir buçuk sene önce okumuştum ve çok beğenmiştim. Kitabı o zaman okuduğumda üniversite sınavına hazırlık sürecinde bana yardımcı olmuştu. Kafamda meslek seçimi ve üniversite seçimi gibi şeyleri planlamıştım ancak detayları planlamamda destek olmuştu. Kitabı şimdi de üniversiteye giden bir genç gözüyle okudum ve o anda fark etmediğim başka anlamlar gözüme çarptı. Düşüncelerimi sizlerle de paylaşmayı çok isterim. “Şimdi ve burada, bir başkasının kriterlerine göre var olmaya çabalayan bir insan mısın; yoksa kendi bilincinle oluşturduğun ölçütlere göre seçimlerini yapıp eyleme geçen biri misin?” [1] Kitabın ilk sayfalarından itibaren sık sık hayallere daldım. Kendimi sorguladım. Şu anki konumumu, hayattaki duruşumu sorguladım. Başka insanların kriterlerine göre yaşamak imkânsız. Herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değil.   İnsanlar sürekli yorum yaparlar. Sizin kişiliğiniz hakkında, duruşunuz hakkında, başarınız h...

CRUISE MACERASI

    Şu aralar oldukça heyecanlı bir olay yaşıyorum. Annemle bir uluslararası sağlık hukuku kongresinde geldik. Peki neredeyiz şimdi? Tam olarak denizin ortasındayız. Ege denizinde. 4 Ekim Çarşamba akşamı Ankara'dan otobüsle İstanbul'a geldik. Galataport'ta biraz vakit geçirdik. Kahvaltı, gezme dolaşma, kahve içme, sohbet, biraz da ödevlerimi yapma ve ders çalışmayla geçti sabahım. Öğlen 12.00 gibi pasaport kontrollerinden geçip gemiye bindik. Cruise'a. 10 günlük bir turdayım şimdi. Denizde seyir günlerinde kongreye katılıyorum ve geminin içinde annem ve annemin arkadaşlarıyla sohbet edip geziyorum. Geminin içinde tahmin bile edemeyeceğiniz her şey var. Havuzlar, yemek yerleri, barlar, devasa bir tiyatro salonu (kongre sunumları da burada yapılıyor), bowling salonu, spor merkezleri, spa, çocuklar için oyun yerleri, sinema salonu, alışveriş yerleri hatta casino bile var! Ancak en önemli şey yok: İletişim. DÜNYA İLE BAĞLANTIMIZ KESİLDİ "Nasıl yani?" ded...

EHLİYET SINAVIM

    Lise hayatınız bitince ve on sekiz yaşınızı doldurunca gerçekten çok heyecanlı bir sürece atılıyorsunuz. Aşağı yukarı aynı zamanlarda üniversite sınavı, mezuniyet töreni, mezuniyet balosu ve araba kullanmaya başlama serüveni oluyor. Heyecanlı bir yaz tatili sizleri bekliyor. Haziran ayının sonu gibi liseden mezun olduk ve hayatımızın belirlendiği üniversite sınavından kurtulduk. Temmuzun başlarında da ehliyet kursuna başladım. Kursa başlama hikayem de hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. Ehliyetimi yaz tatilinde almaya kararlıydım açıkçası. Havalar bozmadan araba kullanmaya alışmak istiyordum çünkü. Ayrıca okul zamanı sürücü kursuna gitmek istemiyordum. Hazır bolca vakit varken rahat rahat kursa gidip kullanmayı öğrenmek istiyordum. Bir gün annemle sürücü kursu aramak için oturduğumuz yere yakın olan kursları gezip bilgi aldık. Bir kursta tam bilgi alırken "Dersimiz beş dakika içinde başlayacak. İsterseniz şimdi kaydolun ya da önümüzdeki ay başlayın dediler." Böyl...