Savaşlar; insanları güçsüz, çaresiz ve umutsuz bireylere
dönüştürür. Bu durumdan en çok etkilenenler kadınlar, çocuklar ve gençlerdir.
Ahmet Altan’ın “Gece Yarısı Şarkıları” adlı şiirsel biçimde yazılmış
denemesinde de insanların duygu durumları benzetmeler, tezatlar ve
tekrarlamalarla okuyucuya aktarılmaktadır.
Anlatıcı olan “ben” figürü, insanların acılarını, üzüntülerini ve
çaresizliklerini empati kurarak şiirsel bir dille aktarmıştır. Yazma eylemi, onun
için bir “dışavurum” şeklidir. Derdini insanlık ile paylaşırken daha çarpıcı ve
etkili kılmak adına şiirsel bir düzyazı yazıp “kanamak, yaralanmak ve bilmek”
gibi sözcükler ile tezatlıklara ve mecazlara yer vermiştir. “Kanamak” mecazı
“dışavurumu” temsil ederken, “yaralanmak” hüzün, acı ve kederi, “bilmek” ise
güzellik, mutluluk ve huzur ile bağdaştırılmıştır. “Yazılarımla kanarım”
söylemi ile bu dışavurum açıkça ifade edilmiştir. Çocukların, gençlerin,
kadınların ve kavimlerin çektiği acılar kendisini yaralarken “kahkahalar”,
“gülümsemeler”, “çiçekler” gibi olumlu etki yaratan kavramları bildiğini
söylemektedir. Bu tezatlık ile savaşın insanların hayatlarını nasıl
etkilediğini açıklamıştır.
İnsanların duyguları açıklanırken hep belli bir sırada giden farklı
insan gruplarının durumları betimlenmiştir: Kadınlar, çocuklar, gençler ve
kavimler. Bu kavramlar ile belli sözcükler eşleştirilmiştir, bu nedenle bir
nevi bu kavramlara özel imgelemeler yapılmıştır. Bu imgeler de tekrir sanatı
ile pekiştirilmiştir.
Kadınlar keder ile, çocuklar umutsuzluk ile, gençler gençliğin
yaşanamaması ile, kavimler ise güçsüzlük ve kaygı ile özdeşleştirilmiştir.
“Kadınların zehirli bir şal gibi sarındıkları keder yaralar beni” benzetmesi
ile duygusallığın ve öznelliğin ön plana çıkarıldığı görülmektedir. Bu şiirsel
anlatım da yazıya bir güç katmıştır. Kederin kadınları ne kadar sert bir
şekilde etkilediği benzetme yoluyla okuyucuya sunulmuştur. Gençlerin
gençliklerini yaşayamayarak savaşta vefat etmeleri şu sözcükler ile aktarılmıştır:
“Gençler yaralar beni, minik bir yıldırım gibi bedenlerine çarpan mermilerle
sarılıp ellerini son kez veda eder.” Buradaki benzetme ile savaşın en ufak
bileşeni olan “mermilerin” bile insanların -özellikle de gençlerin- hayatına
nasıl etki ettiği açıklanmıştır.
Sonuç olarak, farklı gruplardan insanların -kadınlar, çocuklar,
gençler ve kavimler- ortak noktası olan “umutsuzluk”, “çaresizlik” ve
“güçsüzlük” benzetmeler, tezatlar, imgeler ve tekrirler ile okuyucuya
sunulmuştur. Savaşın bu olumsuz etkileri şiirsel bir anlatım ile aktarılmıştır.
Suzan R. HOFSTEDE
5 Mart 2022
Yorumlar
Yorum Gönder