Ana içeriğe atla

HIRSLI OLMANIN FAYDALARI VE ZARARLARI

 


Hırslı olmak insanlara “başarılı olmanın altın kuralı” gibi geliyor. Ancak bu gerçekten de öyle midir? Bir miktar hırs elbette motivasyon için gereklidir ama kendimizi yiyip bitirmek, enerjimizi boşu boşuna harcamak doğru mudur bilemiyorum.  

Az miktarda da olsa hırslı olmak insanlar için faydalıdır. Çevresindekilerle kendini kıyaslar -ki bu benim pek de önermediğim bir durum-, kendi gelişimini daha iyi takip eder, başarısı günden güne artar. Herhangi bir işi yapacak güçleri olmadıkları anlarda bile bu “hırs parıltısı” insanların uyuşukluğunu giderir ve verimli bir gün geçirmelerini sağlar.

Hırs konusu ve çalışma ortamı üniversite sınavına hazırlanan gençler için de oldukça önemlidir. Maalesef eğitim sistemimiz “yarış” ve “çevresindekilerle sürekli kıyaslanma” gerektirdiği için “hırs” çalışma ortamlarında gerekli olan bir unsurdur.

Pandemi süreci boyunca evlerde otururken öğrenciler diğerlerinin neler yaptığını bilemediği için kendilerini boşlukta ve amaçsız hissediyorlardı. Çalışma motivasyonunu ya çok zor buluyorlar ya da hiç bulamıyorlardı. Bu koşullar altında, çalışma ortamlarında rakip olmadığından sınava hazırlanmak onlarca kat daha zor bir hâle geliyordu. Bu nedenle çevrenizde mutlaka kendinizi kıyaslayabileceğiniz küçük de olsa bir grubun olması önemlidir. Hırslanmanızı sağlayıp sizi başarıya götürebilir.

Hırslı olmak çok iyi bir şey gibi görünse de bir süre sonra “sadece diğer insanların neler yaptıklarına” odaklanmanıza neden olup başarınızı düşürebilir. Gereksiz yere enerjinizi harcayıp etrafınıza negatif bir enerji yayarsınız. Çalışma motivasyonunuz enerji kaybından dolayı düşer ve başarınız giderek azalır. Bir anda size faydası olan bir etken, zarar vermeye başlar.

İşin en kötü tarafı ise “hırsınızdan dolayı” çevrenize alay konusu olursunuz. Günlük hayatımda etrafımda birçok kişinin kendisini “hırstan” dolayı gülünç durumlara düşürdüğünü ve bu girdaptan bir daha çıkamadığını görmüşümdür. Daha sonradan, bu insanların yaptıkları komik davranışlar hep alay konusu hâline gelir. Takdir edersiniz ki alay edilen kişilerin özgüvenleri azalır ve psikolojik olarak çok kötü etkilenirler. Yani sadece hırslarından dolayı enerji kaybı yaşamakla kalmazlar, üstüne üstlük özgüven eksikliği problemi çekerler.

Her konu için geçerli olan şu sözü hiç unutmamak gerekir: “Her şey tadında güzeldir”. “Hırslı olmanın” da tam kararında olması gerekir, ne eksik ne fazla… 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÜNİVERSİTELİ OLARAK KENDİMİ KEŞFETMEK

    Doğan Cüceloğlu’nun “Var Mısın?" adlı eserini bir buçuk sene önce okumuştum ve çok beğenmiştim. Kitabı o zaman okuduğumda üniversite sınavına hazırlık sürecinde bana yardımcı olmuştu. Kafamda meslek seçimi ve üniversite seçimi gibi şeyleri planlamıştım ancak detayları planlamamda destek olmuştu. Kitabı şimdi de üniversiteye giden bir genç gözüyle okudum ve o anda fark etmediğim başka anlamlar gözüme çarptı. Düşüncelerimi sizlerle de paylaşmayı çok isterim. “Şimdi ve burada, bir başkasının kriterlerine göre var olmaya çabalayan bir insan mısın; yoksa kendi bilincinle oluşturduğun ölçütlere göre seçimlerini yapıp eyleme geçen biri misin?” [1] Kitabın ilk sayfalarından itibaren sık sık hayallere daldım. Kendimi sorguladım. Şu anki konumumu, hayattaki duruşumu sorguladım. Başka insanların kriterlerine göre yaşamak imkânsız. Herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değil.   İnsanlar sürekli yorum yaparlar. Sizin kişiliğiniz hakkında, duruşunuz hakkında, başarınız h...

CRUISE MACERASI

    Şu aralar oldukça heyecanlı bir olay yaşıyorum. Annemle bir uluslararası sağlık hukuku kongresinde geldik. Peki neredeyiz şimdi? Tam olarak denizin ortasındayız. Ege denizinde. 4 Ekim Çarşamba akşamı Ankara'dan otobüsle İstanbul'a geldik. Galataport'ta biraz vakit geçirdik. Kahvaltı, gezme dolaşma, kahve içme, sohbet, biraz da ödevlerimi yapma ve ders çalışmayla geçti sabahım. Öğlen 12.00 gibi pasaport kontrollerinden geçip gemiye bindik. Cruise'a. 10 günlük bir turdayım şimdi. Denizde seyir günlerinde kongreye katılıyorum ve geminin içinde annem ve annemin arkadaşlarıyla sohbet edip geziyorum. Geminin içinde tahmin bile edemeyeceğiniz her şey var. Havuzlar, yemek yerleri, barlar, devasa bir tiyatro salonu (kongre sunumları da burada yapılıyor), bowling salonu, spor merkezleri, spa, çocuklar için oyun yerleri, sinema salonu, alışveriş yerleri hatta casino bile var! Ancak en önemli şey yok: İletişim. DÜNYA İLE BAĞLANTIMIZ KESİLDİ "Nasıl yani?" ded...

EHLİYET SINAVIM

    Lise hayatınız bitince ve on sekiz yaşınızı doldurunca gerçekten çok heyecanlı bir sürece atılıyorsunuz. Aşağı yukarı aynı zamanlarda üniversite sınavı, mezuniyet töreni, mezuniyet balosu ve araba kullanmaya başlama serüveni oluyor. Heyecanlı bir yaz tatili sizleri bekliyor. Haziran ayının sonu gibi liseden mezun olduk ve hayatımızın belirlendiği üniversite sınavından kurtulduk. Temmuzun başlarında da ehliyet kursuna başladım. Kursa başlama hikayem de hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. Ehliyetimi yaz tatilinde almaya kararlıydım açıkçası. Havalar bozmadan araba kullanmaya alışmak istiyordum çünkü. Ayrıca okul zamanı sürücü kursuna gitmek istemiyordum. Hazır bolca vakit varken rahat rahat kursa gidip kullanmayı öğrenmek istiyordum. Bir gün annemle sürücü kursu aramak için oturduğumuz yere yakın olan kursları gezip bilgi aldık. Bir kursta tam bilgi alırken "Dersimiz beş dakika içinde başlayacak. İsterseniz şimdi kaydolun ya da önümüzdeki ay başlayın dediler." Böyl...