Ana içeriğe atla

SABAHLARI ERKEN UYANMANIN ÖNEMİ VE AYRICALIĞI

 


         Sabahları erken uyanıp güne verimli başlamak gibisi yoktur. Bu arada “erken” kelimesinden kastım saat sabah dört buçuk beş buçuk arasında uyanmak. Her başarılı insanın güne erken, Güneş’ten bile daha erken, başladığına inanıyorum.

Sabahları dört buçukta uyanmanın büyük bir disiplin gerektirdiğine inanıyorum. Disiplinli ve düzenli bir hayat yaşamayı da çok severim. Ayrıca günü verimli geçirdiğim zaman çalışmak için daha motive oluyorum ve daha çok ders çalışma kapasitesi kazanıyorum. Bu sayede hedeflediğim -ki herkes beni hedeflerimi ve planlarımı “aşırıya kaçarak” hazırladığım için eleştirir- çoğu şeyi gün sonuna kadar bitirebiliyorum.

Bu konuda beni gaza getiren bir etken de sosyal medyada karşıma çıkan “girişimcilerin günlük rutini” yazıları sanırım. Son zamanlarda hem sosyal medyada karşıma “girişimcilik” ile ilgili çıkan makaleler hem de kişisel gelişim kitapları çok hoşuma gidiyor. Bu yerlerden öğrendiğim bilgileri hayatıma entegre etmeye çalışıyorum ve şu ana kadar hepsinin faydasını gördüm. Sabahları erken kalkmak da bu faydalardan biri.

Sürekli aşırı derecede başarılı ve dünya çapında ünlü -tabii eğitimi ve insanlığa verdiği hizmet sonucunda ünlü- kişilerin sabahları beşte uyandıklarını görüp duruyordum. Bunun için on birinci sınıfa başlamadan üç hafta önce ben de “erken kalkma rutinini” denemek istedim.

Gerçekten sabahları erken uyanmak insanı hem çok motive ediyor hem de daha verimli çalışmasını sağlıyor. Beş gibi dersin başına oturduğunuz zaman saat yediye kadar çok verimli bir şekilde problem ve paragraf sorusu çözme imkânı oluşturabiliyorsunuz.

Yaz tatili süresince bu “başarıya giden yol” tekniğini kullandım. Saat on on bir civarında o kadar çok iş bitirmiş oluyorsunuz ki bu verim sizi daha da motive ediyor ve daha çok çalışmaya başlıyorsunuz. Öğleden sonra saat iki üç gibi kelimenin tam anlamıyla “pilim bitince” kısa bir mola amaçlı spor yapıp bir saat sonra tekrar devam ediyorum. Eğer veriminizi artırmak istiyorsanız sabahları erken kalkmayı mutlaka denemelisiniz.  

“Sabahları neden o kadar erken kalkıp rahatımı bozayım ki? Normalde de evde gürültü olmuyor ve rahat çalışabiliyorum.” diye düşünüyor olabilirsiniz. Benim evimde de kesinlikle gürültü, kavga ve huzursuz bir ortam yok. Annemle baş başa mutlu mesut -biraz da deliler gibi çalışarak- yaşayıp gidiyoruz. Erken kalkmaktaki amacım günümü daha verimli geçirdiğimi düşündüğüm için.

Ayrıca erken uyandığım için akşamları erken uyumam gerekiyor. Saat dokuz buçuk on arasında uyuyunca normal günlük uykumu alıp verimli bir başka güne başlıyorum. Veriminize verim katmak için erken uyanmak hayatî bir önem taşıyor. Her başarılı insan gibi siz de güne erken başlayın!


 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÜNİVERSİTELİ OLARAK KENDİMİ KEŞFETMEK

    Doğan Cüceloğlu’nun “Var Mısın?" adlı eserini bir buçuk sene önce okumuştum ve çok beğenmiştim. Kitabı o zaman okuduğumda üniversite sınavına hazırlık sürecinde bana yardımcı olmuştu. Kafamda meslek seçimi ve üniversite seçimi gibi şeyleri planlamıştım ancak detayları planlamamda destek olmuştu. Kitabı şimdi de üniversiteye giden bir genç gözüyle okudum ve o anda fark etmediğim başka anlamlar gözüme çarptı. Düşüncelerimi sizlerle de paylaşmayı çok isterim. “Şimdi ve burada, bir başkasının kriterlerine göre var olmaya çabalayan bir insan mısın; yoksa kendi bilincinle oluşturduğun ölçütlere göre seçimlerini yapıp eyleme geçen biri misin?” [1] Kitabın ilk sayfalarından itibaren sık sık hayallere daldım. Kendimi sorguladım. Şu anki konumumu, hayattaki duruşumu sorguladım. Başka insanların kriterlerine göre yaşamak imkânsız. Herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değil.   İnsanlar sürekli yorum yaparlar. Sizin kişiliğiniz hakkında, duruşunuz hakkında, başarınız h...

CRUISE MACERASI

    Şu aralar oldukça heyecanlı bir olay yaşıyorum. Annemle bir uluslararası sağlık hukuku kongresinde geldik. Peki neredeyiz şimdi? Tam olarak denizin ortasındayız. Ege denizinde. 4 Ekim Çarşamba akşamı Ankara'dan otobüsle İstanbul'a geldik. Galataport'ta biraz vakit geçirdik. Kahvaltı, gezme dolaşma, kahve içme, sohbet, biraz da ödevlerimi yapma ve ders çalışmayla geçti sabahım. Öğlen 12.00 gibi pasaport kontrollerinden geçip gemiye bindik. Cruise'a. 10 günlük bir turdayım şimdi. Denizde seyir günlerinde kongreye katılıyorum ve geminin içinde annem ve annemin arkadaşlarıyla sohbet edip geziyorum. Geminin içinde tahmin bile edemeyeceğiniz her şey var. Havuzlar, yemek yerleri, barlar, devasa bir tiyatro salonu (kongre sunumları da burada yapılıyor), bowling salonu, spor merkezleri, spa, çocuklar için oyun yerleri, sinema salonu, alışveriş yerleri hatta casino bile var! Ancak en önemli şey yok: İletişim. DÜNYA İLE BAĞLANTIMIZ KESİLDİ "Nasıl yani?" ded...

EHLİYET SINAVIM

    Lise hayatınız bitince ve on sekiz yaşınızı doldurunca gerçekten çok heyecanlı bir sürece atılıyorsunuz. Aşağı yukarı aynı zamanlarda üniversite sınavı, mezuniyet töreni, mezuniyet balosu ve araba kullanmaya başlama serüveni oluyor. Heyecanlı bir yaz tatili sizleri bekliyor. Haziran ayının sonu gibi liseden mezun olduk ve hayatımızın belirlendiği üniversite sınavından kurtulduk. Temmuzun başlarında da ehliyet kursuna başladım. Kursa başlama hikayem de hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. Ehliyetimi yaz tatilinde almaya kararlıydım açıkçası. Havalar bozmadan araba kullanmaya alışmak istiyordum çünkü. Ayrıca okul zamanı sürücü kursuna gitmek istemiyordum. Hazır bolca vakit varken rahat rahat kursa gidip kullanmayı öğrenmek istiyordum. Bir gün annemle sürücü kursu aramak için oturduğumuz yere yakın olan kursları gezip bilgi aldık. Bir kursta tam bilgi alırken "Dersimiz beş dakika içinde başlayacak. İsterseniz şimdi kaydolun ya da önümüzdeki ay başlayın dediler." Böyl...