Ana içeriğe atla

SOSYAL MEDYADAN UZAKLAŞIN

  


Sosyal medya günümüzde sadece gençler için değil, çocuklar ve yetişkinler için de çok büyük bir vakit kaybı. Dürüst olmak gerekirse hepimiz zaman zaman saatlerimizi boşu boşuna sosyal medya platformlarında harcayabiliyoruz. Oysa sosyal medya sadece vaktimizi değil bizleri de tüketmekte…

Sosyal medyada gördüklerimiz genelde bizleri oldukça olumsuz etkilemekte. Sürekli estetikli insanların “photoshoplu” fotoğraflarına bakmak çoğu gencin psikolojisini bozmakta. Gençler sürekli kendilerini gerçekçi olmayan fotoğraflar ile karşılaştırıp morallerini bozuyorlar. Hatta birçoğu bu konu nedeniyle bunalıma bile giriyor. Bu konuda herhangi bir araştırma yapmamış olduğumun farkındayım. Ancak hangi arkadaşım ile bu konuyu konuşsak konu hep bu noktaya varıyor. Yani gençler arasındaki sohbetlerden bile böylesine acı bir durum açığa çıkıyor.

Üniversiteye hazırlanan masum ve zavallı gençlerin bu dönemde kesinlikle morallerini herhangi bir nedenle bozmamaları gerekiyor. Üzerlerinde birçok baskı varken bir de üzerine bu tarz saçma baskılar eklenince dayanacak güçleri kalmıyor. Bu nedenle lisenin son iki yılı “sosyal medya detoksu” yapmak için oldukça uygun bir zaman.

Sosyal medyadaki “photoshoplu” fotoğraflar haricinde gençler üzerinde başka olumsuz etkileri de bulunmakta. Çoğu genç son zamanlarda üniversite okumadan milyonlarca lira kazanabileceğine inanıyor. Bu durumun tek sorumlusu baş düşmanlarımızdan biri olan “sosyal medya”. Sosyal medya sayesinde ünlü olan insanlar, genellikle aşırı derecede eğitimsiz olduklarından öğrencilerin ders çalışma hevesini kırmaktalar.

Bu durumdan nasıl bu yargıya ulaştığımı sorguluyor olabilirsiniz. İsterseniz açıklayayım… Üniversiteye gitmemiş -belki lise mezunu bile olmayan insanlar- yasal olmayan yollarla milyonlarca lira kazandıkları için gençlerin çoğu kendi hayatlarını sorgulamaya başlıyorlar: “O zaman ben niye bu kadar çalışıyorum?”

Bu kadar çok çalışmanızın iki temel nedeni var: Eğitim sistemi ve hayatta ekonomik özgürlüğe sahip olmak. Maalesef eğitim sistemi nedeniyle gereksiz yere fazla çalışıyoruz. Ancak bu çılgın ders çalışma sonucunda, hayatımız boyunca ekonomik bir güce sahip olacağınızı unutmamalısınız. Bu gücün hayali ile çalışırsanız motivasyonunuzu kaybetmeyeceğinize emin olabilirsiniz.

Sonuç olarak, özellikle üniversite sınavına hazırlanan gençlerin sosyal medya kullanımlarını büyük ölçüde azaltmalarını öneriyorum. Yapacağınız “sosyal medya detoksu” ile emin olun kendinizi çok daha özgür ve rahatlamış hissedeceksiniz.


 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÜNİVERSİTELİ OLARAK KENDİMİ KEŞFETMEK

    Doğan Cüceloğlu’nun “Var Mısın?" adlı eserini bir buçuk sene önce okumuştum ve çok beğenmiştim. Kitabı o zaman okuduğumda üniversite sınavına hazırlık sürecinde bana yardımcı olmuştu. Kafamda meslek seçimi ve üniversite seçimi gibi şeyleri planlamıştım ancak detayları planlamamda destek olmuştu. Kitabı şimdi de üniversiteye giden bir genç gözüyle okudum ve o anda fark etmediğim başka anlamlar gözüme çarptı. Düşüncelerimi sizlerle de paylaşmayı çok isterim. “Şimdi ve burada, bir başkasının kriterlerine göre var olmaya çabalayan bir insan mısın; yoksa kendi bilincinle oluşturduğun ölçütlere göre seçimlerini yapıp eyleme geçen biri misin?” [1] Kitabın ilk sayfalarından itibaren sık sık hayallere daldım. Kendimi sorguladım. Şu anki konumumu, hayattaki duruşumu sorguladım. Başka insanların kriterlerine göre yaşamak imkânsız. Herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değil.   İnsanlar sürekli yorum yaparlar. Sizin kişiliğiniz hakkında, duruşunuz hakkında, başarınız h...

CRUISE MACERASI

    Şu aralar oldukça heyecanlı bir olay yaşıyorum. Annemle bir uluslararası sağlık hukuku kongresinde geldik. Peki neredeyiz şimdi? Tam olarak denizin ortasındayız. Ege denizinde. 4 Ekim Çarşamba akşamı Ankara'dan otobüsle İstanbul'a geldik. Galataport'ta biraz vakit geçirdik. Kahvaltı, gezme dolaşma, kahve içme, sohbet, biraz da ödevlerimi yapma ve ders çalışmayla geçti sabahım. Öğlen 12.00 gibi pasaport kontrollerinden geçip gemiye bindik. Cruise'a. 10 günlük bir turdayım şimdi. Denizde seyir günlerinde kongreye katılıyorum ve geminin içinde annem ve annemin arkadaşlarıyla sohbet edip geziyorum. Geminin içinde tahmin bile edemeyeceğiniz her şey var. Havuzlar, yemek yerleri, barlar, devasa bir tiyatro salonu (kongre sunumları da burada yapılıyor), bowling salonu, spor merkezleri, spa, çocuklar için oyun yerleri, sinema salonu, alışveriş yerleri hatta casino bile var! Ancak en önemli şey yok: İletişim. DÜNYA İLE BAĞLANTIMIZ KESİLDİ "Nasıl yani?" ded...

EHLİYET SINAVIM

    Lise hayatınız bitince ve on sekiz yaşınızı doldurunca gerçekten çok heyecanlı bir sürece atılıyorsunuz. Aşağı yukarı aynı zamanlarda üniversite sınavı, mezuniyet töreni, mezuniyet balosu ve araba kullanmaya başlama serüveni oluyor. Heyecanlı bir yaz tatili sizleri bekliyor. Haziran ayının sonu gibi liseden mezun olduk ve hayatımızın belirlendiği üniversite sınavından kurtulduk. Temmuzun başlarında da ehliyet kursuna başladım. Kursa başlama hikayem de hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. Ehliyetimi yaz tatilinde almaya kararlıydım açıkçası. Havalar bozmadan araba kullanmaya alışmak istiyordum çünkü. Ayrıca okul zamanı sürücü kursuna gitmek istemiyordum. Hazır bolca vakit varken rahat rahat kursa gidip kullanmayı öğrenmek istiyordum. Bir gün annemle sürücü kursu aramak için oturduğumuz yere yakın olan kursları gezip bilgi aldık. Bir kursta tam bilgi alırken "Dersimiz beş dakika içinde başlayacak. İsterseniz şimdi kaydolun ya da önümüzdeki ay başlayın dediler." Böyl...