Ana içeriğe atla

UYKU DÜZENİ

 


İyi bir uyku düzeni başarılı olmak için gereken en temel elementlerden biridir. Hem tatil zamanında hem hafta sonlarında hem de okul zamanı aynı saatlerde uyuyup aynı saatlerde uyanmak çalışma rutinimiz için büyük bir öneme sahiptir. Her gün her gün sabahın köründe ben nasıl uyanayım, ben de insan değil miyim dediğinizi çok iyi hissedebiliyorum. Bazı günler ben de bu şekilde düşünsem de güne erken başlamanın beni dinç ve zinde kıldığına inanıyorum. Hem de üç aşağı beş yukarı benzer bir günlük rutine uyduğum için günümün daha verimli geçtiğini düşünüyorum.

Belki benim bu fikrime katılmayacak pek çok kişi vardır ancak böyle bir sınav maratonu sürecinden geçerken tatil bile olsa sabahları erken kalkmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Şu anda Şubat Tatilinde olmama rağmen her sabah otomatik olarak altı buçukta uyanıveriyorum. Alarm kurmadığım hâlde. Tatil olduğu için okul zamanına göre yarım saat daha geç uyanmış oluyorum ama hem dinlenmiş ve uykumu iyi almış bir şekilde güne başlıyor hem de güne erken başladığım için ekstradan motive oluyorum.

Peki güzel bir uyku düzenini sağlamak için neler yapmak gerekir, diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Her bireyin kendine göre günlük uyuması gereken bir süre vardır ve bu süre kişiden kişiye göre değişir. Mesela benimki yaklaşık yedi buçuk-sekiz saat civarı. Akşamları 23.00 olduğu an bir anda uykum geliyor, sabahları da 6.00-6.30 oldu mu hemencecik hiç alarm bile kurmadan uyanıveriyorum. Kendiniz için uygun uyku süresini ve uyuyup uyanacağınız saatleri belirledikten sonra işiniz oldukça kolay.

Genel olarak uyku düzeninizi kontrol altında tutabilmek için telefonlara yüklenebilen birçok sağlık uygulaması var. Ben bu uygulamaları çok kullanmamakla birlikte bir düzen oluşturmak için faydalı olabileceğini düşünüyorum.

Sabahları bir kerecik olsun erken uyandığınız takdire uyku rutininiz kendi kendine oluşuveriyor. Gün içerisinde uyumayıp akşam makul bir saatte uyuyunca kolayca bir düzen oluşturmuş oluyorsunuz. Eğer “ben sabah sabah uyanamam ki” diyenlerdenseniz erken uyanabilmek için birkaç küçük tavsiye verebilirim: Alarm kurmak, sabah erken saatlerde güneş ışığı alan bir odada uyumak, uyumadan önce bol su içmek
(Sakın son yazdığımla dalga geçmeyin, gerçekten benim erken uyanmamın temel nedeni bu.). Elbette işin en önemli noktası ise motive ve enerjik bir şekilde uyanır uyanmaz yataktan kalkıp yatağı toplamak. Bu sayede hem bir daha yatağa dönemiyor hem de düzenli bir odaya sahip oluyorsunuz.  Bu da sizi daha çok motive edip daha çok ve daha rahat çalışabileceğiniz bir ortama sahip olmanızı sağlıyor.

Ne yapıp ne edip güzel bir uyku düzenine sahip olmalı ve kaliteli bir şekilde uyumaya özen göstermelisiniz. Dinlenmek, çalışmak için gereken enerjiyi sağladığından en az yarısını oluşturur diyebiliriz…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÜNİVERSİTELİ OLARAK KENDİMİ KEŞFETMEK

    Doğan Cüceloğlu’nun “Var Mısın?" adlı eserini bir buçuk sene önce okumuştum ve çok beğenmiştim. Kitabı o zaman okuduğumda üniversite sınavına hazırlık sürecinde bana yardımcı olmuştu. Kafamda meslek seçimi ve üniversite seçimi gibi şeyleri planlamıştım ancak detayları planlamamda destek olmuştu. Kitabı şimdi de üniversiteye giden bir genç gözüyle okudum ve o anda fark etmediğim başka anlamlar gözüme çarptı. Düşüncelerimi sizlerle de paylaşmayı çok isterim. “Şimdi ve burada, bir başkasının kriterlerine göre var olmaya çabalayan bir insan mısın; yoksa kendi bilincinle oluşturduğun ölçütlere göre seçimlerini yapıp eyleme geçen biri misin?” [1] Kitabın ilk sayfalarından itibaren sık sık hayallere daldım. Kendimi sorguladım. Şu anki konumumu, hayattaki duruşumu sorguladım. Başka insanların kriterlerine göre yaşamak imkânsız. Herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değil.   İnsanlar sürekli yorum yaparlar. Sizin kişiliğiniz hakkında, duruşunuz hakkında, başarınız h...

CRUISE MACERASI

    Şu aralar oldukça heyecanlı bir olay yaşıyorum. Annemle bir uluslararası sağlık hukuku kongresinde geldik. Peki neredeyiz şimdi? Tam olarak denizin ortasındayız. Ege denizinde. 4 Ekim Çarşamba akşamı Ankara'dan otobüsle İstanbul'a geldik. Galataport'ta biraz vakit geçirdik. Kahvaltı, gezme dolaşma, kahve içme, sohbet, biraz da ödevlerimi yapma ve ders çalışmayla geçti sabahım. Öğlen 12.00 gibi pasaport kontrollerinden geçip gemiye bindik. Cruise'a. 10 günlük bir turdayım şimdi. Denizde seyir günlerinde kongreye katılıyorum ve geminin içinde annem ve annemin arkadaşlarıyla sohbet edip geziyorum. Geminin içinde tahmin bile edemeyeceğiniz her şey var. Havuzlar, yemek yerleri, barlar, devasa bir tiyatro salonu (kongre sunumları da burada yapılıyor), bowling salonu, spor merkezleri, spa, çocuklar için oyun yerleri, sinema salonu, alışveriş yerleri hatta casino bile var! Ancak en önemli şey yok: İletişim. DÜNYA İLE BAĞLANTIMIZ KESİLDİ "Nasıl yani?" ded...

EHLİYET SINAVIM

    Lise hayatınız bitince ve on sekiz yaşınızı doldurunca gerçekten çok heyecanlı bir sürece atılıyorsunuz. Aşağı yukarı aynı zamanlarda üniversite sınavı, mezuniyet töreni, mezuniyet balosu ve araba kullanmaya başlama serüveni oluyor. Heyecanlı bir yaz tatili sizleri bekliyor. Haziran ayının sonu gibi liseden mezun olduk ve hayatımızın belirlendiği üniversite sınavından kurtulduk. Temmuzun başlarında da ehliyet kursuna başladım. Kursa başlama hikayem de hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. Ehliyetimi yaz tatilinde almaya kararlıydım açıkçası. Havalar bozmadan araba kullanmaya alışmak istiyordum çünkü. Ayrıca okul zamanı sürücü kursuna gitmek istemiyordum. Hazır bolca vakit varken rahat rahat kursa gidip kullanmayı öğrenmek istiyordum. Bir gün annemle sürücü kursu aramak için oturduğumuz yere yakın olan kursları gezip bilgi aldık. Bir kursta tam bilgi alırken "Dersimiz beş dakika içinde başlayacak. İsterseniz şimdi kaydolun ya da önümüzdeki ay başlayın dediler." Böyl...