Ana içeriğe atla

ON BİRİNCİ SINIFA GEÇERKEN YAZ TATİLİ

 


Onuncu sınıftan on birinci sınıfa geçtiğiniz yaz tatili benim gözümde son rahat yapılacak tatil anlamına gelmekte. Elbette daha sonradan da kısa tatiller bulunmakta ancak sizin içinizdeki “az çalışıyorum, zamanımı boşa geçiriyorum, herkes çalışırken ben boş boş yatıp tavanı izliyorum” düşünceleri tatillerde peşinizi rahat bırakmıyor.

Bu kendi iç sesimizin süreç içerisinde yapacağı gıcıklık nedeniyle baştan güzelce dinlenip koşu maratonuna güçlü bir depar ile başlamak çok daha verimli ve faydalı olacaktır. İçinizden çalışmak geliyorsa tabii ki bir miktar ders çalışabilirsiniz veya dershaneniz yaz tatili ödevi verdiyse o ödevleri ara ara mutlaka çözmelisiniz ama unutmayın ki tatil yapmak büyük bir önem taşıyor. Bol bol “yiyin, için, gezin” yöntemini uygulayabilirsiniz. Örneğin ailenizle daha çok vakit geçirebilir, gezmeye gidebilir, kitap okuyup filmler izleyebilirsiniz.

Ben tatilimin son iki haftasına kadar dinlenebildiğim kadar dinlendim, dershane ödevlerimi yapıp bitirdim, bol bol kitap okudum ve annemle doyasıya gezdim dolaştım. Yaz tatili boyunca en az altmış-altmış beş kitap bitirdim. Ara sıra spor ve yürüyüş yaptım. Maske ve sosyal mesafe kurallarına çok dikkat ederek kuzenlerimle bir buçuk yıllık aradan sonra ilk defa görüşmeye başladım.

Zaten tatilin son zamanlarında, pandemi sürecinden yeni yeni ve yavaş yavaş çıkar gibi oluyorduk o aralar. Bir buçuk yılın ardından ilk defa okula gidip arkadaşlarımı göreceğim için heyecanlı, aynı zamanda salgın tam olarak bitmediği için de tedirgin olduğum anlar… Tabii bir de sabahları normalde -yani pandemi sürecinde online eğitimde- uyandığımdan daha erken bir saatte uyanıp “hızlı hazırlanma yarışı” işi var. (Ne yalan söyleyeyim, iki yıl evde oturduktan sonra sabah sabah kalkıp hazırlanmak ekstra zorlu oluyor…)

Bu eski düzenime adapte olabilmek için tatilimin son iki haftasında kelimenin tam anlamıyla sabahın köründe uyanmaya başladım. Bazı günler beş-beş buçuk gibi, bazı günler de dört buçuk gibi… Sabah sakin ve açık bir kafayla problem ve paragraf sorusu çözüp güne öyle başlıyordum. Okulun açıldığı ilk iki hafta da bu programıma uymaya devam ettim ancak bir süre sonra tükendiğimi hissettim. Daha gerçek maratona tam olarak başlamamışken okulun üçüncü haftasında tükenmiş hissettiğim için bir miktar panik oldum ve sabahları altıda uyanıp sadece hazırlanıp okula gitme ritüellerime geri döndüm.

On birinci sınıfa başlamadan önceki yaz tatili planlarınız için sizlere önerilerim: olabildiğince güzel vakit geçirip dinlenmek. İster hobilerinize zaman ayırın, ister ailenize, isterseniz de gezmeye… Seçim sizin. Güçlü bir depar için son dinlenme fırsatınız olduğunu unutmayın ve bu güzel tatiliniz tadını çıkarın!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÜNİVERSİTELİ OLARAK KENDİMİ KEŞFETMEK

    Doğan Cüceloğlu’nun “Var Mısın?" adlı eserini bir buçuk sene önce okumuştum ve çok beğenmiştim. Kitabı o zaman okuduğumda üniversite sınavına hazırlık sürecinde bana yardımcı olmuştu. Kafamda meslek seçimi ve üniversite seçimi gibi şeyleri planlamıştım ancak detayları planlamamda destek olmuştu. Kitabı şimdi de üniversiteye giden bir genç gözüyle okudum ve o anda fark etmediğim başka anlamlar gözüme çarptı. Düşüncelerimi sizlerle de paylaşmayı çok isterim. “Şimdi ve burada, bir başkasının kriterlerine göre var olmaya çabalayan bir insan mısın; yoksa kendi bilincinle oluşturduğun ölçütlere göre seçimlerini yapıp eyleme geçen biri misin?” [1] Kitabın ilk sayfalarından itibaren sık sık hayallere daldım. Kendimi sorguladım. Şu anki konumumu, hayattaki duruşumu sorguladım. Başka insanların kriterlerine göre yaşamak imkânsız. Herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değil.   İnsanlar sürekli yorum yaparlar. Sizin kişiliğiniz hakkında, duruşunuz hakkında, başarınız h...

CRUISE MACERASI

    Şu aralar oldukça heyecanlı bir olay yaşıyorum. Annemle bir uluslararası sağlık hukuku kongresinde geldik. Peki neredeyiz şimdi? Tam olarak denizin ortasındayız. Ege denizinde. 4 Ekim Çarşamba akşamı Ankara'dan otobüsle İstanbul'a geldik. Galataport'ta biraz vakit geçirdik. Kahvaltı, gezme dolaşma, kahve içme, sohbet, biraz da ödevlerimi yapma ve ders çalışmayla geçti sabahım. Öğlen 12.00 gibi pasaport kontrollerinden geçip gemiye bindik. Cruise'a. 10 günlük bir turdayım şimdi. Denizde seyir günlerinde kongreye katılıyorum ve geminin içinde annem ve annemin arkadaşlarıyla sohbet edip geziyorum. Geminin içinde tahmin bile edemeyeceğiniz her şey var. Havuzlar, yemek yerleri, barlar, devasa bir tiyatro salonu (kongre sunumları da burada yapılıyor), bowling salonu, spor merkezleri, spa, çocuklar için oyun yerleri, sinema salonu, alışveriş yerleri hatta casino bile var! Ancak en önemli şey yok: İletişim. DÜNYA İLE BAĞLANTIMIZ KESİLDİ "Nasıl yani?" ded...

EHLİYET SINAVIM

    Lise hayatınız bitince ve on sekiz yaşınızı doldurunca gerçekten çok heyecanlı bir sürece atılıyorsunuz. Aşağı yukarı aynı zamanlarda üniversite sınavı, mezuniyet töreni, mezuniyet balosu ve araba kullanmaya başlama serüveni oluyor. Heyecanlı bir yaz tatili sizleri bekliyor. Haziran ayının sonu gibi liseden mezun olduk ve hayatımızın belirlendiği üniversite sınavından kurtulduk. Temmuzun başlarında da ehliyet kursuna başladım. Kursa başlama hikayem de hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. Ehliyetimi yaz tatilinde almaya kararlıydım açıkçası. Havalar bozmadan araba kullanmaya alışmak istiyordum çünkü. Ayrıca okul zamanı sürücü kursuna gitmek istemiyordum. Hazır bolca vakit varken rahat rahat kursa gidip kullanmayı öğrenmek istiyordum. Bir gün annemle sürücü kursu aramak için oturduğumuz yere yakın olan kursları gezip bilgi aldık. Bir kursta tam bilgi alırken "Dersimiz beş dakika içinde başlayacak. İsterseniz şimdi kaydolun ya da önümüzdeki ay başlayın dediler." Böyl...